Kapı Siyaseti İle Kapılarda Kalmak…
Türkiye’de özellikle ana muhalefet siyaseti negatif olarak icra ettiği için halkta bir karşılık bulmuyor. Söz de halkın sorunlarını dile getirmek ve gündem oluşturmak adına yapılan her icraat ters tepmektedir.
Kurumlar hükümetin değil, devletin olduğu için onları yıpratıp, itibarsızlaştırmak siyaseten bir yol gibi görünse de pratikte karşılığı yoktur. Siyaset, özellikle muhalefet proje üretme fabrikası gibi çalışması gerekirken maalesef bu konuda bir arpa boyu yol kat edilmediğini görmekteyiz. Kadrolarında bulunan bunca danışman, kurmay, yönetici ne iş yapar diye insan düşünmeden edemiyor. Hiçbir şey yapılamıyorsa dünya takip edilir, sıra dışı kampanya ve etkinlikler ülkemize uyarlanabilir, bunu yapmak çok mu zordur? Küresel düzeyde ortaya çıkan kriz ve ekonomik sıkıntılarla 20 yıllık yıpranmış bir partinin halen daha birinci sırada bulunması sosyolojik bir vakadır.
Negatif siyaset ve sadece eleştirmek karşı tarafta safların daha da sıklaştırılarak taraftarlarını konsolide etmekten başka bir işe yaramamaktadır. Ortada herkesin hemfikir olduğu sorunlar var fakat sizin teklif ve projeniz nedir diye sorulduğunda alınan cevap, “önce bir iktidarı devirelim gerisi kolaydan” öteye geçmemektedir. Bu cevap vatandaşa güven vermediği için bu sefer algı, “yaparsa yine hükümet yapar” şeklinde ortaya çıkmaktadır. Mevcut iktidara son vermek adına 6 partinin bir araya gelmesi aynı zamanda bir zafiyetin göstergesi olmaktadır. Macaristan’da benzer durumların yaşanması sonrasında muhalefetin kaybetmesinden ders çıkarılmayacağı da ortadadır. Bu birliktelik başarılı olsaydı, hiçbir kritere bakmadan emsal olarak gösterilecek ve motivasyon kaynağı olacaktı. Fakat sistem başarısız olunca, “şartlarımız çok farklı” diye kuyruk dik tutulmaya çalışılsa da bu gidişle akıbetin çok farklı olmayacağı da açıktır.
Kitle partisi olan mevcut iktidardan kopuşların, kırgınlıkların olduğu doğrudur fakat gerçek olan bir şey varsa bu seçmen şu an için bir tarafa kaymadığı gibi arafta beklemektedir. Seçime kadar geçen süreçte yapılacak iyileştirme büyük projelerle insanlar yine mevcut durumun devamından yana teveccüh göstereceklerdir. Bunu görmek için müneccim olmaya gerek yok çünkü muhalefet yuvarlak masa etrafında toplanmaktan başka ortaya koydukları bir heyecan yoktur. Sorunun en büyüğü olan aday belirleme aşamasına geçilmediği için birliktelik pozu verilse de asıl ayrışma o zaman yaşanacaktır.
Sonuç olarak; kurumların kapısına dayanarak mağduriyet yaratmaya çalışmak 70’li yılların siyasi şovudur. Bunun farkında bile olmayan bir liderin ve partisinin Türkiye’ye vereceği bir umut maalesef yoktur. Türkiye’nin mevcut liderinin dışında lider çıkaramamış olması gelecek adına kaygı vericidir. Bu potansiyele sahip, hem ağır, hem ali hem de yavuz abilerin de partileri tarafından pasivize edilmesi hazindir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.