Belediye başkanı "biz" dediği zaman, bütün şehri,
bütün renkleri ve bütün kimlikleri kast etmiş olmalıdır.
Prof.Dr. Ahmet Özer
 
% 60 oy almak beni rahatlatmadı, tam tersine, sorumluluk duygumun
artmasına neden oldu.
Soner Çetin
 
Tahir Han dostumuz ile bir proje üzerinde çalışıyoruz. Bu amaçla sık sık bir araya geliyoruz. Her sohbetimiz üretken ve verimli geçiyor. Bu kez görüşmemiz bittikten sonra beni, Prof. Dr. Ahmet Özer ile tanıştırdı.  Sayın hocamı, sosyal medyadan yazıları ile tanıyorum. Ayrıca Mersin Toros Üniversitesi'nin kurucularından olduğunu biliyorum.
Mutlu oldum.
Sohbetimiz ilerledikçe, hocamın konulara bakışındaki derinliği, sorunları analiz edişi ve bilimsel çözüm önerileri hayranlığıma neden oldu.
İlginç bir anısını paylaştı. Seçimlerden önce CHP Adayları arasından kimi davet edip onunla görüştüyse, o Büyükşehir Belediye başkanlığını kazanmış... Bu özelliğini Tahir Bey'den de dinlemiştim.
O gün masada kendisini dinlerken, öngörülerinin mistik değil bilimsel olduğunu anladım.

 
NASIL BİR BELEDİYE
Amacımız röportaj değildi ama öylesine anlamlı ve aydınlatıcı sohbet oldu ki, okuyucularımız ile paylaşmam sorumluluk haline geldi.
Sizce bir belediye nasıl olmalıdır?
Bu sorunun dört temel yanıtı vardır:
1) İnsanı ve doğayı temel alan bir yaklaşımla, sağlıklı bir kentsel gelişimi, kapsamlı bir ekonomik ve insani kalkınmayı amaçlayan bir belediye.
2) Projeleriyle, kentsel adaleti sağlayacak bir belediye.
3) Sahip olduğu potansiyelleri kullanmasını sağlamakla yetinmeyecek, Mersin'e yeni kentsel özellikler kazandıracak bir belediye.
4) Bütün projelerini, "proje demokrasisi" kavramına uygun olarak, katılımcı, şeffaf ve denetlenebilir şekilde tasarlayıp, hayata geçirecek bir belediye..
İstediğimiz belediye profili böyle bir belediyecilik. Çünkü bize göre ancak böyle bir belediye, kentlerde huzurla, mutlulukla yaşamamızı ve geleceğe umutla bakmamızı sağlayabilir.
 

NASIL BİR BELEDİYE BAŞKANI
Böyle bir belediyeyi nasıl bir belediye başkanı yönetmelidir?
Bütün kentsel dinamikleri, sözünü ettiğimiz dört hedef etrafında buluşturacak, kentin duygusal birlik ve bütünlüğünün sembolü olacak bir belediye başkanı gerekiyor hepimize... Kenti tek başına yöneten değil, kent yönetimini koordine eden bir belediye başkanı...
Kentin ekonomik hayatının canlanması için yönlendirici ve teşvik edici olmalı. Belediyeyi yönetirken kentin istihdamı artırmayı, üretim ve girişimcilik kapasitesini yükseltmeyi önüne hedef olarak koymalıdır. 
Bir belediye başkanı, yönettiği kentte yaşayan dezavantajlı gruplara sahip çıkmalıdır onları fırsat eşitliğinden yararlandırmalıdır.
Vizyoner olmalıdır.
Belediye başkanı yönettiği kentin potansiyellerini (Tarım, Turizm, lojistik, yetişmiş insan gücü vs) ortaya çıkararak geliştirmeli ve rekabet gücünü arttırmalıdır.
Kentte yaşayanlarda şu imaj oluşturulmalıdır: "Bizim belediye başkanımız" kente yeni özellikler kazandırmayı hedefleyen, kentin mevcut avantajlarını bilişim ve iletişim teknolojileriyle bütünleştiren bir yaklaşımla, şehrimizi, kelimenin tam anlamıyla bir 21. yüzyıl kenti haline getirmelidir.
Katılımcı olmalı
Kentler Belediye başkanlarının " ben yaptım oldu, ben yıktım oldu" anlayışıyla yönetilemez.
belediye başkanı, bir seçilmiş olarak; küçük büyük demeden, bütün projeleri, hazırlık sürecinden uygulanmasına ve denetlenmesine kadar her aşamada, katılımcı, şeffaf ve denetime açık bir şekilde hayata geçiren kişi olmalıdır. Yurttaşların görüş ve onayıyla yol almalıdır.
Ben değil, “Biz” olmalı; Belediye başkanı "biz" dediği zaman, bütün şehri, bütün renkleri ve bütün kimlikleri kast etmiş olmalıdır.
Yalnızca tek bir partinin, tek bir kesimin, "Bizim başkanımız" olarak hissettiği bir belediye başkanı olmamalıdır. 
Adil, dürüst ve terafsız olmalı; Belediye başkanı aynı zamanda, liderlik özelliklerine sahip olmalı; tarafsız davranmalı ve tüm halkın belediye başkanı olmalıdır. Liyakata önem verecek; dürüst ve cesur olacak; ortak akla önem verecek ve konsesus mimari olacaktır.
Bunun yanısıra: Çevreci, çocuk ve gençlik dostu olmalı ve nepotizmden uzak durmalıdır.

