Orhan Kemal’in evi satılıyor! Bu ayıba 'dur' diyecek kimse yok mu?
Türk edebiyatının büyük ismi Orhan Kemal’in evinin satışa çıkarılması, resmi ve özel kültür kurumlarının bu duruma sessiz kalması, tarihi bir ayıp olarak nitelendiriliyor.
TÜRK edebiyatının usta isimlerinden Orhan Kemal’in Unkapanı’nda yaşadığı, aralarında ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’, ‘Gurbet Kuşları’, ‘Evlerden Biri’ ve ‘Sokakların Çocuğu’ gibi pek çok romanını yazdığı evi satışa çıktı. Evin daha önce müze olması için pek çok girişimde bulunulmuş ama bir türlü gerçekleştirilememişti.
Hurriyet.com.tr'den İhsan Yılmaz'ın yazısı;
1951 yılında Adana’dan İstanbul’a göç eden Orhan Kemal ve ailesi 1954’ten 1966’ya kadar bu evde yaşadı. İstanbul’un bu yoksul semtini ve insanlarını pek çok romanında anlattı. Roman kahramanlarını onların arasından seçti; dertlerini, umutlarını, sevinçlerini, acılarını anlattı.
Edebiyat tarihimizde önemli bir yere sahip olan ve 12 yıl kirada oturduğu ev şimdi sahibi tarafından 10 milyon TL bedelle satışa çıkartıldı.
Orhan Kemal’in 1957 yılında o evde doğan ve çocukluğu orada geçen oğlu Işık Öğütçü, 2000 yılında evi satın almak istediğini ancak sahiplerinin razı gelmediğini söylüyor.
Babasının adına Taksim Cihangir’de Orhan Kemal Müzesi’ni açan ve adıyla bütünleşmiş İkbal Kahvesi’ni hayata geçiren Işık Öğütçü’nün daha sonra da evi satın alma imkanı kalmamış. Öğütçü, binanın müze için küçük olduğunu ancak Orhan Kemal adına bir kütüphane ve çocukların yararlanabileceği bir yazı evi yapılabileceğini belirtiyor.
İstanbul Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi zaman zaman bu yönde girişimlerde bulunsa da hep sonuçsuz kalmış.
Orhan Kemal’in o evde yaşadığını hatırlatan tek şey, sık sık kopartılıp atılan plaketler dışında adının verildiği sokak tabelası kalmış.
ADI DURAĞA DA VERİLMEDİ
- SON yıllarda İstanbul’daki kültürel mirasın korunmasında çok önemli işlere imza atan İBB Miras orada bir Orhan Kemal Evi yapılması konusunda adım atamaz mı acaba?
İnsanın aklına önce bu çözüm geliyor ama her nedense Büyükşehir Belediyesi’nin Orhan Kemal adının Eminönü-Cibali-Alibeyköy tramvay hattındaki Cibali Durağı’na verilmesi konusundaki isteksizliği bu umudu yeşermeden solduruyor.
Hatırlanacağı gibi Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) 2020 yılının aralık ayında tramvay hattı açılmadan Cibali Durağı’na Orhan Kemal’in adının verilmesi için kampanya başlatmış ve “Eminönü-Cibali-Alibeyköy tramvay hattının yılbaşında ulaşıma açılacağı kamuoyuna duyurulmuş bulunuyor. Bu hatta bulunan Cibali Durağı’na, bu semtte uzun yıllar yaşamış, unutulmaz pek çok yapıtını oradaki evinde yazmış Orhan Kemal’in adının verilmesi ile ilgili kampanya başlatılmış bulunuyoruz. Türkiye Yazarlar Sendikası olarak, 50. ölüm yıl dönümünde, emekçi halkın yazarı Orhan Kemal’in ismini Cibali ile özdeşleştirecek bu kararın alınmasını destekliyor ve sendikamızın talebi olarak kamuoyuna duyuruyoruz” denilmişti.
Aradan geçen dört yıla ve zaman zaman gündeme getirilmesine rağmen bu talep de ne yazık ki karşılanmadı.
SEMTİ VE İNSANINI ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİ
- Orhan Kemal, 12 yıl boyunca yaşadığı Cibali’de pek çok romana imza attı. ‘Suçlu’, Sokakların Çocuğu’, ‘Üç Kağıtçı’ ve ‘Evlerden Biri’ gibi romanları bizzat semtin sokaklarını ve insanlarını konu alır.
Işık Öğütçü’nün hazırladığı ve ‘Eşe Dosta Selam’ adıyla kitaplaştırdığı mektuplarından birinde Abidin Dino’ya yaşadığı semti ve insanlarını şöyle anlatıyor Orhan Kemal:
“Unkapanı’nda, daha doğrusu Cibali’de oturuyorum. Bir yanımda tütün fabrikası Tekel’in. Her sabah fabrika borusunun kalın kalın ötüşü ve penceremin önünden kadınlı erkekli işçilerin geçişi. Hele yağmurlu, çamurdan günlerin mor sabahlarında, biri kucağında, ikisi yanında, bir lokma için koşan kadın işçilerin telaşı, yaşamak için çabalamaları, kendimi, kendi dertlerimi bana unutturuyor. Onların ‘Yaşama savaşı’ yanında, benimki, bizimki vallahi ‘lüks’. Asıl haklı onlar...”
Bir semti ve insanlarını böylesine ölümsüzleştiren bir yazarın izlerinin oradan siliniyor olması çok hazin.
Işık Öğütçü
ÖĞRETMENLER GÜNÜ’NE ÖZEL KONSER
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü özel bir konserle kutlayacak. 22 Kasım’da Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Türk Telekom Opera Salonu’nda gerçekleşecek konserin repertuarında Endülüs ezgilerinden Balkan ezgilerine kadar birçok eser seslendirilecek.
DenizBank Konserleri kapsamında düzenlenecek olan bu anlamlı gecede, orkestra Şef Thomas Rösner yönetiminde sahne alacak. Konserde, ünlü trompet sanatçısı Matthias Höffs, solist sahnede olacak.
Repertuarda, Manuel de Falla’nın Endülüs ezgilerini barındıran Ateş Dansı, W. Kerschek’in cazdan Balkan ezgilerine kadar uzanan Trompet Dansları ve B. Bartók’un son eserlerinden biri olan Orkestra için Konçerto yer alacak. Tüm öğretmenlere adanan bu özel konser hem müzikseverlere hem de emektar öğretmenlere unutulmaz bir akşam yaşatacak. Konser saat 20.00’da başlayacak.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.