CHP’nin Yenilmesi: Adana Yansımaları
“Yeni efendilere yaranabilmek endişesi, CHP merdivenlerinin cilalı mermer taşlarını aşındıran günün adamlarına yön değiştirtti…” 17 Mayıs 1950 Yeni Adana Gazetesi
SEDAT MEMİLİ
İkinci Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra Türkiye genelinde olduğu gibi Adana’da olağanüstü siyasi çalkantılar dönemi başlamıştır.
Türkiye’yi kuran CHP yorulmuş, içinden çıkan bir grup, yeni bir parti kurma çalışmalarına başlamıştı. Tavanda yapılan siyasi tartışmalar tabanda da büyük ayrılıklara neden olmuştur.
Özellikle son yıllarda tabu olan birçok konu kamuoyunda tartışılmaya başlanmış, “Hain”, “dönek” gibi sözcükler düşmanlığı körüklüyor, “Demokrasi”, “Çağdaşlık”, “Refah” gibi sözcüklerde birleşme ve kucaklaşmaya hizmet ediyordu.
Bir grup CHP’liler zaferi garanti gördükleri için, seçim sonuçları karşısında yıkıma uğramıştı. Bir grup da Türkiye’yi kuran partinin bir mensubu olarak, hezimeti demokrasinin bir zaferi gibi görüyorlardı.
14 Mayıs 1950 yılında yapılan genel seçimlerde Adana’nın siyasi havasını yansıtmaya çalışalım:
OLGUNLUK SEÇİMİ
O gün şiddetli bir yağmur olmasına karşın, seçime ilgi yoğundu. Seçim öncesi, yaşanan gerginlikler ve yansıyan tedirginliklere karşın, “Şehrimizde de seçimler tam bir sükun ve neşe içinde geçti…”
İlk sayım sonuçlarından itibaren Demokrat Parti’nin önde olduğu anlaşıldı.
Ferit Celal Güven Türksözü Gazetesi’nde “Seçim ve Seçimden Sonra” başlıklı makalesinde bu havayı şöyle yansıtmıştır.
“Geçen Pazar, Türk Milleti, demokrasi tarihimizin en önemli imtihanlarından biri olan seçim mücadelesini, dünyanın gözleri önünde büyük bir olgunluk ve vakarla vermeye muvaffak oldu…” (3)
DEVLET İMKÂNLARI KULLANILMADI
İktidarda olduğu ve devletin bütün imkânlarını kullanma gücü elinde olduğu halde CHP’nin bu olanaklardan hiç birini kullanmadığını dile getiren Ferit Celal Güven: “Halk Partisi Hükümeti inkılâpçılık vasfına çok şerefli bir sayfa daha ilave etmiştir” demiştir.
“Millet, öz iradesiyle, memleketi idareye yeni memurları tayin etmiştir…” diyen Güven, “Halk iş başına getireceği vekillerinin sorumluluklarına tamamen ortaktır…”
Yıllardır iktidarda bulunan bir partinin, muhalefete düşmesinin ne ayıp ne de utanılacak bir durumdur, değerlendirmesi yapan Güven, devamında şunları yazmıştır: “Eğer talih bizleri, otuz yıldan beri müdafaasını şeref bildiğimiz bir inkılap partisinin içinde, muhalif vazifeye götürürse fikirlerimizi ve kalemlerimizi, bu işleri en layık ve en temiz bir şekilde yapmak için cihazlandıracak, daima olduğu gibi, halkın hizmetinde kuvvetli kontrol vasıtası olarak kalacağız…” (3)
Zannedersem bu seçimlerle birlikte, iktidar partilerinin devlet imkânlarını kullanmaması da tarihe karışmış olacaktır.
Devletçilikten, Liberal ekonomiye kayan sistem, devletin bağımsızlığından çok “kar” sistemine yönelmesiyle, “Devletin malı deniz yemeyen domuz” anlayışına evrilmiştir.
“Acansı” (Haber ajansı) dinlemek için, radyonun başından ayrılmayanların, bir kulağı da belediye hoparlöründen gelecek haberlerdeydi. Kesin olmayan sonuçlara göre Demokrat Parti öndeydi. 15 Mayıs gecesi basılan gazeteler: “Demokrat Partinin seçimleri kazandığı anlaşılmaktadır” diye yazmaktadır.
MAĞLUBUN ZAFERİ
Demokrat Parti kazanmasın diye yayın yapan gazetelerin böyle yazması, artık DP’nin kesin zaferinin bir habercisiydi.
Demokrat Parti’ye en muhalif olan gazetelerden biri olan Yeni Adana Gazetesi baş makalesine : “Galip Sayılır bu yolda Mağlup Olan” başlığını atıyor ve şu görüşleri paylaşıyordu (1):
“Milli davaların iktidarla muhalefet arasında daima müşterek olduğu düşüncesi duygularımıza hakimdir. İktidarı, tecrübesizliklerine rağmen vatanseverliklerinden emin bulunduğumuz vatandaşlar eline teslim etmiş olduğumuza ve onların da demokrasiye büyük bir titizlik ve sadakatle hizmet edeceklerine inanıyoruz.”
