Kıbrıs Halkı Adanalıdır…
Gemiyi önce fareler, çöken bir ülkeyi de önce kral mensupları terk eder…
“Adana Beyine ve Kadısına Emrim Şudur ki;”
Diye başlayan Padişah II. Selim’in fermanı, Adana ve Kıbrıs’ın binlerce ailenin kaderini ve tarihini sonsuza dek değiştirecekti. Bu fermanda:
“Yüce Allah’ın yardımıyla fetih olunan Kıbrıs adasının bayındır hale gelmesi önemli işlerden olup, Karaman ve diğer bazı vilayetlerden her on haneden bir hane yazılarakadı geçen vilayete gönderildiğinden, Adana, Sis (Kozan) ve Tarsus sancaklarından da… Ahali gönderilmesi…” (1)
Adana’dan ahalinin nasıl gönderildiğini sonraya bırakıp, Kıbrıs hakkında birkaç söz edelim…
Gemiyi önce fareler, adayı ise önce krallık mensupları terk eder.
Kıbrıs, Anadolu ve Doğu Akdeniz coğrafyası için vazgeçilmez stratejik öneme sahiptir. Mısırlılar, dünyanın en güçlü olduğu dönemde bile Hititler ile baş edemediler. Çünkü o zaman adı “Alaşia Krallığı” olan Kıbrıs, Hitiler ile ittifak halinde idi.
Kıbrıs’a egemen olan Anadolu’ya da egemen olurdu.
İlkçağlardan beri bilinen bu gerçeğin unutulmamasını temenni ederim.
Kıbrıs, Venedik Sömürgesi iken bir iktisadi bakımdan çöktü. Kıbrıs zaten 1348 yılında yaşadığı veba salgınından dolayı nüfusunun büyük çoğunluğunu kaybetmişti.
Gemiyi önce fareler, adayı ise önce krallık mensupları terk eder. Krallığın ileri gelenleri salgın sonuna kadar Avrupa’da kaldılar.
Boş kalan adayı ele geçirmesinler diye de orada bulunan Türk esirleri öldürüp gittiler.
Venedikliler, Kıbrıs nüfusunun çoğunluğu olan Rum ve Ortodoks halka hayvan muamelesi yapıyordu.
Türkiye’nin Kıbrıs ile bağlantısı Emeviler ve Abbasiler döneminden beri İslam toprağı olmasıydı. (2)
Kıssadan Hisse: Kıbrıs’a egemen olan Başta Anadolu olmak üzere Doğu Akdeniz’e egemen olur.
Tarihler 1571’ gösterdiğinde Kıbrıs, Türkler tarafından yeniden fethedilmiştir. (Detaya girmiyorum)
Lala Mustafa Paşa tarafından fethedilen Kıbrıs, bir sancak olamayacak kadar küçüktü. Anadolu’da Kıbrıs’ın karşısında bulunan 4 sancak, Alaiya (Alanya), İçel (Silifke), Tarsus ve Sis (Kozan) sancakları Kıbrıs’a katıldı.
Rumlar ve Ortodoks Hıristiyanlar dışında kalan Kıbrıs halkı adayı terk etti.
Kıbrıs’ın Türkler tarafından iskan edilmesi zorunluydu. Padişah II. Selim’de “Adana beyine ve kadısına emrim şudur ki…” diye başlayan fermanını gönderdi.
Adana, Kozan ve Tarsus halkı Kıbrıs’a sürgün…
Emirden anladığımız kadarıyla Karaman’dan normal göç işlemi yapılırken Adana’dan gönderilenler sürgün edilmiştir.
Kıbrıs’a hangi aileler sürgün edilecektir?
“… Adana, Kozan (Sis), Tarsus sancaklarından, anlaşmazlığa düşüp davaları çözümsüz olanlardan altı yüz hane
Eski yazımda adı olmayıp da yeni tespit edilenlerden de beş yüz hane. (İlk yazımdan sonra Adana’ya gelmiş olanlar)
Birbirlerine kefil edilenler..