*
SONER ÇETİN'DEN DOST SOHBETİ...
Sayın Prof. Dr. Ahmet Özer, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin'i ziyaret etti. Karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu. Soner Çetin'i dinamik ve dinç gördüm. (Gerçi en yoğun zamanlarda bile kendisini yorgun ve bitkin gördüğümü hatırlamıyorum.) Sayın Çetin, konuklarını samimi ve sıcak karşıladı.
Konuşmalar yine dostane bir sohbet ortamında oldu.
Bu dost meclisinde Soner Çetin, şunları söyledi:
"İkinci kez belediye başkanı seçildiğimde şunu fark ettim. Bir yönetici için halkın güven ve teveccühünden daha büyük bir servet yoktur. Çukurova halkı bana güvenini sununca, bu beni rahatlatmaktan çok sorumluluk duygumun yükselmesine neden oldu. Birinci dönem sadece seçilmiş bir belediye başkanıydım, ikinci dönemde ise çıta yükselmiş ve "Halkın güvenip yeniden görev verdiği" bir belediye başkanı olmuştum. % 60 oy almak beni rahatlatmadı, tam tersine, sorumluluk duygumun artmasına neden oldu. Birinci dönemde tek amacım başarmaktı, şimdi ise başarmanın yanı sıra bu güven çıtasını daha da yükseltme amacım ver.
Uykusuz kalıyoruz, ama değiyor. Sabahın 05'00'inde belediyedeyim. Gece geç vakitlere kadar mesai yapıyoruz. Dinlenmeye gelince, halkla yüz yüze gelince onların yüzlerindeki sevinç ve mutluluğu görünce dinleniyorum.
Biliyorsunuz biz belediyede halk günü yapıyoruz. Halkla yüz yüze gelmek, bir belediye başkanının karne notudur. Onların yüzü, davranışları ve sözlerinde size verilmiş notları anlarsınız. Şimdi, mahalleye gittiğimde, bulunduğumuz yer bir anda "Halk Günü"ne dönüşüyor.
Çukurova Belediyesi 7 defa en başarılı belediye seçildi..."
Yerel Yönetimler konusunda otorite olan Prof. Dr. Ahmet Özer,  kurmuş oldukları araştırma merkezlerinden söz etti ve Soner Çetin'in anlattıkları üzerine:
"Bu gerçektir ki, halk kendisine dokunan yöneticileri sever" dedi.
Güzel bir gündü.
Sayın Hocamla tanıştığıma mutlu oldum, ayrıca Sayın Soner Çetin'e konukseverliğinden dolayı teşekkür ederim.
 
Önemli not: Sayın hocamla görüşme konusunda hazırlıksızdım. Katıldığım görüşlerini sizlere doğru anlatabilmek için, daha önceki yazılarından yararlandım.