
''Adana’dan Mülhem Türkiye: Devlet Sisteminin Çöküşü''
Geçtiğimiz haftalarda Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Adana'yı ziyaret etmesinin ardından, Gelecek Partisi Kurucular Kurulu ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Yıldırım, köşe yazısı yayımladı.
Geçtiğimiz haftalarda Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Adana'yı ziyaret etmesi ve bu ziyaret ile alakalı değerlendirmelerde bulunmasının ardından, Gelecek Partisi Kurucular Kurulu ve Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ebubekir Yıldırım, Adana bazlı bir değerlendirme yazısı kaleme aldı;
Adana, yalnızca yerel suç örgütlerinin güç kazandığı bir şehir olmaktan öte, Türkiye’nin güvenlik ve yönetim zafiyetinin en somut göstergelerinden biri haline gelmiştir. Şehirde artan mafya savaşları, çeteleşme, haraç düzeni, adam öldürme ve yaralamalar gibi olaylar, devlet otoritesinin giderek zayıfladığını gözler önüne sererken, emniyet ve yargı içindeki çürüme ise Türkiye genelinde sistemin iflas ettiğini ortaya koymaktadır.
Hakim Gül Altınok vakası, yargı sistemindeki yozlaşmanın ve adalet mekanizmasının güven kaybının çarpıcı bir örneğidir. Uyuşturucu partilerine katıldığı, tehdit ve şantaj yoluyla güç elde etmeye çalıştığı, kararlarını medyumlara danışarak aldığı ve suç örgütleriyle iç içe olduğu iddiaları, Türkiye’de yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybettiğinin kanıtıdır. Bir yargı mensubunun adalet dağıtmak yerine organize suçlarla içli dışlı hale gelmesi, yalnızca bireysel bir skandal değil, sistematik bir çürümenin yansımasıdır.
Benzer şekilde, Adana İl Emniyet Teşkilatı içindeki bazı unsurların, devletin envanterinde bulunan kritik ekipmanların yanlış ellere geçmesine sebep olduğu yönündeki söylentiler, toplumda derin bir endişe yaratmıştır. Güvenliği sağlaması beklenen kurumların, suç ağlarıyla arasındaki mesafenin giderek belirsizleştiği algısı, güvenlik mekanizmasının içten içe çöktüğünü gösteren bir başka skandal iddiadır. Devletin halkı koruması gereken güvenlik güçleri, suçun bizzat bir parçası haline geldiğinde, toplumda hukuk ve düzen algısı tamamen kaybolur. Bu durum, yalnızca yerel bir olay olarak değerlendirilemez; aksine, Türkiye’de emniyet teşkilatının içine sızmış suç ağlarının ne kadar derinleştiğini ve sistemin içten içe çürüdüğünü göstermektedir.
Bu iki örnek, Türkiye’de devlet mekanizmasının işlevselliğini yitirdiğini ve kurumların kendi içinde yozlaştığını göstermektedir. Yargının adalet dağıtmaktan uzaklaşarak şahsi ve örgütsel çıkarların aracı haline gelmesi, güvenlik güçlerinin ise suç örgütleriyle iş birliği yaparak halkın güvenliğini tehdit eden unsurlara dönüşmesi, devletin temel yapı taşlarının artık işlevsiz hale geldiğinin göstergesidir.
Bu noktada, devletin otoritesini yeniden tesis edebilmesi için radikal reformlara ihtiyaç vardır. Hukukun üstünlüğünü sağlamak adına yargı mensuplarının sıkı denetime tabi tutulması, emniyet teşkilatında kapsamlı bir temizlik operasyonu gerçekleştirilmesi ve devlet mekanizmasının yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Aksi halde, Adana’da yaşanan bu çürüme, kısa sürede tüm ülkeye yayılacak ve devlet otoritesinin geri dönülemez şekilde kaybolmasına yol açacaktır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.