İçişleri Bakanlığı tarafından corona virüs salgını gerekçesiyle baro genel kurullarının ve seçimlerinin 2 ay ertelenmesi kararına ilişkin gelinen son durum hakkında açıklamalar yaptı.

Kararın Anayasa’ya ve Avukatlık Kanunu’na aykırı olduğuna dikkat çeken Baro Başkanı Av. Veli Küçük, çoklu barolara ve TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’na zaman kazandırılmak istendiğini ifade etti.

İzmir Barosu'nun ardından İstanbul Barosu'nun da İçişleri Bakanlığının genelgesinin ardından ertelenen baro genel kurulunu yapacağının hatırlatılması üzerine Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “ Genel kurulların belirleyici unsurları seçimlerdir. Seçimlerin de seçim kurulları ile yapılma zorunluluğunu hatırlatmak isterim.

İstanbul Barosu, İzmir Barosu ve Ankara Barosu ile hassasiyetlerimiz ve tavrımız ortaktır. Bu yapılanın büyük bir hukuksuzluk olduğunu avukatların iradesine, avukatların seçme seçilme hakkına engel olunduğunu görüyoruz.

Anayasanın en temel ilkesi hepimiz biliyoruz ki eşitlik ilkesidir. Eğer ki toplumsal sorun taşıyan bir unsur var ise bu toplumun diğer katmanlarının tamamı üzerinde eşit olmalıdır. Sadece barolar ve belli meslek odaları üzerinden yapılması  demokrasi ile bağdaşmaz.

Bu süreçleri yaşayacağımızı gördüğümüz için Barolar, "Paralel/çoklu baro" düzenlemesine karşı eylemler yapmış ve tepki göstermişti. Tepkilerin dikkate alınmaması üzerine tasarının meclise getirildiği gün baro başkanları Ankara'ya yürüyüş gerçekleştirmiş ve Ankara girişinde polislerce engellenmişti. Avukatların eylemine polis müdahale etmiş; ancak engellemeye rağmen avukatlar eylemlerini TBMM ve Ankara Adliyesi önünde sürdürmüştü.

Suni gündem değiştirme çabalarına karşı barolar ve avukatlar vakarını, tavrını her zaman olduğu gibi ortaya koyacaktır. Kamuda görev alan meslektaşlarımız da bu süreçte baskı ve mobbing ile en olumsuz etkilenen meslektaşlarımın da dik durarak, konuyu sahiplenecektir.

Anayasa Mahkemesini 1 Ekim’de Çoklu /Paralel Baro ile ilgili kararı öncesinde MHP Genel Başkanı ve İçişleri Bakanı hedef alarak, baskı uyguladığını belirterek, “Yargı kararlarını herkes eleştirebilir. Anayasa Mahkemesi her ilde bir baro kurulabilir demektedir. Bu süre içerisinde aslında yapılan baskının sonuç verdiğini görüyoruz. Yargı bağımsızlığı adına bu üzüntü vericidir.”