Her Seçimde Yenilen CHP Değil, Onun Neoliberal İradesidir
Turgay Develi yazdı
Hep beraber düşünelim, şöyle bir geleceğe doğru ilerliyoruz: Beklendiği gibi Türkiye'nin bütün illerinde, İl Başkanı ve bütün yönetim ile birlikte Kurultay delegesini yazanlar, Kurultay'da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve istediği listeye oy vererek PM'yi oluşturacak.
Aynı politik çizgi izlenecek ve 17 yıldan bu yana her seçimde olduğu gibi aynı sonuçlar alınacaksa, aslında yenilen ve asıl kaybeden, zaten Ak Parti ile iktidarda yer alan neo-liberalizmi CHP'nin de politik çizgisi haline getiren, Parti'nin yönetim iradesi olmayacak mı?
Ama hayır böyle olmuyor; halk yine, yeniden ve her defasında yoksulluk ve çaresizliği ile başbaşa kalırken, halkın umudu ve yol göstericisi olması gereken partiyi yönetemeyenler, bu gidişle, bir kez daha, yine, yeniden koltuklarında oturmaya devam edecekler.
Eğer bu gidiş değişmez, değiştirilmezse ve halk yine umutsuz kalacaksa, bir avuç delege yazıcının dışında CHP'de kimin hangi koltukta oturduğunun ne önemi var ki?
Bu kısır döngü kırılmalı.
CHP'nin hedefine yeniden iktidar perspektifini yerleştirmek için, değerlendirme - eleştirme özgürlüğümüzün sınırlarını sonuna kadar kullanarak, daha iyi bir yaşam arayışında, elimizdeki en makul seçenek olan siyasetin alanını genişletmeliyiz.
Bu çerçevede, 82 milyonluk nüfusunun neredeyse 80 milyonunun hayatından memnun olmadığı ülkemizde, ülkesine ve partisine umudunu yitirmemiş olanların,17 yıldan bu yana mutlak iktidar olan Ak Parti - Tayyip Erdoğan'a karşı bir kez bile seçim kazanamayan siyasi kadro ve anlayıştan, kendini sorgulama, yenileme ve politik çizgisini gözden geçirme talebi hak değil mi?
Parti içi iktidarı ellerinde bulunduranlar, parti kadrolarının yeniden oluşturulduğu şu günlerde kendi lehlerine tahkimatı aralıksız şekilde sürdürürlerken, CHP üyelerini oluşturan seçmenin yaşamı sorgulayan, arayışı süreklileştiren ve karşısına çıkan sorunları aşma kültür bilincine sahip olması, partinin bu fikri fukaralıktan kurtulması ve halkımızın geleceğinin daha iyi olacağına inancımın kuvvetli dayanaklarından.
CHP kadrolarının oluştuğu delege seçimlerine ve oradan da örgüt oluşumlarına taşınan politiksizleştirme saldırıları, partinin geleceğini köklerinden koparma, köksüzleştirme girişimi olarak tespit edilip, şiddetle karşı konulmalı.
Türkiye'nin geleceğini şekillendirme iddiasında bulunan Parti Meclisi ve MYK'sının var olan siyasi kapasite ve siyaset anlayışı, ülke sorunlarını tespit ve çözüm iradesi oluşturmada yetersiz kalıyor. Seçim sonuçlarına da açıkça yansıyan bu açık başarısızlık ortadayken, yeni bir politik anlayış ve kadro yapılanması kaçınılmazdır.
Mevcut yöneticiler dahil, 1980 yılındaki askeri darbe sonrası oluşturulan tüm yönetimlerin içindeki farklı seslere saygı duymakla beraber, partiyi neo-lieralizmin savunucuları arasına katan, iradesini Kemal Derviş'in perçinlediği anlayış tasfiye edilerek, yeni bir politik hat oluşturulmalı.
Geleceği yaratma iradesini oluşturacak olan, halkın umudu CHP örgütlerinin, halkın elinden koparılıp alınmasına şiddetle karşı çıkmak gerekiyor. Bunu başarmalarına izin verilmemeli.
Partiyi size teslim edip, neoliberal politikaların tutsağı olarak yaşamaktansa halka gidip, bütün gerçekleri olduğu gibi anlatıp, sizi halkın vicdanına teslim edelim.
Bu mirasın sahibi halktır.
Teslim olmayacağız, başaramayacaksınız.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.