Kocaispir'in kriz ile imtihanı
Sedat Memili'nin kaleminden yorum - analiz - haber
“Devlet babadır; Korkutucu, bazen soğuk bazen şefkatli… Koruyucudur, güvenliğini ve geleceğini sağlar.
Belediye annedir; Gece kalkar, ortalığı süpürür, suyunu getirir, çöpünü kaldırır, rahat yaşaman için hizmet eder…”
“DEVLET BABA, BELEDİYE ANNEDİR”
Değerli bir hocam ile sohbet ederken bu saptamayı yapmıştı. Sonradan, devletin ve belediyenin hizmetlerine bu açıdan baktım.
Nasıl ki anne aile bireyleri ile baba arasında uzlaştırıcı bir köprü ise, belediyelerde yurttaş ile devlet arasında bir köprüdür. Öyle olmalıdır. Devlete ve devletin otoritesine karşı bir belediye uygulaması huzursuz bir belde yaratır. Uzlaşmaz bir annenin neden olduğu huzursuz aile gibi.
MAAŞINI İLK BAĞIŞLAYAN…
Kriz dediğimiz şey ise öngörülemez sorunlardır.
Korona virüs öngörülmez bir sorun olarak ortaya çıktı. Bu olay, yöneticilerin sırtına büyük bir sorumluluk yükledi.
M. Fatih Kocaispir, seçildiği andan itibaren halkın arasından çıkmayan bir belediye başkanı profili çizdi. Devlet, salgın ile mücadele ederken, yurttaşların mağduriyetini önleme görevinde en ön saflara düştü. Oluşabilecek mağduriyetleri anında kavradığı için maaşını mağdurlara bağışlayan ilk belediye başkanı oldu.
Çünkü o Yüreğir halkını tanıyordu.
Yüreğir nüfus yapısı olarak esasında Türkiye’nin fotoğrafıdır. İzmir’den, Bitlis’e; Mevsimlik işçilerden yurdumuza sığınan Suriyeli göçmenlere kadar her kesimden insanın yaşadığı ilçemizdir. Sayın Kocaispir, sınıflarına ve durumlarına bakmadan aralarında olduğu için, anında kollarını sıvadı.
SABAH ERKEN UYANDI
Kocaispir, sağlık tehdidi ile karşılaşan ailesini mağdur etmemek için erkenden uyanan anne gibiydi.
Sabah erken kalktı ortalığı dezenfekte etti, işlerine gidemeyen çocuklarına yemek hazırlayıp dağıttı… Evlerine kadar gıda kolisi hazırlayarak gönderdi.
Yüreğir Belediyesinin bünyesinde kültür evleri vardı. Normal zamanlarda, kadınların sosyal faaliyetlerine tahsis edilmiş bu alanlar birden bire, ülkenin ihtiyacı olan maske üreten atölyelere dönüştü.
Kültür merkezlerinde seramik biblo, tablo, oya, ahşap işleyen eller bir anda maske üreten ellere dönüştü. Çünkü Kocaispir, evde yangın varken, yangına kovayla su taşımaya koşmuştu. O şu bilinçteydi: “Evde yangın varken, bir yöneticinin görevi, yangına su taşımaktır, seramik boya yapmak değil. Elbette seramik boya da yapılacaktır. Yangın söndükten sonra…”
Bu atölyelerde aylık 60.000 maske üretildi.
HERKES NE YAPACAĞINI BİLİYOR
Yüreğir’e bakılınca şöyle bir tablo görülüyor;
Belediye personelinin bir bölümü, semt pazarları girişinde hem maske dağıtıyor hem de yurttaşları bilinçlendiriyor.
Başka bir alanda, sessiz sedasız, ihtiyaç sahiplerine koliler dağıtılıyor.
Sokak hayvanları unutulmuyor, belediye personeli belirlenmiş alanlara mama dağıtıyor.
Her gün, geliri olmayanlara yemek dağıtılıyor…
Başkan bütün organizasyonların merkezinde, belediye hizmetlerini de aksatmadan sürdürüyor.
Bir kriz olmuştur ve Yüreğir’de belediye başkanının önderliğinde, herkes seferber olmuş ve herkes ne yapacağını biliyor.
Doğal olarak bu tutarlılık da memnuniyet olarak halka yansıyor.
Kırsal kesimden İlçe Merkezi’ne kadar herkes “Allah Razı Olsun” diyor.
(Yüreğir’de özellikle muhalefet kesimlerinden bilgi edindim. Çok değişik kimselerle görüştüm. Herkes “Allah Kocaispir’den Razı Olsun” konusunda hemfikir. Hem fikir oldukları bir konu daha var; siyaset yapmıyor, halkın hizmetinde görev yapıyor.)
KISA BİLGİLER
Yüreğir’in nüfusu 415.000 olup, Aksaray’la eşit, Edirne’den daha kalabalıktır. Yani Yüreğir nüfus açışından Türkiye’de 33 ilden daha kalabalıktır.
Türkiye’nin 33 ilinden daha fazla nüfus barındıran bu ilçe; 106 Mahalle, 62 Bulvar, 244 Cadde ve 5214 sokaktan oluşmaktadır.
Nüfusu 500’den küçük 34, nüfusu yüzden az 5 mahallesi vardır ve bazı mahalleler, merkezden yaklaşık kırk kilometre uzaklıktadır.
Belediye hizmetleri rutin olarak devam ederken, bir anda kriz başladı…
Hizmet aksamadan devam etti. Ayrıca yapılan ek hizmetler ile devletin mücadelesine büyük ölçüde omuz verildi.
Bütün bunlara rağmen ne ağlama sesi yükseldi, ne de bir mızmızlanma dedikodusu…
Mızmızlanma ve bahane yerine hizmet üretiyor.
Belediyelerin Fahri Müfettişi olan halk, bunları görüp biliyor, çünkü yaşıyor.
Benden söylemesi; bu genç adamın belediyecilik yönünden geleceği umut verici…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.