1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Duru Akgül: Kadının kurtuluşu 6 ok programıdır
Duru Akgül: Kadının kurtuluşu 6 ok programıdır

Duru Akgül: Kadının kurtuluşu 6 ok programıdır

"Şiddetin en büyüğü eğitimsiz ve yoksul bırakmak; kadını erkeğin ve çağın gerisine atmaktır. Çağdaşlığı batıyla bir tutmuyoruz" Aycan Duru Akgül

A+A-

Vatan Partisi Öncü Kadın Adana İl Başkanı Duru Akgül 8 mart Dünya Emekçi Kadınlar günü etkinlikleri çerçevesinde Atatürk Anıtı önünde yaptığı konuşmada: "Şiddet insanı, emeği sömüren, ülkelerin gelişimini engelleyen sistemin getirdiği bir sonuç. Bu sistem içerisinde kadını tek başına kurtarmak söz konusu olamaz.  Kadının hayatından yoksulluğu çıkartamadıkça o kadının hayatından şiddeti de çıkartamayız" dedi.

 

DİYARBAKIR ANNELERİNE SELAM!

Duru Akgül Vatan partili kadın ve erkeklerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte şu konuşmayı yaptı:

"Anmamıza başlamadan emeğin en büyüğünü veren yüreğiyle teröre karşı duran Diyarbakır Annelerine selam ediyoruz... Birbirine güvenen, birbirine inanan ve ortak bir ülküye bağlanan, özünü reddetmeden, tarihi geçmişine uygun gelişen KADINLARIN  ve ERKEKLERİN oluşturduğu toplumlar insanlık karşısında yaşama hak ve özgürlüğüne sahiptirler. Emperyalizmin bize dayattığı feminizmden kendimizi ve toplumu sistemin ezici, dışlayıcı, yok sayıcı, belli kalıplara sokmaya çalışmasından kurtararak  şiddeti yaratan zemini görelim.

Şiddeti yaratan zemini görmeden şiddetle mücadele etmek bataklığı bırakıp sivrisinekleri yok etmeye çalışmak gibi boşa bir çabadır.

Şiddetin en büyüğü eğitimsiz ve yoksul bırakmak; kadını erkeğin ve çağın gerisine atmaktır. Çağdaşlığı batıyla bir tutmuyoruz. Çağdaş Türk Kadınını özünde ara, bul, yaşa diyoruz. Erkeğin eşi, yari, yarısı olduğunu, savaşırken de üretirken de erkeğin yanında olduğunu tekrar hatırla, Hakanın yanında ki yerini Hatun kişiliğini unutma diyoruz.

0867424c-4013-4328-9ed7-3c90642f1944.jpg

6 OK TÜRK DEVRİMİNİN PROGRAMIDIR

Cephede savaşan, cephe gerisinde çalışan, mitingler düzenleyen, kürsülere çıkan, dernekler kuran, dergiler çıkaran Türk kadını kendi kurtuluşunu ulusun kurtuluşu ile birleştirmiş ve geleceğini ellerine almıştır. M. Kemal Atatürk önderliğindeki Türk Devrimi de kadın sorununa yaklaşımı ve gericiliği ezme kararlılığıyla dünya çapında eşsiz bir örnek yaratmıştır. Cumhuriyet yeni bir toplum ve yeni bir insan modeli inşa etmiştir. O toplum; kadını yerlerde sürünmekten kurtaran, kadınıyla erkeğiyle birlikte gelişen, üreten, çağdaşlaşan bir toplumdur. 

Emperyalizmi alt ederek özgürleşmiş bir ülkenin kadınlarından emperyalizmin elinde oyuncak olan kadın örgütlerine Mor zehirlenmelere nasıl geldiğimizi hala anlamayanlar varsa anlatacağız; batı emperyalizminin dayatması liberal Mor çatılardan,  Mor zehirlenmelerden ve feminizmden arınacağız. Kurtuluş istikametinin tamamlanması için bizlere emanet edilen program Türk Devrimi'nin;  cumhuriyetçilikmilliyetçilikhalkçılıkdevletçiliklaiklik ve devrimcilik programı olmuştur.  Kadının kurtuluşu da bu programladır.

 

KADIN TEK BAŞINA KURTARILAMAZ

8 Mart denildiği zaman sadece töre kurbanlarından, kadın cinayetlerinden öteye geçmeyen kadın hikayelerini anlatmayacağız artık.  Bunlar çok can yakıcı sorunlar ama 8 Martlarda konuşulması gereken tek başlık değil. Oysa şiddet, insana dair kara bir hikayedir. Kadını anlatmak için fabrikalara, atölyelere, yoksul evlere, pazarlara da girmek gerek. Şiddet insanı, emeği sömüren, ülkelerin gelişimini engelleyen sistemin getirdiği bir sonuç. Bu sistem içerisinde kadını tek başına kurtarmak söz konusu olamaz.  Kadının hayatından yoksulluğu çıkartamadıkça o kadının hayatından şiddeti de çıkartamayız.

Son derece elverişsiz ortamlarda, asgari ücretin altında ücretlerle, uzun çalışma saatleri boyunca kuralsız bir şekilde çalışan kadınlar, işte ve ailede güçlüklerle, yoksullukla, şiddetle karşı karşıyalar.  Örgütsüz ve güvencesiz çalışan sistemin görünmez kıldığı, kayıp işçi kadınlar haklarını savunabilecek, bu haklar için seslerini yükseltebilecek herhangi bir olanağa sahip değil. Sağlık güvencesi, emeklilik, sendika etkinliği, onlardan çok uzak ve geleceklerinden umutlu değiller. Gene de yükselen işsizlik karşısında çalışmaktan hoşnut ve ücretten tatile, düzenli mesai saatlerinden, hastalık iznine tüm haklarını sınırlayan işverenlerine müteşekkirler.

Kadın, ülkenin koşullarıyla birlikte haklarını kazanıyor ya da kaybediyor. Yerli üretimi esas almayan ekonomi kadın ya da erkek demeden emeği sömürüyor, insanı köleleştiriyor.

O zaman ne diyoruz 8 Martlar emeğin, emekçinin sömürülmediği, çalışanın, çalıştıranın mağdur olmadığı, ürettiğimiz, ekip, biçtiğimiz, fabrikalarımızın bacalarını yeniden tüttürdüğümüz, kadınıyla, erkeğiyle el ele vererek ülkeyi geleceğe taşıdığımız, refaha çıkardığımız Türk Devrimini yarıda kaldığı yerden alıp tamamlayacağız. Ve yineliyoruz “Türk Devrimi dendiği vakit bunun kadının kurtuluş devrimi olduğu beraber söylenecektir. Şimdi almakta olduğumuz teşebbüs, bu kurtuluş istikametinin tamamlanması, sonuçlanması ve en verimli hale getirilmesidir.”

"Atatürk Devrimi'nin yol göstericiliğinde buluşan bütün kadınlara selamla, 8 Mart’ımız kutlu olsun!"

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.