Çocukluğumun Uygarlığı
- Bengisu’ya
Haydi, gelin çocuklarım
Ölse de ustam
Yağ bal satan ölmez tekerlemesiyle
Çocukluğumun uygarlığını
Ezberimdeki gülüşümle gezdireyim
Uzatın elinizi daldırın heybeme
İstediğinizi alın
İncir, üzüm, erik,
Dut kurusu, pamuk helva,
Düdüklü şeker, susamlı akide
Tat versin acı bilmez dillerinize
Hırsızların, katillerin giremediği
Bu sokakta erkeklerin oynadığı
Çelik çomak, uzuneşek
Topaç döndürme, dokuztaş devirmece
Kızların ellerinde bez bebekler
Tekerlemeler dillerinde
Eş seçip ip atlamalar
Körebe, saklambaç
Kızlı erkekli ortaklaşa oyunlar
Mızıkçılığın olmadığı bu yerde
Evi olmayan girsin fare deliğine
Evli evine, köylü köyüne tekerlemesiyle
Akşam olunca gülüşerek geçilirdi
Bacası tüten mutlu evlere
Şu gördüğünüz beton duvarlar
Bağ-bahçe-bostandı bir zamanlar
Selamsız sabahsız insanlar değil
Çocukluğumun uygarlığı
Aydınlık ve taptaze
Kardeşçe yaşanılan bir dünyaydı
Gün geldi
Rüzgârın yönü tersten esti
Ne varsa süpürdü iyi güzel