"Hasmane tavırla ülke yönetilmez, yurttaşın acil sorunlarına derman olunmalıdır"
Adana Barosu: Cumhurbaşkanı, ülkemizdeki 83 milyon yurttaşı temsil ettiğini unutmamalıdır
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin 05.05.2020 tarihli (dün) Merkez Yürütme Kurulu toplantısında Barolar ve Tabip Odaları başta olmak üzere meslek örgütlerinin yapılarının değiştirilmesine yönelik düzenlemeler yapılması gerektiğini ileri sürerek, "Meclis’te neticelenmeyi bekleyen pek çok düzenleme bulunuyor. Bunlardan biri de barolar ve tabip odaları başta olmak üzere yapılarının belirlenmesidir. Ankara Barosu'nun ve aynı zihniyetteki yapıların Diyanet İşleri Başkanımız ile onun şahsında İslam'a yönelik fütursuz saldırılarına şahit olduk. Sadece bu örnek dahi meslek kuruluşlarının seçim yöntemiyle ilgili düzenlemenin aciliyetini ve ehemmiyetini göstermiştir. Bu çalışmayı tekrar ele almalı, en kısa sürede Meclis'in takdirine sunmalıyız" sözleri hakkında Adana Barosu Yönetim Kurulu değerlendirmelerde bulunarak, görüş ve düşüncelerini ortaya koydu.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, pandemi salgınıyla mücadele edildiği bir dönemde Cuma hutbesinde salgın hastalıklardan ve dünyadaki tüm olumsuzluklardan lgbt+ bireyleri sorumlu tutmuş, Ankara Barosu ve Baromuz da dahil bir çok baro eşit yurttaşlık ilkesini ve ayrımcılık yasağını hatırlatarak tepkilerini göstermişti.
Konuya ilişkin yapılan açıklamada;
“Baroların Anayasa’nın 135. maddesine göre kanunla kurulan bir meslek örgütü olduğunu, ayrıca Avukatlık Yasası'nın 76. ve 95. maddelerindeki değişikliklerle barolara; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlevsellik kazandırmak görevi de, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu olmamız nedeniyle verilmiştir. Bu çok ciddi ve çok önemli görev diğer örgütlenmelere değil, sadece barolara verilmiş bir sorumluluktur.
Barolar ve Tabip Odaları başta olmak üzere meslek odalarının yapılarını değiştirme yönünde düzenleme yapılması çağrısı demokrasiyi yok saymak, hukuka açık bir gözdağı vermektir; asla kabul edilemez.
Diyanet İşleri Başkanlığının açıklaması sonrası Ankara Barosu ve Baromuzun da içinde yer aldığı bir çok baro tarafından eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına ve insan haklarına aykırılık içeren beyanlar yönünden eleştirilmiştir.
Bu uluslararası ilkelere, sözleşmelere ve Anayasa’mıza dayanan demokratik açıklamalar ve görüşler bahane edilerek Baroların ve meslek odalarının yapılarının, seçim sisteminin değiştirilmesi hakkında düzenleme yapılacağı yönündeki söylem, Baroların hukuka aykırılıklar karşısındaki duruşunu, çok sesli toplum yapısını ve demokrasiyi sindirememek anlamına gelmektedir.
Her mecrada seçmen iradesine saygı gösterilmesinin demokrasinin şartı olduğu vurgulanırken bağımsız seçimlerle maddi bir karşılığı olmaksızın gönüllülük esasına dayalı olarak görev alan Baroları ve kurullarının işlevini ortadan kaldırma çabaları demokrasinin yok sayılmasıdır; asla kabul edilemez.
Bizim görevimiz toplumdaki her bireyin hakkını, hukukunu savunmaktır. Farklı seslere ve muhalif kimliklere her kesimin ve kurumun saygı gösterme zorunluluğu vardır. Ülkemizde her görüş, düşünce ve yaşam tarzından insanların olması toplumumuzun zenginliğini göstermektedir.
Ülkemizin pandemi nedeniyle zor bir süreçten geçtiği şu günlerde, adliyelerin de kapalı olması nedeniyle ve bu salgının daha ne kadar devam edeceği belli olmadığı için avukatlar ve ülkenin tüm yurttaşları ekonomik buhran ile mücadele etmeye çalışmaktadır. Cumhurbaşkanı, ülkemizdeki 83 milyon yurttaşı temsil ettiğini unutmamalı, cumhuru ayrıştırmadan tüm yurttaşları kucaklayan bir tavırla toplumun acil sorunlarına odaklanmalı ve hasmane tutumundan derhal vazgeçmelidir.
Barolar, demokrasinin, hukukun üstünlüğünün ve insan haklarının gelişimi için mücadeleye devam edecektir. Barolar susarsa toplum susar, halk susar, yurttaş susar.” ifadelerine yer verilmiştir.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.