1. HABERLER

  2. KÜLTÜR SANAT

  3. Ertuğrul Özkök: Hangisi daha kalabalıktı, ‘Ferdi Baba’cılar mı, ‘Orhan Abi’ciler mi?
Ertuğrul Özkök: Hangisi daha kalabalıktı, ‘Ferdi Baba’cılar mı, ‘Orhan Abi’ciler mi?

Ertuğrul Özkök: Hangisi daha kalabalıktı, ‘Ferdi Baba’cılar mı, ‘Orhan Abi’ciler mi?

Kimsesizlerin kimsesizi bir izdihamdan gelen uğultuydu onların şarkıları…

A+A-

 

Ferdi Tayfur’un ölüm haberini kızım Gülümsün verdi.

“Baba Ferdi Tayfur ölmüş, çok üzüldüm” dedi.

Şaşırdım…

Onu tanıyor muydun diye sordum…

Ferdi Tayfur’la onu Ercan Saatçi tanıştırmış.

“Ondan sonra birkaç defa karşılaştık. Her defasında kendimi tanıtınca, ‘Gülümsün ben seni tanımaz mıyım?’ diyerek şaşırttı beni.

Çok zarif bir insandı. Bir defasında yine kendimi tanıtınca, ‘Asıl sen beni nasıl tanıyorsun?’ diye sordu..”

Onun ilk plağı çıktığında kızım daha 2 yaşındaydı

Ferdi Tayfur’un ilk plağı 1974’te çıktığında Gülümsün daha 2 yaşındaydı.

Ama tanıyordu…

Nasıl tanımazdı ki…

Bu ülkede yaşayıp da tanımamak mümkün müydü onları…

Denizli’de dedesi ve anneannesinin oturduğu evinin balkonundan gördüğü açık hava sinemasında kim bilir kaç filmini seyretmişti onun.

Bindiği dolmuşlarda, yürüdüğü sokaklardaki kasetçilerde, Ankara-İzmir otobüsünün mola verdiği çayhanelerde hep onların sesi vardı.

Dedim ya herkes tanıyordu onları…

Bir tek devlet ve Cumhuriyet gazetesi tanımıyordu onları

Tanımayan bir tek Türkiye Cumhuriyeti ve dönemin Cumhuriyet gazetesiydi.

Devlet ve devletçi medya için onlara yer yoktu bu ülkede…

Tanıyorlardı da tanımazdan geliyorlardı.

Ferdi Tayfur ve Orhan Gencebay 1970’lerin ikinci yarısında parlayan iki sanatçıydı…

Devlet onları görmüyordu, bu ülke aydının bir bölümü kabul etmiyordu…

Lütfedip hayat hikâyelerini bile okumuyorlardı.

Biraz okusalardı, aslında onların hayatlarının, beslendikleri insanlara hiç de ters gelmeyeceğini anlarlardı.

Babası bar kapısında öldürülmüş Ece Ayhan şiirinden çıkmış bir çocuk

Bir yıl arayla doğmuşlardı.

Ama ikisinin hayat çizgisi farklıydı.

Ferdi Tayfur hayata trajik bir yoldan girmişti…

Sanki Ece Ayhan şiirlerinde anlatılan çocuklardan biriydi…

Babası bar çıkışında öldürülmüştü.

Müzik hayatı sokaktan başlamış.

Adana radyosu müzik yarışmasında ikinci olmuş ama babasının engellemesi yüzünden çalışamamıştı.

Gerisi tam bir kendi kendini yaratan sanatçı hikâyesiydi.

Biri bas gitar çalıyor, öteki sitar bile çalmış

Ferdi Tayfur 9 farklı enstrüman çalıyor.

Bağlama, elektro bağlama, klasik gitar, akustik gitar, bas gitar, elektrogitar, kanun, tambur, ud…

Orhan Gencebay 14 farklı enstrümanla ilgileniyor veya çalıyor.

Bağlama, divane tambur, ud, cümbüş, buzuki, gitar, sitar, piyano, klavye, ney, keman, saksafon, klarnet…

Orhan Gencebay’ın geçmişinde klasik Türk müziği, rock ve caz da var.

