Nevin Biçer’in hizmeti
Sedat Memili: Adana’da Güzel Şeyler…
Yıllar önce yol kenarlarında elektrik panoları vardı. Elbise dolabına benzerdi.
Bu dolapların üzerinde tehlike işareti ve kurukafa resmi bulunurdu.
Hepimiz bundan korkardık.
Bu dolap açıldığında bir birine geçmiş örümcek ağı gibi elektrik kabloları korkumuzun ana nedeni idi.
Ziyapaşa Bulvarı’ndan geçerken bu dolaplardan gördüm. İster istemez hepsi de olumsuz olan onlarca olay hatırladım. Elektrik çarpması, yangına neden olama, patlama vs…
Dolap açıktı ve içinde korkutan elektrik kabloları yerine kitaplar bulunuyordu.
Beni oluşturan sinir sistemimde kitaplara karşı gizli bir dedektör olduğuna neredeyse inanacağım.
Bir yerde saklı olsa dahi bir kitap varsa, zihnim sinyal verir, gözlerim neşe, beynim merak dolar.
Dolap tıka basa çok değerli kitaplar ile doluydu.
Dolabın üzerindeki Tabela: “Kurtuluş Mahallesi ATATÜRK PARK KİTAPLIĞI”
Hatta bu güzel işin mimarlarının da adı vardı: Muhtar Nevin Biçer, Proje Koordinatörü Bünyamin Kıraç…
Kapakların iç tarafındaki levhada ise: “KİTAPLAR ÜCRETSİZDİR” yazıyordu.
Şaşırmamak elde değil; yol üzerinde kapağı açık dolap kitaplarla dolu, üstelik “ücretsizdir diyor.
Levhalardan anladığımıza göre en büyük kaygı şu: Kitapları dağıtmadan karıştırın…”
Dolabın karşısında durup, şaşkınlık ve hayranlıkla seyrettim.
Kitap dolabı, muhtarlık binasının yanındaydı. Sayın Biçer ile tanışmamıştık ama sosyal medyadan tanıyordum. Odasının kapısı açıktı. Birkaç konuğu vardı.
“Nevin Hanım ne kadar yararlı bir şey yapmışsınız” dedim ardından kendimi tanıttım.
Bana bu düşüncenin nasıl doğduğunu anlattı.
“Önce öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılama fikrinden doğdu. Sınıf geçen öğrencilerin ders kitaplarına başka öğrencilerin ihtiyacı vardı. İhtiyaç fazlası kitapları olanla, bu kitaplara ihtiyacı olanları buluşturduk. Birçok öğrenci bu girişimden yararlandı. Bu kez onlar, okudukları kitapları, okumayanlar için getirdiler. Çevremizde kitap okuyanlar ailesi oluştu.
Ailemiz büyüdü…”
Yani okul kitaplarının henüz bazı açıkgözler tarafından sömürü acacı yapmadığı dönemler…
“Oku getir ne demek?”
“Esasında kitaplarımızı çoğaltmak için yaptığımız bir duyuru… Okusun da getirmese de olur. Şehrimize diğer illerden gelenler, Atatürk ve Ziya Paşa Parkından sık yararlanıyorlar. Örneğin Gaziantep’tep veya Hatay’dan gelmiştir. Kitabı alıyor, henüz bitirmeden geri dönmesi gerekiyor. Ona hediye ediyoruz. Çok mutlu oluyor. Öyle kitap hediye ettiklerimizden bazıları da yeniden Adana’^ya geldiklerinde bir kucak dolusu kitap ile geliyorlar…”
Konuyu anlatırken, Sayın Nevin Biçer’in coşkusu görülmeye değerdi
.
*
Okumak hakkında şu an yüzlerce cümle kurabilirim. Hiç gerek yok. Biz ilk kelimesi “Oku – Ikra” diye başlayan muhteşem bir inancın mensubuyuz.
Ve okuyoruz…
Ben okumamın insanlaşma sürecinin en temel taşlarından biri olduğuna inanırım.
Sayın Nevin Biçer’e:
“Bu dolapları yolda gördüğüm zaman çok korkardım. Çünkü üzerlerinde tehlike işareti ve kurukafa sembolü vardı” dedim.
Hemen kalkıp dolabın kapağını kapattı. Dolabın dış yüzeyinde tehlike işareti olan kuru kafa değil de bağımsızlığın ve güvenin uluslararası sembolü olan Mustafa Kemal Atatürk vardı.
Bir anda bu dolabın, zihnimde çağrıştırdığı olumsuz bütün anıların, yerini gururla ilkelerinin peşinden gidebileceğim bir önderin görüntüsü aldı.
Teşekkürler emeği geçenler…
Ekibinizle birlikte Teşekkürler Kurtuluş Mahallesi Muhtarı Sayın Nevin Biçer…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.