Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, TVA ekranlarında A’dan Z’ye programının canlı yayın konuğu oldu.

İlk olarak göreve geldiği günden bu yana geçen 10 ayın değerlendirmesini yapan Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, A’dan Z’ye programında Özge Öztoprak’ın moderatörlüğüyle gündeme dair çeşitli açıklamalarda bulundu.

“İLK SÜREÇ BEKLEDİĞİM GİBİ DEĞİLDİ”

İlk 10 ayın beklediği gibi geçmediğini vurgulayan Akay, “10 aylık süre çok da düşündüğüm gibi geçmedi. Bir kere hem dünya hem Türkiye hem de kısmen Adana yeni bir ekonomik süreç içerisinde yaşıyor. Bölgemizde yaşanan sıkıntılar bir yana dünyada sıcak paranın azalmasında sıkıntılar oldu. Bütün bunlardan bizim nasibimizi almamamız mümkün değil. Özellikle güney sınırımızda yaşadığımız sıkıntılar ciddi anlamda bizi bu dönemde gerçekten zora soktu. Bütün bunlara bağlı olarak Türkiye ekonomisinin son yıllarda büyük ölçüde inşaat sektörüne dayanması ve inşaat sektörünün son dönemde zarara girmesi bizi de sıkıntıya soktu. Geçen seneye nazaran gelirimizin düştüğü giderlerimizin arttığı bir dönem. Hizmet konusunda yansıması bizim için hoş olmayan bir durumdu. Bütün bunlara rağmen sonuçta bir görev üstlenildi. Adaylık sırasında belirli projelerin yapılması düşünülürken şimdi daha çok ihtiyaca dönük şeylerin yapılması öncelik oldu. Temelinde daha çok istihdam sağlamak, üretime yönelmek istedik ama bunları sağlayamayınca mecburen geliri az olan insanlara küçük dokunuşlarla yardım etmek daha yararlı.” ifadelerini kullandı.

“ADANA’NIN EN BÜYÜK SORUNU İŞSİZLİK”

Akay, “Adana’nın ve Türkiye’nin en büyük sorunu işsizlik. Bu 90’lı yıllarda kapanan büyük fabrikaların yerine yenileri açılmadı. Bu sorunun kökeni oraya dayanıyor. Bir belediye başkanından beklenen cevap yol, ulaşım olur aslında. Bence işsizliktir. Çünkü benim günümün büyük bir kısmı iş isteyenlere yanıt vermekle geçiyor. Günde 200-300 telefon alıyorum iş isteyenlerden. Öncelikli ve büyük bir sorun bu” dedi.

“TARIM ARAZİLERİNİ İMARA AÇMAK CİNAYET”

Kentsel dönüşümün çok önemli bir noktada olduğunu vurgulayan Akay, “Tarım arazilerini imara açmak kesinlikle düşünmediğimiz bir durum. Çukurova, dünyada ürün çeşitliğinin çok olduğu bir ova, verimli bir arazi. 1800’lü yılların ortalarından itibaren modern tarıma başlamışız. Bizim çiftçimiz dünyada tarımı en iyi bilen, üretimi en iyi yapanlardan oluşuyor. Bunları imara açmak cinayetten farklı bir şey değil. Gıda, beslenme stratejik noktada çünkü nüfus giderek artıyor. Devre dışı bırakmak kesinlikle cinayet. Kentsel dönüşüm sağlamak bu sorunun büyük bir çözümü olur. Deprem alanı içinde olan Adana’da yaşanabilecek sıkıntıların da önüne geçmek olur kentsel dönüşüm. Sanıyorum sel felaketinden sonra devlette bunun ciddi şekilde farkına vardı. Yüreğir’den başlamak üzere kentsel dönüşüm süreci başlatıldı. Biz de kentsel dönüşümün hazırlıklarına başladık” dedi.

“İŞ YAPARAK BORÇLANMAK ÖNEMLİ”

Seyhan Belediyesi’nin borçlarıyla ilgili konuların hatırlatılması üzerine Akay,”Ben belediyeyi teslim aldığımda çok fazla sayıda toplum merkezleri, taziye evleri, semt pazarları gibi inşaatlar yapılmıştı. Zeydan Başkan bir bölümünü açamadan büyükşehire geçti. Burada belediyenin borçlanması değil, iş yaparak borçlanmış olması önemli. Elbette bunların getirdiği bir mali bir yük var ama hizmete geçirilmiş ve geçirilmeyi bekleyen bir sürü proje de var” ifadelerini kullandı.

BORÇLANMA YETKİSİ NEDEN İSTENDİ?