Padişahın bir hassasiyeti var. Emrediyor ki; “Ayrıca söz konusu sancaklarda bozguncu oldukları bilinen ve bir konuda anlaşmazlığa düşmüş bulunan kimselerden altı yüz haneye kadar ahaliyi deftere kaydedip, birbirlerine kefil yaparak, ellerinde olan mülkleri değeri üzerinden sattırıp çift ve davarı olanları davarlarıyla, kasabalardan yazdığınız sanat sahiplerini de sanatlarına ait araç ve gereçleriyle adı geçen adaya geçiresiniz…”
Padişah herkesi birbirine kefil ve sorumlu yaparak asayişi sağlayacağını düşünmektedir.
Söz konusu kayıt dışı ahalinin (Sonradan gelen, günümüzde Suriyeliler) ve emir olunan diğer iki yüz hanenin ihraç olunduğunu deftere kaydedip, defterde her bir kimsenin kefilini, ne kadar davar ve mali güce sahip olduğunu yazasınız... Daha sonra bütün kayıtları Kıbrıs Beylerbeyine ulaştırasınız…”
Yine padişah o dönemlerde gelen ve gidenlerin mal varlığına göre kayıtlarının tutulmasını emretmiş. Yine bu günün keşmekeşlinden daha disiplinliymiş…
Padişah ayrıca durumu yeride olmayıp iflas edenlerin Kıbrıs’a gönderilmemesini emretmiştir: “… mali bakımdan batık durumda olanları (Müflisleri) yazmayıp gücü, kudreti yerinde olanları yazasınız… Bunları bahane ederek kimse ahaliye haksızlık yapmasın…” (1)
Adana Halkı: “Aman Padişahım Bize Kıymayın…”
Adana, Kozan ve Tarsus’ta tarihin en büyük sosyal değişimine yol açacak bu emir üzerine halk toplanır ve Adana beyi ile kadısının kapısına dayanır:
“Aman beyim, Muhterem kadı hazretleri, bize kıymayın… Hepimiz konar göçeriz… Kendi ekmeğinde fukara aileleriz. Zaten Kıbrıs fethedilirken, ihtiyaçların çoğu buralardan karşılandı. Biraz nefes alalım… Kıbrıs’ta veba var, hepimiz telef oluruz…” diye yalvarınca Adana beyi ve kadısı durumu padişaha arz eder ve şöyle yazar:
“… Adana halkının merhameti hak eder, fermanda yazılı olan emrin hafifletilmesi…”
Sen misin bunu diyen?
Halka merhamet isteme yazısı Padişaha’a ulaşınca, Padişah II. Selim:
“… Şimdi. Kıbrıs Adasının onarılıp canlandırılması, en başta gelen muradım olupOsmanlı ülkesinden oraya sürgün yapılmasını emir buyurmuş olduğumdan, daha önce tarafımdan alınan sancaklardan kaç hane ferman olunmuş ise hazır edilenlerin gönderilmesini, kalanların da tamamlanmasını emrettim…”
Ve olay kapanıyor…
Bu insanların nasıl toparlanarak gönderildiğini artık siz tahayyül edin.
Sonra mı? Sonra, Kıbrıs’tan kaçanlar… Başkaldıranlar… vs… Hikaye uzun…
Haftaya: Müdeccenler
Ben size Tunus’tan getirilip Adana’ya yerleştirilen Müdeccenleri anlatacağım…
Konargöçerler Kıbrıs’a gönderildi; Müdeccenler Adana’ya yerleştirildi…
Önümüzdeki hafta…
- Osmanlı Belgelerinde Adana. Mehmet Akif terzi – Ahmet Ergun Altınkoza yay.
- Yılmaz Öztuna Büyük Türkiye Tarihi Cilt 4 Sh.299. Ötüken Yayınevi
- Fotoğraflar, Osmanlı Belgelerinde Adana. Mehmet Akif terzi – Ahmet Ergun Altınkoza Yay alınmıştır. .
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.