Havalimanına adı verilen Şakir Paşa tecavüzcü müydü?
Adana şehrinin ilk valisi şehit, ikinci valisi idam edilmiştir.
Yeryüzünün en renkli şehirlerinden biridir güzel Adana’m…
Gözünüze beyaz görünür, çünkü gökkuşağının bütün renklerini taşır.
Doğasındaki bu renklilik insanların sosyal yaşamlarına yansır.
Bu renkli coğrafyanın valileri de bir o kadar renklidir.
Çiçero gibi filozofundan, İbrahim Paşa gibi kanal mühendisine kadar hemen hemen her yapıda valiler görmüştür bu memleket.
İLK VALİMİZ ŞEHİT İKİNCİSİ HAİN…
Şair Ziya Paşa da bu memlekette valilik yapmıştır Şair Eşref de… (Vali yardımcısı)
İlginç kaderleri olmuştur valilerin…
Adana ilk kez 1608 yılında eyalet olması ile birlikte valiler ile tanıştı.
“Ancak 1608 yılında İstanbul’dan Mustafa Paşa yeni kurulan Adana Eyaletine ilk vali olarak gelip göreve başlıyor.
Mustafa Paşa valilik makamının sefasını 1 yıl bile süremeden Celali isyanlarını bastırmak üzere göreve çağırılıyor. 4 Eylül 1608 tarihinde Karahisar-ı Şarkȋ taraflarında Kalenderoğlu’nun adamlarından Tavil Mahmud’a karşı savaşırken şehit oluyor.
1627 yılında Adana valisi bulunan Küçük Hüseyin Paşa bir suçtan dolayı idam olunup yerine Bostan Paşa Adana valisi oluyor.”
(1)
tarihi akışa bakın ilk valimiz şehit mertebesinde ikincisi hain…
TECAVÜZCÜ VALİ: KABAAĞAÇLI ZADE MEHMET ŞAKİR PAŞA
Neyse ki Cumhuriyet ile birlikte valilerimizin makus kaderi de olumlu yönde değişiyor.
Adananız da valilik makamına gelince bir ilçe topraklarını üzerine tapulayan valiler de gördü, ay sonunu getirmek için bakkaldan borç alan valileri de…
Üç merasim faytonu ile Cumaya giden valilere de, tayini çıkınca bir at arabası bile bulamayan valilere de tanık oldu.
Peki, gelinine tecavüz ettiği için oğlu tarafından öldürülen vali var mı?
Hemen sorunun cevabını vereyim. Evet Var.
Şakir Paşa gelinine tecavüz etmiş olan bir validir.
Peki, nasıl oluyor da gelinine tecavüz etmiş ve oğlu tarafından öldürülmüş bir valinin adını;
Adana’nın bir mahallesine, bir konağa ve daha iki gün önce iktidarın başımıza musallat ettiği ekonomi kemirgenlerine kurban verdiğimiz Şakirpaşa Havalimanına adını veriyoruz?
Başka isim bulamadık mı?
Hah! İşte bugün konumuz bu…
*
Son söyleyeceğimi ilk başta söylüyorum:
Sosyal medya’nın birçok haber sitesinde ülkemizin yüz akı olan bazı sanatçıların Şakir Paşanın çocukları ve torunları olduğundan söz ettikten sonra;
Şakir Paşa’nın Adana’ya hizmetleri ana başlıklarla sayılır ve bu hizmetlerinden dolayı Mahalle ve havalimanına onun adının verildiği anlatılır.
Bu çok büyük bir yanlıştır.
Bu değerli sanatçıların hiç birinin, adı mahalle ve havalimanına verilen Şakir Paşa ile ilgisi yoktur.
Çünkü: Adana’da birbirine yakın zamanda görev yapan iki Şakir Paşa vardır.
Birinci Şakir Paşa: Ocak 1890 tarihinde Adana’da başladığı valilik görevini, Temmuz 1891 yılına kadar sürdürmüştür.
Adana’da nehirleri ıslah ederek sellerin önünü kesen, tarımı canlandıran ve üretimi arttıran bu validir.