Görünüşte Demokrat Parti’nin büyük bir zaferi halinde tecelli eden bu imtihan hakikatte, İnönü’nün dolayısıyla CHP’nin memlekette kurup ihya ettiği demokratik hayatın bir eseri bir zaferidir.”(1)
HİLESİZ BİR SEÇİM
Bu görüşlerin yer aldığı makalede, seçimlerin, bir çok millette görülmediği şekilde adil olarak gerçekleşmesinden övünç duyulduğu belirtilmektedir.
“Artık neticeleri belli olan 1950 seçimlerini bu esaslardan mütalaa etmiş olmak, partimizin iktidarı kaybetmiş olmasından duyduğumuz üzüntüyü hafifletmektedir.
Tenkit ve mürakabe vazifemizdir. Biz bu vazifeyi başarmaya çalışacağız.
1950 seçim imtihanından edindiğimiz bütün bu güzel intiba ve olaylar bize büyük Hamid’in şu mısrasını hatırlatıyor:
“Galip sayılır bu yolda mağlup olan…” (1)
“İNÖNÜ MİLLİ MUHALEFETİN LİDERİ OLDU…”
Nitekim bu imtihanın demokrasi açısından CHP’nin zaferi olduğunu vurgulayan gazete, ertesi gün: “Türk Demokrasisini Kuran İnönü, Milli Muhalefetin Lider Oldu” manşeti ile çıkmıştır.
ÇİFTE İMANLILAR!
Yeni Adana Gazetesi’nin MNK rumuzu ile yayınlanan baş makalesinde, dün olgunluk mesajları yansımıştı. Ancak gelişen olaylar karşısında artık sabırlıları bile çileden çıkaran olaylar yaşanmaya başladı. “Kral öldü! Yaşasın kral!” Diye bağıran, devrik yönetimin parazitleri, yeni yönetime doğru kaymaya başladılar.
Onların dönekliği, sukunet içinde olan akılları da çileden çıkarmıştır. Çünkü CHP ağacını kesen baltanın sapı kendi gövdesi ve dallarından yapılmıştır.
“CHP ve onun çocukları da, kendi tarihleri içinde, dostluğun miskalle tartıldığı yeni bir devre ulaştılar.
Seçim günü, yakasının ön tarafına Altı Ok’u iliştirip, arkasına DP rozeti takan çifte imanlılar, artık böyle bir ihtiyata lüzum görmeden birer fatif gururuyla göğüslerini şişirip gezebilirler.
Yeni efendilere yaranabilmek endişesi, CHP merdivenlerinin cilalı mermer taşlarını aşındıran günün adamlarına yön değiştirtti.
CHP mensuplarına rastlamak ve selam çakmak ümidi ile Atatürk Caddesi’nde dolaşmayı adet edinen palavracılar, şimdi Seyhan Caddesi havasının daha mülayim ve vücuda daha nafi (kazançlı) olduğunu söyler oldular.
CHP hatiplerini alkışlamaktan avuçları patlayan kahramanlar göz göze gelmemek için başlarını çeviriyorlar.
Yeni iktidarın taze elemanlarını tebrike gidenler arasında ‘Sizi temin ederim ki, oyumuzu ailecek toptan size verdik’ hulüs (içtenlik) çakanların çoğunlukta olduğuna, görmeden inanıyorum…” (2)
BAYAR’IN ÜZÜNTÜSÜ
14 Mayıs seçimlerinde DP 416, CHP 69 milletvekili ile TBMM’ye girerken Millet partisi ile bağımsız 1 milletvekili seçimi kazanmıştır. Demokrat Parti’nin Genel başkanı Celal Bayar, seçimlerden sonra gazetecilerle yaptığı sohbet esnasında: “Şurasına işaret edeyim ki, Halk partisi’nin mecliste muhalefeti daha geniş bir kadro ile temsil etmesini temenni ederdim. Ne yapalım ki, millet böyle istemiş.”
CHP’NİN 6 MADDELİK BİLDİRİSİ…
Alınan seçim sonuçlarıyla ilgili olarak CHP’sin izleyeceği altı maddelik yol haritası Ulus Gazetesi’nde yayınlanmıştır.
1 – Şahsiyet yapmayacağız,
2 – Söz ve tenkit hürriyetinin dokunulmazlığını isteyeceğiz
3 – Toleransımız vardır, tolerans bekleyeceğiz…
4 – Milli husumetle mücadele edeceğiz
5 – irtica ve komünizm ile mücadele edeceğiz
6 – Hissiyatı fikir ile karıştırmayacağız.
CHP bu sukunet ve itidal çağrıları yaparken, DP Saflarından, Türkiye tarihini derinden ilgilendirecek ve bu gün hala bedelini acıyla ödeyeceğimiz bir açıklama geldi: “Yeni tesisler kurmayı düşünmüyoruz. Memlekete yabancı sermeyeler celp edeceğiz…” Açıklamayı, DP Genel Kurul Üyesi Fuad Köprülü United Press ajansına yapmıştır.
Tarihi yenilgiyi ilk gün büyük bir olgunlukla karşılayanların bir kısmı ertesi gün konuya farklı bakmışlardır.
- 16 Mayıs 1950 tarihli Yeni Adana Gazetesi
- 17 mayıs 1950 tarihli Yeni Adana Gazetesi
- 16 mayıs 1950 Türksözü Gazetesi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.