Dünya beşten büyük; Ya Türkiye?
Gündemlerin bu kadar sığ, yapay, algı oyunları ile dolu olduğu, ekonominin iyi yönetilemediği ,halkın ekseriyetinin mutsuz olduğu bir süreçte ne yapacağız?
Yazdıklarımız, çabalarımız, önerilerimiz bir işe yarıyor mu diye düşünmeden, düşünmeye, yanlışa itiraza, yazmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü bizim hesap vereceğimiz bir milletimiz bir de Yaratıcımız var.
Şunu çok iyi biliyorum; herkes yaptıklarının, birikimlerinin hesabını verecek !
Tabi yapmadıklarının da. Kullandığı vücudun, aklının, servetinin, kullandığı / kullanmadığı yetkisinin hesabını verecek .Hem de en ince ayrıntısına kadar.
Yönetenler, hakkı ve halkı gereğince takdir edemiyor olabilirler. Basiret ve feraset tutulmaları yaşanabilir. Böyle durumlarda hatırlatıcı olması gerekenlerin susması bir ulusun kaderini nasıl etkiler ?
Alimler, aydınlar çıkın artık ortaya mızrak çuvala sığmıyor ! Geç olmadan tarihi görevlerinizi yapın.
Biz ,bize düşeni yapalım. Öneri, proje, çözüm vs. önemini yitirmemeli. Ama üzülerek belirtmeliyim ki, eleştiri, öneri, proje sadece ülkemizde değil yerelde de kimsenin umurunda değil. Proje önerenler, yanlışı eleştirenler, inovasyon çabaları değer bulmuyor.
Kaynak mı var ?
Nerede bu kaynaklar?
Bin çeşit vergi, sağanak sağanak yağan zamlar, tefecilerden alınan borçlar, özelleştirmeler, satışlar...Dev bir gelirler kalemleri var. Sorun bunların paylaşım öncelikleri ve paylaşımındaki yaygınlığı ve tabi ki adaleti.
Ben Adana 'da yaşıyorum. 20 yıldır en can alıcı sorun ; işsizlik, kent trafiği ,bir türlü bitirilemeyen, başlayamayan inşaatlar. Soruyorsun ,ödenek yokluğu deniliyor. Seyhan nehrinin karşısına uzanacak basit bir köprü 6 yıldır bitirilemedi. Hiç ihtiyaç yokken Adana-Mersin arasına inşa edilecek havaalanı ,8 yıldır sürüyor, bir kaç bin sporseveri ilgilendirecek yeni stat uzun yıllar sonra, bağlantı yollarının yetersizliği ile açıldı nihayet.
Ben biliyorum ki tüm kentlerde durum, üç aşağı beş yukarı aynı Varsa yoksa ;otoyol, üniversite, havaalanı, köprü, üniversite, dev hastane inşaatları...
Sakin bunlara karşı olduğumu düşünmeyin .Benim kaygım bunları kullanacak gençler yurt dışına gidiyor bir bir. Gençlerin %72 si, fırsatını bulabilirsem yurt dışında yaşamak istiyorum diyor. Siz dinlemiyorsunuz ama gençler torpil denen liyakatsiz atamalardan domuz etinden daha çok tiksiniyor.
Doktorlarımızın da büyük kısmı yurtdışı hayalleriyle lisan kurslarını dolduruyor. Bilgisayar programcılarımız, nitelikli mühendislerimiz, genetikçilerimiz. Artık gelişmiş ülkelerin kurumlarında görünür olmaya başladılar.
Nitelikli gençler ve çalışanlar giderde nitelikli hırsızlarımız durur mu ? Vergi cennetleri, ada devletleri, kutsal İngiliz şehirleri, İspanya kıyı şehirleri Türk müteahhit ve işadamlarının tercihi olmuş. vergi hırsızları, gayrimeşru kara servetliler hep oralarda...
Ne zaman toparlanacağız?
Ne zaman bir merkez bankası başkanı konuşurken dikkatle ve inanarak dinleyeceğiz?
Bırakın merkez bankası başkanını, Allah Aşkına dikkatle dinlediğiniz ve hayran olduğunuz kimse kaldı mı?
Bakan, milletvekili, belediye başkanı, Diyanet işleri, gazeteci, üniversite mensubu?
Kurumlar ve kişiler neden bu denli yitirdiler inandırıcılıklarını ?
Nereye gidiyoruz?
Dünya beşten büyüktür dendiğinde çok heyecanlanmıştım.
Şimdi artık Türkiye, beşten büyük mu onu merak ediyorum.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.