ŞAKİRPAŞA İSTASYONU: DEVLETE SAYGININ SEMBOLÜDÜR
Küçük bir ayrıntı: Merkez Tren Garından Mersin yönüne doğru kısa bir mesafe olmasına karşın halkın “Yeşilevler” diye bildiği “Şakirpaşa Tren Durağı” vardır.
Evet burası istasyon değil duraktır. Zeytinli veya Şehitlik gibi binaları olmayan bu durağın öyküsü ilginçtir. Kaba hatları şöyle:
Tren hatlarını yabancılar işletmektedir. Şakir Paşa bu duruma bozulmaktadır. Şakir Paşa’nın Konağı bildiğiniz gibi Yeşilevler Kavşağı’ndadır.
Yabancı şirket, merkezi otorite ile muhatap olmaktadır. Bu nedenle neredeyse yerel otoriteyi hesaba almıyor şımarıklık yapıyordu.
Şakir Paşa yaptığı bir tebligat ile Trenin konağın önünce gelince durmasını ve Valilik Makamına selam vermesini emretti.
Yük ve yolcu trenleri Adana Merkez Garından hareket edip henüz hızlanmışken yeniden yavaşlamaya başlamaları hem teknik olarak zor hem de psikolojik olarak ağırlarına gidiyordu.
Valiyi (Yerel otoriteyi selamlamak) zorlarına gidiyordu.
Kendileri de o yöreyi istasyonun bir durağı yaparak çözüm buldular.
Böylelikle, Vali Şakir Paşa’ya selam vermek için değil sözde durak olduğu için duruyorlardı.
Şakir Paşa Tren istasyonu, devlete olan saygının bir sembolü olarak orada durmaktadır.
İkinci Şakir Paşa: Kabaağaçlızade Mehmet Şakir Paşa
Kasım 1897’de başladığı görevi Mart 1898’de sona ermiştir. Adana’da sadece 4 ay vali olarak kalmıştır. Hoşgeldincilerden Adana’yı görmeye ve hizmet yapmaya bile fırsatı olmamıştır.
Bu Valinin Adana ile ilgisi olmayan çok renkli bir yaşamı olmuştur. Sadrazam olan abisi Cevat paşa görevden alınmasına dayanamayıp erken yaşta ölünce Mehmet Şakir Paşa’da bütün görevlerinden istifa eder Afyon’daki çiftliğe yerleşir.
Hızlı bir yaşantı içinde olan oğlu Cevat, bir İtalyan kadınla evlenip çiftliğe gelir.
Bir gece çiftlikte baba oğul tartışır ve baba silahla öldürülür.
Halikarnas Balıkçısı bundan dolayı 15 yıl kürek mahkûmu olur, 7 yıl sonra da verem olduğu için cezası affedilir. Konu babanın İtalyan geline tecavüzüdür. Bu konu uzun yıllar gizlenir. Birçok spekülasyon yapılır.
ŞAKİR PAŞA
Konunun detaylarına girmeyeceğim.
Bugün en çok sanatçı yetiştiren aile unvanına sahip olan Kabaağaçlızade ailesinin, Adana’da değerli yerlere adı verilen Şakirpaşa ile hiçbir ilgileri yoktur. Sadece bazı araştırmacıları iki valiyi de “Şakir Paşa” olarak yazmasından dolayı karmaşa olmuştur.
Birçok araştırmacı, başta Murat Bardakçı, yazılarında doğrudan “Şakir Paşa” demeyip, “Kabaağaçlızade Mehmet Şakir Paşa” deselerdi bu karışıklık meydana gelmezdi.
Aynı hatayı diğer araştırmacılarda yapmıştır. Sadece Atatürk Ansiklopedisi’nde madde başlığında “Mehmet Şakir Paşa” adı kullanılmıştır.
Ailenin özel yaşamı ve yetişen sanatçılar konusuna girmeyeceğim bu konuda sosyal medyada birçok bilgi bulunmaktadır. Bizim bilmemiz gereken, Adanalı, Şakirpaşa mahalle, konak ve Havalimanına Şakir Paşa demekle isabetli bir karar almıştır.
- Yılmaz Kurt Adana Valileri
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.