1. HABERLER

  2. YAŞAM

  3. “Özcan Tekgül Gibi Kıvırmak”
“Özcan Tekgül Gibi Kıvırmak”

“Özcan Tekgül Gibi Kıvırmak”

“Özcan Tekgül Gibi Kıvırmak”

A+A-

Yıllar önce kaypak, bir sözü bir sözü tutmayan, nabza göre şerbet verip, rüzgârın önünde bulut misali değişen insanlar görünce:

“Özcan Tekgül gibi kıvırma” derlerdi. .

1980’li yıllardan sonra havanın nemine göre konuşması değişen politikacılar için artık siyasi tarihimize mal olmuş bir deyim oluştu;  “Özcan Tekgül gibi kıvırmak…”

İşte günümüz politikacılarını görünce bu benzetmeyi yaptığım için rahmetli, Özcan Tekgül’ün ruhundan özür diliyorum. Nur içinde yatsın.

 

NEDEN ÖZÜR?

Ebediyete intikal etmiş Özcan Tekgül kimdir ve neden özür diliyorum? Konumuz bu.

Özcan Tekgül, sahne tarihimizde renkli kişiliği ve dansları ile yerini almış dansözdür.

Ancak sıradan değil, döneminde uluslararası üne sahip ve saygın kişiliği olan bir dansözdü.

Dünya çapında marka, Türk Lokumu unvanlı;

kendine özgü yaptığı “Ateş Dansı”

oryantal dans tarihinin altın sayfalarında yerini almıştır.

Bu dansı canlı olarak izlemek bana da kısmet olmuştu.

Yanlış hatırlamıyorsam 1986 ya da 1987 yıllarıydı. Adana Pavyonları Demirköprü’nün kuzey tarafındaydı. Pavyon kültürünün yoğun olduğu dönemler…

Pavyon denilince, günümüz insanın aklına müstehcen yerler geliyor ancak Adana kültüründe pavyon, ailecek gidilecek mekânlardandı. Hatta Eski Belediye Başkanımız Ege Bagatur bu tür etkinlikleri birçok Adanalı gibi takip edenlerdendi. Sık sık pavyondan söz edince eşi tepki gösterir:

“Ne var ki şu pavyonlarda?” diye. Rahmetli Bagatur da eşini koluna takar ve pavyona götürür.

Pavyon Adana’da kültür ve sanat etkinliğinin bir parçası olarak algılanırdı. Adana’da Çukurova’dan Sesler platformunun kurucusu ve yöneticisi İsmail Görkem arkadaşımız Çukurova Radyosu başta olmak üzere dönemin ses ve saz sanatçılarını tanıtmaktadır. O sanatçıların çoğu seslerini bu pavyonlarda duyurmuşlardır.

Hangi birini sayayım: Şükran Ay, Sabite Tur Gülerman, Kenan temiz, Gönül Akkor, Kamuran Akkor, Cahit Seyhanlı ve daha onlarcası…

Dünyaca ünlü bu dansöz,

Seyhan Pavyona gelmişti. Kendisini filmleri ve magazin haberlerinden tanıyordum. Ancak hiç canlı izlememiştim.

Doğal olarak Adanalılar çok ilgi göstermişti.

Orada seyretmiştim Ateş dansını… Tek kelimeyle muhteşemdi.

 

HAKKINDA GENSORU VERİLEN DANSÖZ

Kendisini yeniden araştırma gereği duydum.

1960’lı yılların altın çağı olduğunu; günlük gazetelerde çarşaf çarşaf reklâmları-ilânları yayınlandığını, Müesseseler, ‘Memleketin İftihar Ettiği Dansözler Kraliçesi’nin programını sunuyordu. Gösterileri kapalı gişe, ful çektiğini anlatıyorlardı. Bir yandan da beyaz perdede boy gösterip, otuzdan fazla filmde, sayılı aktörlerle başrolde yer almış.

14 yaşından itibaren hiç suç işlemediği halde yaşamının büyük bir bölümünü adliye kapısında geçirmiştir.

1980 yılında Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, 25 yılını doldurmuş sanatçılara “Devlet sanatçılığı” ödülü verirken, aralarında Özcan Tekgül’ü de unutmuyor.

12 Eylül arifesi, Dansöz Tekgül, Koalisyon hükümetinin muhafazakar kanadında krize neden oluyor.

Milli Selamet Partisi Başbakan Süleyman Demirel’in cevaplaması amacıyla bir soru önergesi verir: “Özcan Tekgül’ün hangi kıvırışına ödül vereceksiniz?”

İşte “ÖZCAN TEKGÜL GİBİ KIVIRMAK” deyimi siyasi hayatımızda bu gensoru ile yerini alır.

 

SİYASİLERE ÖRNEK OLSUN

Uzun bir zaman ben de bu deyimi kullandım. Ne zaman sözü ve anlayışı sık sık değişen bir siyasi görsem aklıma bu deyim gelir.

Son günlerde, Diyarbakır AK Parti Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlıu’nun,Türkiye’de duyarlı her insanın dikkat kesildiği bir davada aldığı tutum, bana yine bu deyimi çağrıştırdı.

Ancak bu arada şunu öğrendim, Özcan Tekgül, 14 / 15 yaşından itibaren kendine bir yaşam biçimi seçmiş ve ödün vermeden hayatı boyu uygulamıştır.

Dans ve müstehcenlik konusunda henüz ergen bile olmadan ileri sürdüğü düşüncelerini hiçbir güç değiştirememiştir. Hatta 1962’li yıllarda davetli olarak bulunduğu Lübnan’da dans gösterisinden sonra kulise gelen Lübnan Emniyet Müdür Ona;

“Senin yaptığın oryantal değil, oryantalin vatanı Mısır’dır” deyince emniyet müdürünü tokatlar. Ardında konserleri iptal edilerek sınır dışı edilir.

Yine de ilke ve inançlarından ödün vermez.

Bunca zenginliği içinde biriktirdiği parası yoktur, muhafazakâr bir hayat yaşamış ve adı hiçbir skandala karışmamıştır.

Bedeni ile oryantal dans yapıyordu ama ruhu, dosdoğruydu. Temiz bir hayatı vardı ve hiç de kirlenmedi. Eğilip bükülmedi, çanak yalamadı, üç kuruş menfaat ve bir basamak mevki için hiçbir ilkesinden ödün vermedi.

Öldüğünde tek gelirinin babasından kalma emekli maaşı olduğu anlaşıldı.

Çünkü hiç evlenmemişti…

 

Keşke, ama keşke bugün NARİN olayında konuşan siyasetçiler, Bu dansöz kadar erdemli olsalardı. Tıpkı benim tüm detayıyla anlattığım bu örnek gibi yaşanılan bu vahim olayları üzerini kapatmak yerine detaya inselerdi.

Ne yazık ki; günümüzde özellikle siyasetçiler, “ÖZCAN TEKGÜL GİBİ KIVIRTMA” deyimine uygun davranmaya, artarak devam ediyorlar.

Bu nedenle siyaset güvenirliğini yitiriyor.

Ve kaypak olanlara diyorum ki:

“Ya Özcan Tekgül gibi onurlu dans et ya da sahneden in!”

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.