1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Gerçek Şu Ki; Poşet ile Hepimiz Mutluyuz
Gerçek Şu Ki; Poşet ile Hepimiz Mutluyuz

Gerçek Şu Ki; Poşet ile Hepimiz Mutluyuz

Poşet, bu ekonomik sistemin yüz akıdır. - Sedat Memili

A+A-

Çoktandır çarşı Pazar dolaşmıyordum. Düne kadar…

Duyduklarıma bakarsak, somurtkan, mutsuz ve burnundan soluyan insanlar görmeyi bekliyordum. Yanılmışım.

İnsanlar güler yüzlü, neşeli ve hayat doluydu.

Şaşırmadım dersem yalandır.

 

İNSANLAR NEDEN MUTLU?

Şaşırmak bir yana meraktan içim içimi yemeye başladı.

Yoksa bu güzel vatanın toprak altı zenginlikleri artık haramilere değil de halka mı dağıtılacak? Zeytin ağaçları özgürlüğüne mi kavuştu?

Yoksa… Yoksa…. Yok ya o kadar da değil. Kışt… Kışt… Aklımdan yel alsın.

Bunun gibi aklıma onlarca şey geldi. Neden? Neden bu insanlar alışveriş yaptıkları mağaza, market ve AVM’lerden poşetlerine sarılarak saadetle çıkıyorlar?

Bazıları annelerine bazıları da çocuklarına sarıldıkları gibi sarılmışlardı.

Artık dayanamadım, sormaya karar verdim.

Teskeresini alıp, tren garında kendisini karşılayan yavuklusuna sarılırcasına huzur duyan bir delikanlıya önce adını sordum. Mustafa dedi.

 

POŞETİN SIRRI

“Mustafa Hayırdır neden mutlusun?”

“Görmüyor musun?” dedi. Haydaaaa, durduk yerde azar işitiyoruz. Sağıma soluma bakındım. Neyi göreceğimi bile bilemediğim için cehaletinden utanarak:

“Neyi görmem lazım?”

“Kardeşim” dedi “Bu kucağımda ki ne?”

Eyvah ahret sorguları…

“İçinde ne var bilmiyorum…” dedim pısarak.

“Kardeşim bırak içindekini! Bu ne?” deyip poşeti gösterdi.

“Poşet” dedim. Yine de cevabımdan emin değildim.

“Hah! Doğru bildin. Bu poşet…”

“E, ne olmuş poşetse?”

“Kardeşim sen Merih’ten mi geldin? Ya da üç yüz yıl uyuyan Yemliha mısın?”

Sustum tabi. Çoktandır mutlu insan görmemiştim. Bari bunun kafasını bozmayım.

“Beş yıldır fiyatı artmayan tek ürün bu” dedi sevinçle… Biz çalışan, emekli, işçi veya işsiz olarak bu poşetin sırrını keşfettik. O nedenle mutluyuz.”

“?”

Mustafa’ya bir dokundum neler işittim neler?

“Abi” dedi bu poşet var ya bu poşet… Son 23 yıldır, sadece hiç kimsenin yapamadığı işi başardı…”

Sözünü kesmedim. Anlatmaya devam etti.

“Abi, depremi hatırla, doğanın afeti karşısında bütün insanlar eşit değil miydi? İşte poşet insanlığı eşitledi. Zengin AVM’ye giriyor o da poşeti 25 kuruşa alıyor, ben de… Kendimi adil bir ekonomi yönetiminde hissediyorum.

İnsan olduğumu hatırlıyorum abi… Bunu kim başarıyor? Ne iktidar, ne felsefe ne siyasal sistem… Bunu poşet başarıyor, poşet!

Söyle Abi, Fuzuli bile ne diyordu: ‘Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar…” Şimdi, Selamın aleyküm deme şeklinden bile tarikat çıkaran toplumda poşet herkesi eşitledi.

Poşet, din, dil, ırk, mezhep, cemaat, siyasal parti ayırımı yapıyor mu? Yok.

 

Düşün, düşün abi, adalet karşısında sadece kâğıt üzerinde herkes eşit… Ama poşet fiyatı karşısında kasada herkes eşittir.

Bu poşete bakınca nihai adaletin tecellisini görüyorum. Canım poşetim.

Bu poşet sadece bu mübarek halkın değil, ekonomi yöneticilerinin de itibarıdır. Şimdi çıkıp ekonomistler “Beş yıldır fiyatı artmayan ürünlerimiz var” deseler yalan mı söylemiş olurlar.

Poşet, bu ekonomik sistemin yüz akıdır.

Hükümet, çarşı pazarın ortasına poşet anıtı dikmelidir. Çünkü bütün yalan ve aldatmaları aklayan tek ürün bu poşettir. Anıtı dikilmeyi hakkeder.

O nedenle sıkı sıkıya sarılıyoruz.

 

EMEKLİNİN YATIRIMCISI

Biz böyle konuşurken, bankta oturmuş yaşlı bir adam sinirle Mustafa’ya bakıyordu. Belli ki söylediklerinden mutlu olmamıştı. Ona:

“Hayırdır, sen pek mutlu değilsin Emmi?”

“Yaaa” dedi “Mustafa’nın tuzu kuru. Bir riski yok ki?”

“Nasıl? Ne demek bu?”

“Yeğenim” dedi. “Ben emekliyim. Bundan üç yıl önce, dışarıya fazla çıkmadığım için arttırdığım parayla 200 poşet aldım. Tıkır tıkır 50 lira nakit saydım. Her şeyin fiyatı üç dört kat artıyor, bir iki sene sonra bunlar da artar dedim ve poşete yatırım yaptım…

İşte mahvoldum… Yatırım elimde patladı…

Ben adalet istiyorum. Tüp, soğan, patates, ayakkabı, elektrik, doğalgaz fiyatı üç dört kat artarken, poşet fiyatlarının yerinde sayması adaletsizliktir…”

*

Gerçekten Mustafa’nın dediği gibi ben Merih’ten mi gelmiştim?

 

Not: Yakında poşet fiyatı artarsa zinhar benimle ilgili değildir.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.