Borçlanma yetkisinin neden istendiğini sormaları üzerine Akay, “Kafamızda tasarladığımız şeyler var yapmayı düşündüğümüz bunlar için borçlanma yetkisi istedik. Yarım kalmış tamamlanması gereken şeyler var, bunlar için kullanacağız. Boya üretimi, kıyafet üretimi gibi şeyleri kendimiz yapıyoruz artık. Saydığımız bölümlerdeki bütün kıyafetler bizim tarafımızdan dikildi. Maliyetlerin azalması için çalışmalar yürütüyoruz. Bunlar dolayısıyla başlangıçta fazla para harcamayı gerektiriyor. Son zamanlarda uzmanların değerlendirmeleri ne kadar doğru olur onu kestiremiyorum ama inşaat sektöründe hareketlenme başlayacak gibi görünüyor. Bizi rahatlatacak görünüyor. Borçlanmayı istemek hemen borçlanmak demek değildir. Kullanma gereği duymayabiliriz de. İhtiyaç duyulduğu takdirde kullanılacak” ifadelerini kullandı.

“KİMSEYE İŞE ALACAĞIMIN SÖZÜNÜ VERMEDİM”

Tarım, üretim ve işsizlik alanında çalışmalarından bahseden Akay, “Çalışmaya ilk başladığımız yer işsizlik konusu oldu. Seçim çalışmaları yaparken de bununla çok karşılaşarak tanık oldu. Tüm seçim çalışmaları sırasında tek bir kişiye bile işe alacağımın sözünü vermedim. Aşağı yukarı tablonun ne olduğunu biliyorum. Adana işsizlik sıralamasında 1’inci sırayla 3’üncü sıra arasında gidip geliyor. Seçimden sonra da ilk yaptığımız şey buna yönelmek oldu. Köyleri defalarca kez ziyaret ettik. Kırsal kalkınma alanında neler yapılabileceğini konuştuk.  Bu işte uzman bir arkadaşımızı da bu alanda görevlendirdik. Zaten bir kooperatif kuruldu ve çalışmalara devam ediyor. Yaptığımız çalışmalardan biri, Gölbaşı’nda hayvancılık yapan bir köyü nasıl merasıyla mandıralarıyla nasıl üretim haline getirebiliriz bunu düşünüyoruz. Benzer birkaç köyü de modern hale getirerek merkeze dönüştürmeye çalışıyoruz” dedi.

“GERİ DÖNÜŞÜMLE İLGİLİ CİDDİ PROJELERİMİZ VAR”

‘Adana’nın sanayileşmesi için projeleriniz var mı?’ sorusuna cevaben Akay, “Sanayileşmenin şehir dışında olması gerekiyor. Sanayileşme için bizim tek başımıza gerçekleştirebileceğimiz bir şey değil. Onun dışında atölyeler gibi insanları el sanatlarına yöneltebilecek projelerimiz var. Bunlar dışında geri dönüşümle ilgili ciddi projelerimiz var” dedi.

“EKONOMİ İÇİN BİZE KALICI ETKİNLİKLER GEREKİYOR”

Kebap ve Şalgam Festivali’ni Seyhan Belediyesi’nin bunu üstlenme rolünün olup olamayacağı sorusu üzerine Akay, “Bir kenti ekonomik olarak canlandırmanın belirli yolları var. Turizmin en temel dayandığı noktalardan birisi festivaller. Adana’daki festivallerin ciddi sıkıntısı otellerdi. Şu anda otel miktarı çoğaldı, Adana bu sorunu aşmış gibi görünüyor. Diğer sorunumuz Kebap Festivali ya da Portakal Çiçeği Festivali. Bir günlük gidiş gelişlerle ekonomi canlanmaz. Bizim düşündüğümüz ise kentte kalış süresini uzatmak. Proje olarak düşündüğümüz sanat atölyelerini burada gerçekleştirmek ve bizim amacımız insanların kalıcı olmasını sağlamak. Kebap ve Şalgam Festivali gibi büyük organizasyonlarda güvenliğin ve çeşitli organizasyonun sağlanması gerçekten çok önemli. Şimdi bizim yapacağımız şey en kısa zamanda doğru alanların tespitinin yapılması, bu insanların güvenliğinin sağlanması. Yani aslında bizim yılın iki ayında sıkıntı çeker insanlar ama kalan zamanda Adana her zaman için herkesin çok rahatlıkla bulunabileceği bir şehir. Festivaller önümüzdeki dönemlerde daha önemli hale gelecek. Kentin diğer zenginliklerden nasıl yararlanılacağı da önemli” cevabını verdi.

Kaynak: tva.com.tr