“Enerjide tasarruf bilinci oluşturulmalı”
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, hava kirliliğinin azaltılması, Türkiye’de tasarruf bilincinin aşılanması ve temiz çevre için yaptıkları uyarıları dikkate alınması çağrısında bulundu.
Doğan, 5 Haziran Dünya Çevre Günü” dolayısıyla yaptığı açıklamada, çevrenin, ortak değer ve bu değer üzerinde tüm insanlığın eşit seviyede yaşam hakkı bulunduğuna dikkati çekerek, “Artan nüfus ve gelişen teknolojilere ayak uydurmak istenirken, tüketim alışkanlıkları değişmekte ve dünyada olduğu gibi bölgemizde de, çevre sorunları her geçen gün çeşitlilik gösterip artmaktadır. Ülkemizde 2017 yılında yaklaşık 34,4 milyar TL çevre koruma harcaması yapılmıştır. Bu harcamaların sadece yüzde 2’si dış ortam hava kirliliğini engelleme ve azaltma için yapılmıştır" dedi.
Adana’nın acilen çözülmesi gereken, büyük ve önemli çevre sorununun hava kirliliği olduğuna dikkat çeken Doğan, "Kentimiz son yıllarda ekonomi ve gelişmişlik yönünden birçok ilden geride kalırken, hava kirliliği konusunda durum tam tersinedir. 1 Ocak 2018 - 31 Aralık 2018 tarihleri arasında ülkemizdeki hava kalitesi ölçüm istasyonlarının verileri değerlendirilerek hazırlanan Çevre Mühendisleri Odamızın 2018 yılı hava kirliliği raporunda kentimiz, PM10 kaynaklı hava kirliliği yaşayan iller sıralamasında İstanbul, Ankara ve İzmir’den hemen sonra gelmektedir. Kirlilikte artış ve bir gelişme! söz konusudur. Hava kirliliğini önlemek için, Termik santrallerin Çevresel Etki Değerlendirme Raporlarının eksiksiz hazırlanması ve özellikle santrallerin olası etkilerinin doğru bilgilerle değerlendirilmesi en önemli aşamalardan biridir” diye konuştu.
"Anız yakmak toprağa zarar veriyor"
Anız yakmanın toprağa verdiği zarara da değinen Kenan Doğan, ” Zamandan ve maliyetten kazanç sağlandığı düşünülse de, anız yangınları aslında ülke topraklarına büyük zarar vermektedir. Anız yangınları, toprağa organik madde açısından katkı sağlayan kısmın ortadan kaldırılması, birçok canlının ölmesi anlamına gelmekte ve toprağın veriminin azalmasına neden olmaktadır. Ayrıca saatlerce süren yangınlarla birlikte oluşan dumanlar hava kirliliğine neden olmaktadır. Bu nedenle hububat hasadının ardından toprak yüzeyinden alınamayan kısımlar yakılmayıp uygun aletlerle sökülmeli ya da parçalanmalı ve bu durumun toprağa ve toprağın yeni ürün için hazır hale getirilmesine engel teşkil etmeyeceği anlatılmalıdır” dedi.
"Sözde çevreci algısı yıkılmalı"
Yerel yöneticilerin “sözde çevreci” algısının yıkılması gerektiğine işaret eden Doğan şöyle devam etti:
“Petrokok yani katı yakıtların kullanımının azaltılıp, doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması için çalışmalar yapılmalıdır. Kışın belirli aylarda katı yakıt yerine, doğalgaz ve elektrik teşviki yapılmalıdır. Gerekirse yerel idareciler bu konuda inisiyatif kullanmalı, çevreci söylemlerinin lafta olmadığını göstermelidir. Yakıt kazanlarının periyodik bakımlarının ve araç egzoz emisyonlarının rutin aralıklarla yapılması, toplu taşıma araçlarının hibrid yakıt teknolojisine sahip olanları ya da daha az kirletici etkiye sahip yakıt türleriyle çalışanlarının tercihinin sağlanması, kentte bisiklet yollarının yapılması, ısı izolasyonları ile enerji tasarrufu sağlayarak hava kirliliğinin azaltılması, sanayide enerjinin geri kazanılmasına önem verilmesi ve emisyon kaynağı olan tesislerde gerekli çevresel yatırımların gerçekleştirilmesinin, sürdürebilir olarak sağlanması gerekmektedir. Yeşil alanların azalmasına neden olan, insan sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, ekolojik temele dayanmayan planlama ve uygulamalardan vazgeçilmelidir. Özellikle hava kirliliğinin önlenmesi, temiz hava sirkülasyonunun sağlanması, iklim değerlerinin insan yaşamına daha uygun duruma getirilmesi, yeşil alanlar ile sağlanabilmektedir.”
"Şehirler beton yapılarla doluyor"
1 santim toprak oluşumu için 300-400 yıl gerektiğini anımsatan TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, “Toprağın erozyonla kaybedilmesi, toprağın çeşitli insan faaliyetleri sonucu kirletilmesi, tahrip edilmesi ve özellikle ilimizde son yıllarda kentleşme, kentsel dönüşüm adı altında çok katlı binaların, verimli tarım arazilerine yapılması tahribatın boyutlarını da görmemizi sağlamaktadır. Şehrin çevresi, en yüksek noktaları çok katlı beton yapılarla doldurulmaya başlanmıştır. Çok katlı binalarla etrafı adeta çepeçevre kuşatılmış bir kentin hava sirkülasyonun engelleneceği unutulmamalıdır” şeklinde konuştu.
2016 yılı için Türkiye yüzey sularının yaklaşık yüzde 74`ünün kirlendiğinin tespit edildiğini ifade eden Doğan, Türkiye’nin “su azlığı” yaşayan bir ülke konumunda olduğunu belirtti. Doğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kentlerimizde içme ve kullanma suyu olarak evlerimize iletilen sular iletim hatlarında kaybolmaktadır. İletim hatlarında kaybolan su miktarı 2019 yılı hedefi yüzde 30 ve 2023 hedefi yüzde 25 olarak belirlenmişti. Ancak şuanda, Ankara`da yüzde 36, İstanbul`da yüzde 24, İzmir`de %yüzde 30, Antalya`da yüzde 35, Adana`da yüzde 33 su kaybı yaşanmaktadır. Bu nedenle kentimizde iletim hatlarından kaynaklı su kaybı belirlenen hedefler limitine çekilmelidir. Ayrıca, çevre ve canlı yaşamı üzerinde tahribatlar yaratarak ölümcül etkileri olan kirli enerji kaynakları değil, temiz enerji kaynakları tercih edilmelidir. Ülkemiz temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve temiz enerjinin yaygınlaştırılması konusunda, ar-ge çalışmalarına hız vermeli, bu konuda gerekli teşvik sağlanmalıdır. Enerji konusunda kayıp kaçak oranı azaltılmalı ve kaynakların ve enerjinin kullanımı konusunda tasarruf bilinci geliştirilmelidir."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.