Poyraz ile Lodos'un evliliği
Mahkeme Kararı: "Poyraz’ın, Lodos’un Kızı ile Nikâhlanmasına…”
Hukuka güvenirim ama hukukçuya değil...
Adalet değil, adil davranmayan hâkim zalimdir.
Herkesin memleketi dünyanın en güzel memleketidir. Ben de herkesin bir parçası olarak Adana’nın dünyanın en güzel memleketi olduğunu iddia ederim.
Bu güzel ve canım memleketimin insanı, İstanbul’da martı sayar, Adana’da güneşe kurşun sıkar. Yağmur yağsın diye Seyhan Nehri'ne tabut bırakır, çekirge için mahkeme kararı çıkarır.
ÜLKESİ İÇİN DEĞİL; KOYUNLARI İÇİN
Canım Adana’m; kendisine yol soran taburu peşine sürükleyerek silahsız köylülere teslim aldıran bir memleket insanı yetiştirir. Hayatı zaferlerle geçmiş Fransız komutana saç baş yoldurur.
Bir de "Tayyareyi Kuş Zannedip Vurma" ve "Poyraz İle Lodosu Evlendirme Vakası" Adana'mız adına tescillidir.
Korkudan tarihe geçmeyen kahramanlar vardır. Kurtuluş Savaşı sırasında bir İngiliz Uçağı, Adana Kuva-yı Milliye’ye kan kusturuyor. Uçak bir türlü düşürülemiyor. Milli kuvvetler uçağı düşürecek olana büyük ödül vaat ediyorlar.
Bütün bunlardan habersiz bir çoban Dilberler Sekisi’nde koyun otlatıyor. Bakıyor ki havada garip bir makine uçuyor, gürültü çıkarıp, koyunlarını ürkütüyor. Önce “Şeytana lanet” deyip sesini çıkarmıyor. Bir, iki, üç bakıyor ki işin sonu yok; kafası bozuluyor. Mavzerini doğrultup ateşliyor; Yüce Mevla’m ne büyüksün! Uçak benzin deposundan kurşunu yiyince duman çıkarmaya başlıyor ve irtifa kaybederek alçalıyor ve Koyuncu köyü yakınlarına düşüyor. Sıktığı mavzerle uçan makinenin kara dumanlara boğulup gittikçe alçaldığını gören çoban: “Eyvah! Ben ne yaptım?” deyip korkudan saklanıyor. Milli kuvvetler bu kahramanı ödüllendirmek için arıyorlar ama bulamıyorlar.
Bizim çoban kayıp.
LODOS İLE POYRAZ’IN EVLİLİĞİ
Müzemizde müdürlük yapmış Naci Kum’u yine rahmetle anıyorum. Geçen hafta çekirgeler ile ilgili mahkeme kararı paylaşmıştım. Dahası var mı? Var.
Poyraz'ın fazla eserek insanlar üzerinde yapmakta olduğu kötü tesiri gidermek maksadıyla halk kadıya müracaat etmiş ve Poyraz’dan şikâyetlerini dile getirmiş.
"Aman efendim Poyraz bir esiyor ki hayatı bize zindan ediyor..."
"Ey adaletinin azametinden şüphe duyulmaz kadı efendi! Bizi bu Poyraz'dan kurtar! Eline düştük bir çare!"
Bazıları da Poyraz'ın vicdanına seslenerek:
"Etme Poyraz kırarsın dalımı..."
Bu şikâyetleri dikkatle dinleyen Kadı, mahkeme salonunun dışına çıkmış, adına Poyraz denilen bu münasebetsiz rüzgârı kendi gözleriyle görmüş. Ağaç dallarını neredeyse kıracak kadar sert esen rüzgârın derdini anlamış. Ve dönmüş makamına kara kaplı kitabı önüne çekmiş:
"Poyraz'ın gönlü hoş tutulmalı, bu nedenle Lodos'un kızı ile nikâh kıyılmalı..."
Gençlik Poyraz'ın başına vurunca Kadı Efendi çözüm olarak onu Lodos'un kızı ile evlendirmekte çare bulmuş.
ADALETTEN ŞÜPHE DUYMAYIZ
Kadı Efendi'ye: "Kadı Efendi, Poyraz'ın erkek olduğunu nasıl anladın?" diye soramamış elbette.
Ey bu yazıyı okuyan! Sen olsaydın sorar mıydın?
Diyelim ki aynı gazetede yazan iki kişiden birinin mahkûm diğerinin yüksek düzeyde danışmanlığa atanmasının nedenini sorabiliyor musun?
Şimdi bak sevgili dostum: sabıkalı bir bankanın önünden geçti diye mahkemelerde sürünenler var. Aynı bankanın üst düzey yöneticileri arasında da ödül gibi terfi edenler var.
Biz kadıya, "Poyraz'ın erkek olduğunu nasıl anladın?" diye soramayanların torunu olduğumuz için bugün bu garabetlikleri de soramıyoruz.
Biz de millet olarak adaletin azametinden asla şüphe duymayız.
Poyraz'ın erkek olduğuna karar veren hâkimin ruhani adaletinden de şüphe duymayız; Seçimleri bir gerekçeyle iptal eden hâkimlerin adaletinden de...
Hatta seçimleri iptal gerekçesini de iptal eden hâkimlerin adaletinden bile şüphe duymayız.
Bazen bir Poyraz eser ve hukuk sitemi Poyraz'ın cinsini tayin eder;
"150'lik... 1402'lik... 141... 142... 163 vs..."
Şahsen hukuka güvenirim, ama hukukçuya değil...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.