Ev Sahibi, Kiracı ve Emlakçı Üçgeninde Kaybolan İnsanlık
Valide Sultan’ın kiracısı evi boşaltınca iş başa düştü. Ekonomik olarak herkesin daraldığı bir ortamda insanlara bir nebze olsun yardımcı olmak üzere evi emlakçıya vermedik. Bilişim çağının nimetinden faydalanarak evi internet üzerinde ifşa ettiğimiz andan itibaren iki gün boyunca telefonlarımız hiç susmadı. Arz ve talep dengesinin bozulması bir yana ilana yazdığımız açıklama insanları heyecanlandırmıştı. “Ev eşyalı olup, üç kişiye kadar öğrenci kalabilir. Peşinat, depozito, emlakçı, noter, kefil yok, daha ne olsun!”
Piyasada bu şartlarda ev bulmak mümkün olmadığı için büyük ilgi gördü. Azerbaycan, İran hatta Pakistanlı öğrenciler bile ısrarla talip olsalar da sonuçta bir tane evimiz vardı. İlanı 1000 kişi inceledi ve bunun sonucunda yaklaşık 300 kişi telefonla aradı. İlginç olan ise arayanların üçte biri emlakçıydı. Bizim istediğimiz rakamın 2000 TL üstünde müşterilerinin hazır olduğunu ifade etseler de kibarca geri çevirdik çünkü teklif ettikleri rakam, ederinin ve değerinin çok üstündeydi. Piyasa böyle deyip sürekli fiyatları bu şekilde şişirmek hiç bir ahlak ve etik değerle bağdaşmıyordu. Dengelerin, bu kadar kiracı aleyhine değiştiği ortamda ev sahibi ile emlakçı arasında pres edilen insanları görmek beni insanlığımdan utandırdı. Ortaya çıkan mağduriyet dolayısıyla gönülsüz razı ettiğiniz kiracıdan aldığınız paranın bereketi olur mu acaba? Öyle bir devirde yaşıyoruz ki tüm değerlerimiz ve kutsallarımız tamahımız yüzünden yerle yeksan olmuş durumdadır. Nefsimiz ve açgözlülüğümüz empati duygumuzu yok ettiği gibi merhametsizliğimizle birlikte bencilliğimizi de zirveye taşımış bulunmaktadır.
Ortaya koyduğumuz aslında normal ve olması gereken tutum, ilişkilerin ne kadar yozlaştığını göstermesi açısından da ibretlikti. Yokluk ve kıtlığın insanları ne hale getirdiğini, nasıl insanlıktan çıkardığını görmek gelecek adına ümitsizliğe sebep olmuştur.
Yaşadığımız bu tecrübe sayesinde insanlardan aldığımız duaların, aslında insanlığın ne büyük ihtiyaç olduğunu göstermesi bakımından önemli ve anlamlıydı. Bunun yanında sadece telefonla iş yapmanın da yine çok yıpratıcı olduğunu denemiş oldum. Hiç bir şey dışarıdan göründüğü gibi değilmiş...
Sonuç olarak; dünyanın kuyruğu uzun, kimin ne olacağı belli değil o yüzden gelecekle ilgili projeksiyon yapmak gerekiyor. Bugünden attığınız tohumlar yarın size fidan ve ağaç olarak geri dönecektir. Fırsatçılık ise onur kırıcı bir davranış olarak yine size kötülük olarak dönecektir. Tercih sizin yol burada ikiye ayrılıyor, sağdan gidenler feraha soldan gidenler ise helak olmaya yelken açmış olacaktır.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.