Dr. Yeniocak: Yaşamak ve Yaşatmak İstiyoruz
Dünyaya hükmedebilirsin ama bedenin bir ağrısına hükmetmen için imparator olmanız yetmez: hekim olmanız gereklidir.
ÇUKUROVA DEVLET HASTANESİ
O gün (07 Temmuz 2023) küçük bir sağlık sorunum için Çukurova Devlet Hastanesi’nde tedavi için sıramı bekliyordum. Alışkanlık ya, çevremi dikkatle gözlemeye başladım.
Bu hastaneye en son, mekanı cennet olsun, Vali yardımcısı Azmi Yeşil’i ziyaret için gelmiştim. Odasından Seyhan baraj Gölünü seyrettim ve hatta valime:
“hasta olasım geliyor… İnsan bu manzarayı sonsuza kadar görebilmek için yaşamına özen gösterir” demiş ve gülüşmüştük.
Şimdi kalabalık, fazla bir kargaşa yok. Kalabalıkların doğasında bulunan bir karmaşa gözlenmiyor. En güzeli de elinde bir not, bir kâğıt, sağdan soldan yardım istemek için çırpınan insanlar yok…
Ne bağıran bir hademe, ne odacı… ne koşuşturan hemşire ne de stres…
İçimden takdir ettim. Sağlık konusu insanlığın en zayıf yanıdır. Ve bir çok mikrop, yara denilen u zayıflıklarda ürer.
Her medeniyette aşkın tek tanrısı vardır; ancak sağlığın her konuyla ilgili tanrıdsı vardır.
Pagan dönemden çok tanrılı döneme geçerken bile, temel alına konu sağlıktı. Hz. İsa Esseneler (sağlığı ve iyileştirmeyi esas alan bir mezhep) denilen bir mezhebin müridi olarak Hıristiyanlığın temelini atmıştır.
Hz. İsa’nın paganlar arasında kutsal sayılmasının nedeni “iyileştirme gücü” idi…
Bu konuları kısa kesiyorum.
Hastaların yoğun olmasına rağmen ortamda bir sessizlik vardı. Mesainin başlamasını bekliyorduk. Sessizliğin içinden tempolu alkış sesleri yükseldi. Doktorların, düzenli olarak çıkış kapısına doğru tempolu alkışla çıktıklarını gördüm.
Ben de oraya yöneldim.
YAŞAMAK VE YAŞATMAK…
Doktorlar göğüs hizalarında geçen Konya’da görevi başında öldürülen “Ekrem Karakaya’nın karakalem bir posterini taşıyorlardı. O an adını bilmediğim doktorun konuşmasının ilk bölümüne yetişemedim. İlk duyduğum cümle:
“Biz yaşamak ve yaşatmak istiyoruz…”
Yeryüzünde mesleğinin yüceliğini bundan daha iyi anlatan bir cümle var mı? Zaten Hipokrat Yemini de “Yaşamımı insanlığın hizmetine adayacağıma…” diye başlamaz mı?
Hipokrat’ın sorunu, meslek ahlakı idi… Gerçekten de hekimlik mesleği, yeryüzünün ilk kutsal mesleğidir. İlkel kavimlerde gördüğümüz büyücüleri, kraldan da üstün yapan şey, onların iyileştirme gücü idi.
Şu an nerede okuduğumu hatırlamıyorum ama dünyayı titreten Mısır Firavunlarından biri henüz genç iken diş ağrısından ölmüştür. Dünyaya hükmedebilirsin, ama bir ağrıya hükmetmen için hekim gereklidir.
Konuşma yapan hekim, Adana tabipler odası Yönetim kurulu üyelerinden uzman Doktor, Sedat Yeniocak…
Konuşmasından ana başlıklar şöyleydi:
“Yaşatabilmemiz için ilk önce can güvenliğimizin garanti altına alınması lazım. Çalışma koşullarımızın düzeltilmesi lazım. Her gün fiziki ve psikolojik şiddetle karşı karşıya çalışmak zorunda kalıyoruz.
Bu stresli durum doktorların yaşam süresini on yıl kısaltmıştır. Şiddete uğramasak bile, bu riskin varlığı sterse neden olmaktadır.
İktidardan beklediğimiz, ivedi bir şekilde can güvenliğimizin sağlanmasıdır. Can güvenliğini sadece kendimiz için değil, huzurlu bir ortamda daha kaliteli hizmet vermek için istiyoruz.
“HALKIMA HİZMET ETMEK İSTİYORUM”
Biz yurdumuzda doğduğumuz topraklarda kalmak istiyoruz.
Bu topraklarda doktorluk ve hekimlik yapmak istiyoruz.
Her gün, her ay, her yıl Tabip Odasına başvurup iyi hal kağıdı almak suretiyle yurt dışına gitmek isteyen doktorların sayısında artış var. Bu artışın nedeni sadece maddi koşullar değil, sadece ülkemizdeki yoksulluk da değil, uğradığımız şiddettir. Şiddet sarmalından kurtulmak için çaresiz kalan hekimlerimiz yurt dışını çare olarak görmektedir.
Biz yurdumuzda doğduğumuz topraklarda kalmak istiyoruz. Bu topraklarda doktorluk ve hekimlik yapmak istiyoruz.
İktidardan talebimiz şiddeti önleyen tedbir almasıdır. Biz gidersek, sağlık da gider, hasta da gider…
Bizim can güvenliğimiz yoksa hastaların da can güvenliği yoktur; onların canı bize emanet.
Şiddeti önleyen yasalardan daha önemli bir talebimiz var. Şiddet dilinin kullanılmaması ve doktorların hedef gösterilmesi.
Şiddet dilinin sevgi diline dönüşmesi zorunludur.
Uğradığımız şiddet ile özlük haklarımız arasında ters orantı vardır. Şiddet arttıkça özlük haklarımız da azalmaktadır.
Bunlar için mutlaka birlik olmalıyız, gündem yaratmalıyız, farkındalık oluşturmalıyız… Sadece bizim için değil, toplum için, hastalar için…”
Doktorların anma toplantısı geçen yıl görevi başında öldürülen Ekrem karakaya için bir dakikalık saygı duruşu ile sona erdi.
ÖLÜMCÜL BİR TRAJEDİ
Doktor değilim, ama bu konuşmada geçen her cümle ve görüşün altını imzalarım. Ben yaşamımda bir hekimin de nasıl yetiştiğini görüyorum, bir siyasetçinin de… Hiçbir işte başarılı olamayan ama gelene ağam gidene paşam yöntemiyle siyasetin üst noktalarına tırmananların, hekimler üzerinde karar verici olmaları, bence insanlığın en dramatik sorunlarından biridir.
Bir hekim, yıllarca verilen emek sonucu yetişir ama çoğu zaman bir siyasi, bir parmak işareti ile karar mekanizmasının içinde yer alır…
Hipokrat’ın zamanında kutsal sayılan doktorluk mesleğinin, bu gün can güvenliğinin korunması seviyesine getirilmesi bu dar görüşlü siyaset ve anlayışların sonucudur.
Yani kahredici bir trajedi…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.