CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, özelde ve kamuda özellikle acilde ve poliklinikte çalışan sağlıkçıların yüzde 84’ünün kendisini güvende hissetmediğini kaydetti. 

CHP Adana Milletvekili Burhanettin Bulut, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda tali olarak görüşülen, sağlıkta şiddetle mücadeleyi içeren Yasa Teklifi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. 2017 yılında yapılan referandum öncesi yasamanın daha kaliteli olacağı, özellikle ihtisas komisyonlarının daha aktif çalışacağı söylenmesine rağmen bunun sözde kaldığını belirten Bulut, sağlıkta şiddet gibi çok önemli bir konunun Adalet Komisyonu’ndan daha çok birçok hekimin, sağlıkçının bulunduğu Sağlık Komisyonu’nda görüşülmesi gerektiğini kaydetti.

SAĞLIKÇILAR GÜVENDE HİSSETMİYOR

Sağlıkta şiddet rakamlarının toplumsal ortalamaların çok daha üstünde seyrettiğini, 2018 ve 2020 yıllarında da TBMM’de sağlıkta şiddetle ilgili düzenlemelerin yapıldığını ancak sonuç alınamadığını belirten Bulut, “Her meslek grubu sorunlarını ve çözümünü daha iyi bilir. Pandemide sağlığın piyasalaşması çok tartışıldı. Özellikle gelişmiş ülkeler tekrar kamucu bir sağlık anlayışına dönmeye başladı. Bizde de pandemide en çok görevi yine devlet hastaneleri yaptı. Özelde ya da kamuda özellikle acilde ve poliklinikte çalışan sağlıkçıların yüzde 84’ü kendisini güvende hissetmiyor, huzursuzluk duyuyor; özellikle hekimlerde tükenmişlik sendromu var” dedi.  

SAĞLIKÇILARIN ÖNERİLERİ

Komisyon öncesi hekimlere ve sağlık çalışanlarına sosyal medyadan sağlıkta şiddeti önlemek için önerilerini sorduğunu kaydeden Bulut, "Şiddeti uygulayan kişiler mutlaka sistemde etiketlensin ve hekim muayeneye başladığında bunun uyarısı gelsin. Sağlık kurumlarının hepsinde mutlaka, haklarını savunan bir avukat daimî kadrolu olsun.  Polikliniklerde, acilde güvenlik görevlileri değil de mutlaka polisler olsun.  Mobbing hâline gelen SABİM’de düzenleme yapılsın.  Polikliniklere çalışan haklarını ve şiddet cezalarını içeren levhalar konulsun. Hastanelere X-ray cihazı konulsun. Özellikle hasta yakınlarına bir sınırlandırma getirilmeli. Şiddet butonu poliklinikler ve odalar dahil her tarafta olmalı. Fiziksel şiddet kadar hakaret de aynı şekilde değerlendirilsin” önerileri geldiğini belirtti.

HEKİMLER ÜLKEYİ TERK EDİYOR

Türkiye’nin en prestijli, işsizi olmayan tek mesleğin hekimlik olduğunu belirten Bulut, şöyle devam etti:

“Yetişmiş insan gücü olarak bakıldığında en maliyetli mesleklerden biri.  Böyle bir meslek grubu düşünün ki ülkeyi terk ediyor, bu çok acı. En önemli sorun Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın hekimler üzerinde yarattığı baskı. Bir ticarethane olarak görülmesi. Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın mutlaka revize edilmesi gerekiyor. Diğer bir sorun da "Ne kadar çok muayene o kadar maaş" anlayışı yani performans sistemi ve muayene sürelerinin kısalığı.”

SAĞLIKÇILAR HEDEF GÖSTERİLİYOR

Hekimleri hedef gösteren söylemlerin de şiddetin baş sorumlusu olduğunu kaydeden Bulut, şöyle devam etti:

“Askerî cuntanın başındaki Kenan Evren, ‘Mecburi hizmete giden doktorları ağaca bağlayın, kaçmasınlar. Askerden daha çok para alıyorlar’ dedi.  Dönemin Çalışma Bakanı İmren Aykut, ‘Ne verirseniz verin bu doktorlara, gözü doymaz’ dedi.  Tansu Çiller Dışişleri Bakanıyken İzmir'de bir hastanede nöbet çizelgesini kontrol edip, nöbet yerinde olmayan hekimi görevden uzaklaştırdı. Baktığı nöbet cetvelinin bir hafta öncesine ait olduğu anlaşıldı. Yıldırım Aktuna, Sağlık Bakanı iken hafta sonu makamında bulunmadığı için başhekimin kapısını kırdırdı. Dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuş, başhekimi odadan kovdu. Erdoğan, Başbakanken, ‘Ben doktora iğne yaptırmam, doktorlar adamı felç ederler alimallah. Doktor efendiler, döneminiz bitti’ dedi.  Şimdi de ‘Nereye giderlerse gitsinler’ diyor.  Öncelikle hekimlik mesleğini değersizleştiren bu dilden vazgeçilmeli. Bu sorunu yasayla çözmeye kalkarsak maalesef çözemeyiz” dedi. CHP’li Bulut konuşmasını, yakıcı, yıpratıcı propagandalara rağmen pandemide özveriyle çalışan sağlık emekçilerine teşekkür ederek bitirdi.