Şah Rıza Pehlevi’nin Adana Ziyareti
İmparatoriçe Farah Diba’yı yenecek bir şey zannederdim…
Bugünlerde sosyal medyada aniden “Şah Rıza Pehlevi” ve akıbeti hakkında yazılar dolaşıyor.
ABD ve Batı emperyalizmine güvenen “İtibar Düşkünü”nün hazin sonunu anlatan ilginç bir yazı…
Sadece şah değil ailesi de dünyanın gündeminden düşmemişti.
Şah ailesi ile birlikte Adana’ya gelmişti; O günlerden söz edelim.
UZAYDAN BAKILINCA
1946 yıllarınsan itibaren uzaydan bakılınca dünyadan görülenler:
1 – Çin Seddi
2 – Gelişmekte olan ülkelere pompalanan ABD ve batı hayranlığı
Zannedersiniz ki insanda ABD hayranlığı uyandırmayacak bir haber yapmak ya da bir cümle kurmak günahtı.
“Yasaktı” demiyorum çünkü yasak delinebilirdi ama günah?
ABD Başkanlarının sözleri, yeryüzü tanrılarının –haşa – ayeti gibi siyasilerin ağzında…
Dinsel anlamda iman eden sonunda cennete gider. Peki ya ABD’ye biat eden liderler ne olur? O da Şah Rıza Pehlevi gibi dünyanın yıldızı olur.
İşte ABD’nin örnek olarak boyayıp cilaladığı ve itibar ile yüceleştirdiği Şah Rıza Pehlevi Adana’ya gelir.
1967 yılının 5 Ocak Adana’nın kurtuluş törenleri…
Adana kutlama coşkusuna hazırlanırken, kamuoyuna yansıyan bir haber, başta sosyetenin olmak üzere siyasetin gündemini değiştirir;
“Şah Rıza Pehlevi Eşi Farah Diba ile birlikte Adana’ya gelecek…”
Sosyete için Cevdet Sunay, Demirel ve diğer bakanlar gündemden düştü: varsa yoksa Farah Diba.
O zamanlar Farah Diba’nın konuşulmadığı bir ev olduğunu sanmıyorum.
Annem Türkçe bilmez… Kendisi gibi okuma yazma bilmeyen komşuları ile birlikte, kuru patlıcan sohbetinden evvel Farah Diba, çökeleği güneşte kuruttuktan sonra Farah Diba…
İmparatoriçe Farah Diba’yı yenecek bir şey zannederdim…
SELAMSIZ BANDOSU…
Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve Başbakan Süleyman Demirel (Pehlevi gibi parlak değil Mat ABD cilası ile boyanmışlardı) ve devlet erkanı Batman – İskenderun Ham petrol Boru Hattı’nın açılışı ve Adana Kurtuluş Törenleri için şehrimizdeydi.
Program gereği Şah Pehlevi ile Şakirpaşa Hava Alanı şeref salonunda görüşecekler, sonra şah yoluna devam edecek.
Yani Adana’dan geçerken, altından tacını pencereden sallayacak…
VİZON KÜRK… BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN
Bu haber ile birlikte sosyetenin ilgi alanı değişti.
Resmi törenler için sade bir bakım ve giyim ile konuklarını karşılamaya hazırlanan sosyete aniden ortadan kayboldu.
Kimi kuaförlere koştu kimi sandıklarda ve askılarda bu günler için hazırladığı kıyafetlere yöneldi.
Aman Allah!ım! Farah Diba geliyor!
Koşup vizon kürklerini giydiler… Aksiliğe bak, hava soğuk değil… Ocak ayının ilk günleri olmasına rağmen hava günlük güneşlik…Ama olsun…
Vizon kürk bu gün giyilmeyecek de ne zaman giyilecek?
“Ne atom bombası ne Londra konferansı” misali, Farah’tan daha önemlisi pek yoktu bizim sosyete bayanlar için.
Maşallah sabahın erken saatinde hepsi de alı al, moru mor bir makyajla alana dökülmüşlerdi. Vizonlusu bile vardı. Hava soğuk değilmiş ne çıkar? Farah Pehlevi bizde de vizonlu bayanlar olduğunu görürdü ya…
Maksat yapıp yakıştırmak , takıp takıştırmak ve Farah’a Adana Sosyetesinin de dünyada dönen moda fırıldağından haberi olduğunu göstermek değil miydi? İşte o da oldu.” (*)
MANZARAYI BOZAN KOMÜNİST ÇOCUKLAR
O da ne? bu kadar sosyete ve devlet erkanının olduğu yerde az ilerideki hendekte 5 ve 9 yaşlarında ayakları çıplak iki kız çocuğu kışlık yakacak için ağaç kabuğu, dal ve döküntü topluyorlardı.
Evet bu olsa olsa devlet düşmanları ya da komünistlerin işiydi.
Ne iyi ettik de şu komünistleri yok etmek için gençlerimizi Kore’ye göndermiştik.
Ama komünistler temizlenmemişti.
İşte o komünistler temizlenmediği için çocuklar hala çöplerden beslenip, vizon kürklü sosyetenin manzarasını bozmaya devam etmektedir.
*
Bu Türkler çok tedbirsizdi. Oysa şah kendi ülkesinde özel jet uçağıyla dolaşırken çöp toplayan çocuklar tarafından rahatsız edilmiyordu. Şah ile topladığı çöplerle beslenen halkı arasında özel uçaklar ve görkemli saraylardan oluşan “İtibar Denizi” vardı.
Bir de İmparatoriçe Farah Diba’nın Fransız Bahriyeli şapkası…
“Farah’ın yüzünde sükunet, gözlerinde tevazu var dersem doğru söylemiş olurum…”(**)
İTİBAR HALKIN GÖNLÜNDEDİR
Şah Rıza Pehlevi itibarın, kafasına taktığı altın taç da değil, halkın gönlünde olduğunu öğrendiğinde bu sosyetenin hiç biri çevresinde yoktu.
O gün uçağı Şakirpaşa Havaalanından yükseldi; Avusturya’ya gidiyordu… Orada da onu karşılayan sosyeteler vardı.
Oradan bakınca da İran’da çöpten beslenen çocuklar görülmüyordu.
Ama bir gün 16 Ocak 1979’da uçağı Tahran’dan havalandıktan sonra inecek yer bulamadı.
Havada dolanıp kendisini kabul edecek bir ülke aradı.
Karısı Farah Diba, ağlayarak durumunu Enver Sedat’ın eşi Prenses Cihan’a anlattı.
Eşini kıramayan Enver Sedat Şehinşah’ı (Şahların şahı) kabul etti.
Ülkesini soyan Şah Pehlevi sokaktan çöp toplayarak beslenen çocukların lanetine ve ABD’nin ihanetine uğramıştı.
59 Yaşında Kahire’de sığıntı olarak öldü.
İmparatoriçe yenecek bir şey değildi ama halkın lanetinin yiyemeyeceği bir şey olmadığını öğrendim.
Bkz: Kalkan uçağa tutunup, az sonra yere düşerek parçalanan ABD’nin beslemelerinin görüntüsü…
(*) 6 Ocak 1967 Yeni Adana Gazetesi
(**) 7 Ocak 1967 Yeni Adana gazetesi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.