Polis Teşkilatı ve Cevat Yurdakul'un çağrısı
“Türk Polisi, Atatürk ilkelerine kayıtsız şartsız bağlıdır ve bağlı kalacaktır..." Cevat Yurdakul - Şehit Edilen Emniyet Müdürümüz
Beş Ocak Gazetesi'nin geleneksel kahvaltılarında çok değerli kişilerle tanıştığım gibi çok da güzel bilgiler edindim.
GÜVENLİK VAZGEÇİLMEZDİR
Adana'da görev yapmış ( o dönemlerde) birçok Emniyet Müdürü ile Savaş Çokduygulu'nun, kente de yararı olan kahvaltılı toplantılarında tanıştım.
Bir kent güvenliğinin ne denli vazgeçilmez bir sermaye olduğunu o zaman öğrendim.
Güvenliği sağlanmamış bir kentte, işyerleri, fabrikalar, sokaklar ve evler güvende değildir.
Güvenli olmayan bir kentte, aile saadeti, mutluluk ve aşklar tehdit altındadır.
Güvenliği olmayan bir kentte ne fabrikalar açılır ne de yuvalar kurulur.
Tehdit altında olmak, salgın bir hastalık korkusundan daha endişe vericidir.
Yurttaş önerilen önlemi alarak salgının etkisini yok edebilir. Güvensizliğe karşı yurttaşın alacağı önlem yoktur; önlemi devlet kurumları alır.
POLİS GÜVEN VERMEZDİ
12 Eylül'den önce Adana öyle bir konumdaydı. Obalar Caddesi'nde yaşıyordum ve silah sesleri şehrin olağan sesleri arasındaydı. Silah sesinin olağan karşılanması, silahtan daha tehdit edici boyuttaydı.
Güvenliği sağlayan polislerin yanı sıra, varlığı güvenlik sorunu olan polisler de vardı.
O üniformanın hakkını veremeyen polisler nedeniyle halkın büyük bölümü polise güvenmezdi ve biri de bendim.
Hatta bazı emniyet müdürleri ile ilk tanıştığım zaman bana ne iş yaptığımı sorduklarında, onlara “emekli polis düşmanıyım” derdim.
O dönemin polisi düşmanlığımı hak ederdi.
Şimdi, Poliste eğitim seviyesi yükseldi. Polis artık halkın başının belası değil, tam tersine kaliteli yaşamının bir güvencesi haline dönüştü.
CEVAT YURDAKUL VE ÇAĞRISI
Havada güvensizliğin kol gezdiği ve insanlığın endişe soluduğu o yıllarda, Adana'ya atanan Cevat Yurdakul adında genç bir emniyet müdürü, halk için temiz soluk oldu.
Geldiği andan itibaren, adaletli ve halka yakın tutumu ile gönüllerde yer etti.
1979 yılıydı ve Hatay'dan Adana'ya atanalı daha bir kaç ay olmuştu.
10 Nisan 1979 Türk Polis Örgütü'nün 134 kuruluş yıldönümünde şöyle haykırıyordu:
"Türk Polisi, geride bıraktığı güç ancak anlamlı hizmet yarışına bugün de her türlü engel ve güç koşula rağmen sürdürmekte, demokratik rejim sağlıklı tutabilmenin halkın temel hak ve özgürlüklerinin güvencesi olarak yasalarca verilmiş görevlerini aynı inanç ve kararlılıkla yürütebilmenin huzur ve güvenliğini duymaktadır.
Görevini yerine getirirken Atatürk ilkelerinden, özgürlükçü demokrasi sistem, gereklerinden, yansızlık ve eşitlik ilkelerinden ayrılmadan çalışmayı kendisine ilke olarak benimsemiştir..." (*)
Genç Emniyet Müdürü söylemine bu cümlelerle başlar...
Tarafsız diyemiyorum, o devletinden, halkın güvenliğinden ve özgürlükçü demokrasiden taraftı... Sadece şehri tehdit eden unsurlar karşısında tarafsızdı. Haksızın karşısında olacağını ilan etmişti.
POLİS ATATÜRK'ÜN YOLUNDADIR
Peki, haksızlığa ve toplumu tehdit eden unsurlara karşı hangi ilke ve yöntemle karşı duracaktı?
"... Şunu asla unutmuyoruz ki, polis hizmeti, toplumun temel hizmeti ve devletin bir sükûnudur. Bu anlayışla polis görevlilerimiz kamu hizmetini yürüten ve yöneten, büyük bir sorumluluk üstlenmiş şerefli insanlardır. Bu temel felsefeyi en doğru olarak kavrayan ve isabetle takdir eden büyük Atatürk milletçe her yerde kendi heykeli dikilirken o büyük devlet adamı Ankara'nın en müstesna yerine bizler için EMNİYET ABİDESİNİ " diktirmiş ve "Türk Öğün Çalış Güven" vecizesi ile çalışmalarımızı direktiflemiştir.
Türk Polisi bu sebeple Atatürk'e hayrandır. Atatürk ilkelerine kayıtsız şartsız bağlıdır ve bağlı kalacaktır..."
Cevat Yurdakul böylelikle polis teşkilatının yolunu hangi meşalenin aydınlatmış olduğunu da ilan etmiş oldu.
POLİS VE HALK EL ELE
"Bu açıdan artık polisle halkın el ele tutuşması, kamu düzenin, bozmaya, rejimi yıkmaya yönelik yasa dışı eylemlere karşı birlikte hareket etme zamanı gelmiş ve geçmektedir. Bu duygularla tüm halkımıza yaklaşmayı ve onlarında bize yaklaşıp yardımcı olmalarını sevgi ve saygılarımla arzu ediyoruz..."
Bu olağanüstü bir çağrıydı. Güven veren bu çağrıya halk kucak açtı.
28 Eylül 1979 Sabahı, halkın güvenliğine kurşun sıkıldı.
Karanlık, hükmünü icra etmek için yine kurban almıştı.
Merhum Cevat Yurdakul, insanlığın ve mensubu bulunduğu polis teşkilatının yüreğine gömüldü.
Cevat Yurdakul'un şahsında ülkemizin ve halkımızın güvenliği için şehit düşen bütün polislerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Toprakları bol, mekânları cennet olsun.
Şu an işyerleri açılıyor, caddelerde geziyor, evlerimizde güvenle yaşıyorsak, adını sanını bilmediğimiz, güvenlik güçlerine borçluyuz.
Bu vesile ile Kucuksaat.com haber sitesi olarak, Adana Emniyet Müdürümüz Zafer Aktaş'ın şahsında, şu salgın günlerinde bile kendi yaşamlarını riske atarak, halkın güvenlik içinde yaşamasını sağlayan polis teşkilatının değerli mensuplarının Polis Günlerini kutlarız.
(*) Yeni Adana Gazetesi 10 Nisan 1979
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.