"Çal çoban çal!  Ne Ertuğrul gibi bir oğlun öldü, 
ne Sivas gibi bir şehrin yıkıldı."
Yıldırım Bayezıt 
Ankara Savaşı'ndan sonra 

Cumhuriyetin erdemlerini anlatmayacağım. 
Gazeteleri okuyup, TV'leri seyreder ve küçükten büyüğe yetkilileri dinlediğiniz zaman size bol bol "cumhuriyetin erdemlerini" anlatıyorlar zaten. 

B güne kadar, bayramlarda "cumhuriyetin gereksizliğinden" söz eden hiç bir yetkiliyi duymadım. 
Siz hiç, kaçakçılığın, hırsızlığın, rüşvet ve düzenbazlığın kötü olduğunu söyleyen yetkili veya yetkisiz kişi gördünüz mü? Ama bunlar var. 
Peki rüşveti, destekleyen bir kişiye rastladınız mı? Ama var, hem de her yerde. 
O zaman şunu konuşalım: Cumhuriyeti kutluyoruz ama gereğini yapıyor muyuz? 
Sen ey cumhuriyeti bilen kardeşim, lütfen söyle, Cumhuriyeti kutladığımız ve kutsallaştırdığımız kadar değer veriyor muyuz? 
Naçizane bu gün onu konuşacağım. 

NEDİR CUMHURİYET? 
En kaba tanımı ile Halkın seçtiği temsilciler aracılığı ile yönetime katıldığı yönetim biçimidir. 
Latince "Halk çıkarları" anlamındaki "Respuplica" sözcüğünden türemiştir. Osmanlıca "İdare-i Cumhuriye" olarak dillendirilir. 
Güzel. Ne güzel. 
Der ki sistem, yönetin bir sınıfın veya saltanat parazitlerinin değildir. Üstelik babadan oğula kalmaz. Kararın merkezi ırsi veya Tanrısal değil, halkın özgür iradesidir. 
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin, bir partinin genel başkanının onaylamadığı bir adayın seçilmesi mümkün mü? Sözüm sadece AK Partiye değil, cumhuriyeti anlamayanların tamamınadır. 
AK Parti Genel Başkanı olarak Sayın Erdoğan'ın, MHP Genel Başkanı olarak Sayın Bahçeli'nin, CHP Genel Başkanı olarak Kılıçdaroğlu'nun onaylamadığı bir kimsenin belediye başkanı olma şansı var mı? 
Liderlerin önümüze koyduklarını seçiyoruz. 
Sanki Cumhuriyetin erdemi ile süslenmiş bir monarşi idaresi gibi... 

HALK ÇIKARI NEREDE? 
Şöyle de söylenebilir... Parti genel başkanları halkı yönetecek olanları seçiyor ve hak da seçilen bu kişiler arasından uygun olanı seçiyor; Cumhuriyetin tanımı öyle değil... 
Cumhuriyet "Halk Çıkarı" demek. 
O halde halk fakirleşirken neden bir sınıf zenginleşiyor? 
Köylü fakirleşirken tefeci neden zenginleşiyor?
Belki de anlamıyorum; birileri anlatırsa ben de öğrenir ve kırk yıl kölesi olurum. 
Bunları söyledim diye Cumhuriyetin nimetlerini inkar mı ettim? Hayır. 
Nimetlerini tartışmıyorum. İnsanlığa katkısı, aydınlanma ve bilinçlenme vs... vs... Bunu zaten herkes anlatacak diyorum... Ve ekliyorum... 
Arkadaşlar, cumhuriyetin nimetlerini anlatmak değil, özünü kavramak gerekir. 
Yıldırım Bayezıt, Ankara Savaşı'nda esir düşmeden önce, otağından geri çekilirken, koyunlarını otlatan bir çoban görür. Çoban, ağacın gölgesinde kavalı ile bir hava tutturmuş... Savaşı kaybetmiş olan Yıldırım, çobanın kaval çalışını izlemiş ve: 
"Çal çoban çal! Ne Ertuğrul gibi bir oğlun öldü, ne Sivas gibi bir şehrin yıkıldı. 
Doğduğunda cumhuriyeti hazır bulanlar, cumhuriyetin değerleri ile aydınlanıp mevki edinenler, dünya nimetlerine sahip olanlar, bu değerler için ödenen bedelleri unuttuklarından dolayı, ağaç gölgesinde kaval çalıyorlar. 
Sadece kaval çalsalar neyse, fakirin fukaranın hakkını çalıyorlar, gençlerin geleceğini ve rüyalarını çalıyorlar, bu güzel ülkemin aydınlık yarınlarını çalıyorlar... 
Çünkü, her bayramda kutsadıkları Cumhuriyet ve değerlerine, bayram dışında riayet etmiyorlar. 
Bu ülkeye değer katan, yaşadığı şehre olan borcunu ödemek için emek harcayan, aydınlanmaya, bilime, sanata katkı koyan, insanlık değerlerini yücelten yani Cumhuriyeti özü ve yaşam biçimi ile içselleştirmiş her kesin Cumhuriyet Bayramını kutlarım... 
Gerisinin zaten cumhuriyetle alakası yok... 

Peki insanlar seçmeyi biliyor mu? 
Demokrasinin neresindeyiz... 
Bunları işleyeceğiz.