1. YAZARLAR

  2. Erol Aydın

  3. Danışma Değildir!
Erol Aydın

Erol Aydın

Danışma Değildir!

A+A-

              Başlıktaki uyarı ve ikaza bir işletmenin vitrininde rastlayınca üstünde düşünmeye başladım. Bu işletme bulvar üzerinde çok işlek bir merkezde olsaydı belki adam her gün bir milyon kişiye cevap vermekten bıktığı için böyle bir şeye başvurmuş diyeceğim ama öyle değil. Burası şehrin dışında kent ormanının girişinde önünden sınırlı sayıda insanın geçtiği bir yer.

              Tebessümün ve güler yüzün sadaka olarak kabul edildiği bir dinin temsilcileri olarak bu yozlaşmayı izah edecek kelime bulamıyorum. İnsanlara yardımcı olmanın, hatta yolda insanlara zarar verecek unsurları kaldırmayı imanın 72 şubesinden birisi olarak sayan kültür ve medeniyetten sorulara cevap verilmez noktasına gelmek için bayağı aşama kaydetmek gerekiyor.

              Aşınmış ve dejenere olmuş ikili ilişkiler iki sene süren pandemi sürecinde daha da onulmaz yaraların açılmasına sebep olmuştur. Zaten pamuk ipliğine bağlı olan erdem ve fazilet değerleri yerini;  çıkar, menfaat, fırsat, nemelazımcılık, bencillik ve egoizmin zirve yaptığı bir sürece bırakmıştır. Yaşadığımız eve kapanma sürecinde normalde dine dönüş, ibadete sarılış, tefekkür ve tevekkül ile geçmesi gerekirken bunun tam tersi olmuştur. Bu süreçten sağlam çıkan insanoğlu adeta iki senede kaybettiklerini kısa zamanda yerine koymak ve telafi etmek adına bir canavara dönüşmüştür. Açgözlülüğü ve doymaz nefsi ile her şeye materyalist olarak bakmış ve hep daha fazlasını talep etmiştir.

              Yaşlı dünyamız bugüne kadar çok büyük savaşlar, kıtlıklar, hastalıklar, göçler ve yıkımlar görmüş olmasına rağmen hiç bu kadar insanlığından uzaklaşmamıştır. Tedarik zinciri bozulmuş olsa da bütün dünyada enflasyonist bir ortam oluşsa da bunu fırsat bilip her şeye otomatik olarak zam yapmak ahlaki bir çöküşün işaretidir. Kimse insanların hayatını kolaylaştırmak adına bir adım atmıyor sadece sürekli kötüyü örnek alarak daha fazla nasıl kötü olabilirim yarışı içine girmiş bulunmaktadır. Eğer bu türbülanstan bir an evvel çıkamaz isek bu gidiş hepimizin toptan helak olmasıyla sonuçlanacaktır.

              Böyle bir ortamda ücret artışı yapmak meseleyi çözmeye yetmediği için fiyat artışlarını durdurmak hiç olmaz ise frenlemek hepimizin hayrına olacaktır. Bunu da karşı taraftan beklemek yerine herkes kendisi çözmek zorundadır. Yoksa enerji, petrol, doğalgaz gibi dış etkenleri bahane ederek bu sarmaldan kurtulmamız mümkün değildir.

              Sonuç olarak; ünlü Şairimiz Fuzuli ta 16.yüzyılda, “Selam verdim, rüşvet değildir diye almadılar!” dediğine göre günümüzde, “Danışma değildir!” diyerek insanlığın ayaklar altına alınmasına çok da şaşırmamak gerekiyor. Acı ama gerçek olan bir şey varsa o da bu gidişle insanoğlunun dosdoğru yolu girmesi zor gözüküyor.

              Esenlik dileklerimle,

              Erol Aydın

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.