Keskiner: Sinemada film izlemek artık nostaljidir
Günümüz şartlarının dijital yayıncılığı kaçınılmaz hale getirdiğini ifade eden Abdurrahman Keskiner, “Mecbursun. Mecbursunuz dijital mecraya iş yapmaya. Artık insanların ilgisi dijitalde” diye konuştu.
Türk sinemasında kült filmlerin yapımcısı ve yönetmen Abdurrahman Keskiner, “Sinemada film izlemek artık yalnızca bir nostaljidir” dedi. 83 yaşındaki Keskiner, kucuksaat.com’a sinema sektörünün dünü ve bugününe dair çok özel açıklamalar yaptı.
Uzun süredir film yapımcılığından çekilen Keskiner, sektöre yeniden dönse dijital mecraya proje üretip üretmeyeceği yönündeki soruya, “Bizim eski filmlerimiz var dijital mecrada. Ama yeniden sektöre dönmek söz konusu değil. Hayır. Biz bıraktıktan sonra her şey değişti. Değişti artık. Bizden geçti” cevabını verdi.
Sinema sektörüne 1965 yılında Yılmaz Güney’in menajeri olarak başlayan ve sonrasında Yeşilçam’da Seyyit Han, Umut, Yılanı Öldürseler, Muhsin Bey ve Kapıcılar Kralı gibi onlarca kült filmin yapımcılığını üstlenen Abdurrahman Keskiner, “Bazen ‘şu filmi keşke yeniden çeksem’ diye düşündüğüm çok olmuştur. Onu yeniden çeksem böyle çekmezdim. O oyuncuyla değil bir başkasıyla çekerdim diye düşündüğüm filmlerimiz vardır” dedi.
Başrollerini Şener Şen ve İlyas Salman’ın oynadığı 1982 yapımı Çiçek Abbas’ın devam filminin çekilmesiyle ilgili tartışmalara değinen Keskiner, “Olmaz artık o. Bitti o işler” diye konuştu.
“YEŞİLÇAM’IN YÜZDE 60–70’İ ADANALIYDI”
Yeşilçam’ın en üretken olduğu yıllarda sektörün yüzde 60–70 oranında Adanalı olmasını değerlendiren Keskiner, “Oyuncu, yönetmen, senarist var. Romancı var. Yeşilçam’da Adanalı daha doğrusu Güneyli çoktur. Birbirlerini desteklemişler, birbirlerine yardımcı olmuşlardır. Bir nevi hemşericilik olmuştur. Hemşericilik Adana’da hep vardı zaten” dedi.
Yeşilçam’ın 1970’lerde ürettiği film sayısının fazla olması ve bu sinema filmlerinin niteliklerinin tartışma konusu yapıldığını hatırlattığımız yapımcı Abdurrahman Keskiner, “Bölgedeki sinema işletmecilerinin talebi doğrultusunda oluyordu o işler. İşletmeciler para veriyor yapımcılar filmi çekiyordu” cevabını verdi.
SENARYOSU YAZILMADAN, FİLM ÇEKİLMEDEN AFİŞİ BASILAN FİLMLER VARDI
Keskiner, 70’li yıllarda bazı sinema filmlerinin henüz senaryosu bile yazılmadan afişlerinin basılıp Anadolu’ya gönderilmesini de yapımcılarla sinema işletmecileri arasındaki ticarete bağladı: “Böyle çok işler yapıldı. Yapımcı projeyi satıyor sinema işletmecisine. Satıyor ya adam filmi peşin peşin. Çekilmiş gibi, yapmış gibi satıyor. Çünkü para alacak ondan. Parasını aldığı filmi de daha sonra çekiyor ve gönderiyor sinemalara.”
“HER ŞEY GİBİ BİR GÜN SİNEMA DA BİTECEK”
Film yapımcısı Abdurrahman Keskiner, dünyanın değişen yaşam koşullarında insanların sinemada film izleme alışkanlıklarının ortadan kalktığını ve sinemada film izlemenin nostaljik bir davranış haline geldiğini belirtti. Şehirlerdeki sinemaların, eğlence mekânlarının kapanmasını değişen yaşam koşullarına bağlayan Keskiner, “Adana’da da İstanbul’da da aynı durum yaşanıyor. Mesela İstanbul’da binlerce gazino vardı. Biner kişilik 10 tane büyük gazinosu vardı İstanbul’un. Şimdi haftada yalnızca bir gün çalışan bir tane gazino var. Günay diye bir yer kaldı böyle. Şimdi sinemaya da gitmiyor insanlar. Her şey gibi bir gün o da bitecek. Bence böyle” şeklinde konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.