Konservatuvarda okumuş.

Müziğe 6 yaşında bir Kırım göçmeni olan Ukrayna Konservatuvarı mezunu Emin Tarakçı’dan keman ve mandolin dersi alarak başlamış.

İlk beste çalışmasını 10 yaşında yapmış.

Halk birine “Ferdi Baba”, ötekine “Orhan Abi” dedi

1970’lerin ikinci yarısıydı…

Türkiye’nin acılı günlerinin sanatçılarıydılar.

Aynı yaştaydılar ama halk onlara iki farklı isim taktı.

Biri “Orhan Abi’mizdi…”

Öteki “Ferdi Baba…”

Neden biri abi de öteki baba…

Kimsenin cevap veremeyeceği sosyoloji sorulardır bunlar.

Devlet dersinden sınıfta kalan çocuklar bile veremez cevabını.

Müslüm Gürses de işte öyle cevapsız bir babaydı…

İşte o günlerde sorduk soruyu: İkisinden hangisi daha kalabalık?

Kendi aramızda hep şu tartışma gelirdi gündeme…

Bu ülkede hangisi daha kalabalıktır?

Ferdi Baba’cılar mı…

Yoksa Orhan Abi’ciler mi…

Fenerbahçe taraftarı mı daha kalabalıktır, Galatasaray’ınki mi sorusu kadar zor…

O günlere bakarsak…

Şu afaki cevaplar çıkar karşımıza.

Orhan Abi 28 milyon, Ferdi Baba 27 milyon plak satmış

Vikipedia rakamlarına göre Orhan Gencebay kariyeri boyunca 28 milyon plak ve kaset satmış.

Ferdi Tayfur ise 27 milyon…

Bir iddiaya göre Ferdi Tayfur’un 1992’de çıkan Prangalar albümü 5 milyon satmış.

Ama bunlar doğrulanabilir rakamlar değil.

Bildiğimiz, o yıllarda kasetlerinin satışları 2 milyonlara ulaşıyordu.

Bunlara bir de sokaktaki korsanı eklerseniz…

Devletin tanımadığı bu iki sanatçıyı halkın çok çok iyi tanıdığı anlaşılır.

Yıl 1993, Gülhane Parkı’nda 200 bin kişi

Konser kalabalıkları…

O günlerden elimizde bir YouTube videosu var.

1993… Yer Gülhane Parkı…

Sahnede Ferdi Baba…

“Mutsuzluğu tanırsın, mutsuzluğu bana sor” şarkısını söylüyor.

200 bin kişi onu dinliyor.

Bu video dün itibariyle 5 milyon kere izlenmişti.

Türkiye’de sinema seyirci rekoru Ferdi Baba’nın ‘Çeşme’sinde

Ama onların müziğini en çok dinlediğimiz yerlerden biri sinema salonları…

Ferdi Tayfur 27 filmde oynadı.

Tam 96 şarkı dinledik o filmlerde…

Yine bir iddia…

Onun “Çeşme” adlı filmi Türk sinema tarihinin en fazla izlenen filmi oldu.

Sadece İstanbul’da 3.5 milyon kişi izledi.

Bütün Türkiye izlenmese sayısı ise 12 milyon.

Ünye’nin sinema salonunda 10 gün, 2 seans, 20 bin kişi

O günlerden bir kasabadaki sinema salonu sahibinin verdiği ilginç rakam var önümüzde.

Ünye kasabasında bir hafta…

Çeşme filmi 10 gün boyunca günde 2 seans oynamış, 20 bin kişi izlemiş.

Sinema sahibi “O filmden kazandığım para ile 20 dönüm arazi alabilirdim” diyor.

Kadın matinesinde 1200 kadın ayakta izlemiş filmi.

Orhan Gencebay’ın film kariyerinde ise 35 film var.

Bunların 31’i sinema, 1’i TV filmi.

Onların izlenme sayıları konusunda elimizde fazla bilgi yok.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.