CHP Seyhan’da olan bitenin 'z' raporu
Bir bilen yazdı...
Seyhan Belediyesi'nde işler yine karıştı. İlçe Belediye Meclislerinin Nisan ayında meclise sunulacak denetim raporunu hazırlamak üzere komisyon üyelerini seçmek Ocak ayı oturumlarının rutin işlerindendir. Mevzuat gereği seçimlerde meclisteki üye kompozisyonu dikkate alınır, her parti grubu ağırlıklarına göre oransal olarak komisyona üye verir. Komisyon doksan günlük sürede azami kırkbeş gün çalışarak hazırladığı raporu meclise sunar ve Başkana teslim eder. Komisyon yerindelik denetimi yapamaz o işler Sayıştay denetçilerinin uhdesindedir. Ancak Türkiye'deki Belediyecilik pratiği düşünüldüğünde idare denetim komisyonu üyelerinin seçimi konusunda hassas davranıp kendine yakın olan meclis üyelerinin seçilmesini ister. Bazı dosyaların incelemeden geçirilmesinden ve hatta kapağının açılmasından dahi rahatsız oldukları için yaparlar bunu.
Seyhan Belediyesi'ndeki denetim komisyonu seçimlerinde CHP Meclis Grubu'ndan iki liste önerisi geldi. Bir tanesi grup sözcüsünün diğeri de meclis üyesi Süleyman Sözütek'in listesiydi. Neticede Sözütek'in listesi açık oy farkla seçimleri aldı. Burada diğer partilerden üye seçilmesi nedeniyle Sözütek ihanetçi olarak suçlanıyor. Bir defa AKP ve MHP grupları olan partiler olduğundan mevzuat gereği komisyona üye vermek zorunda bulunduklarından bu nedenlerle Sözütek'in ihanetçi olarak suçlanması eğer bir cehaletin mahsulü değilse açıkça kötü niyetlidir. Sözütek'in grup kararını dinlemediği, alınan karara rağmen liste çıkardığı iddiaları var. Bu nedenlerle Seyhan İlçe Örgütü tarafından ihraç istemiyle İl Örgütüne dosyasının gönderildiği konuşuluyor.
Partiler Belediye ile ilgili işlerde imar konuları hariç grup kararı alabilirler. Ama denetim komisyonu seçimlerinde grup kararı almak akla başka soruları getirir. Dürüst, şeffaf , hesap verebilir idarecilik anlayışında her iş yetkisi olanlar başta olmak üzere halkın denetimine açıktır. Seyhan İlçe Örgütünün bu konuda grup kararı alması akla getirdiği diğer sorulardan bağımsız olarak problemlidir. Seyhan Belediyesi'ni ve Akif Akay'ı zan altında bırakır. Bizzat Akay'ın bu işe müdahale ederek '' her meclis üyesine güveniyorum, kim olduğunun hiçbir önemi yok, beni herkes denetleyebilir '' diye olaya müdahale etmesi gerekir. Akif Akay klasında birinin bu tartışmaların ortasında kalıp bu duruma seyirci kalması üzücüdür.
İşin esasına gelecek olursak Seyhan'daki sorun örgüt-belediye ve meclis grubunun çoğunluğu arasında yaşanılan ve artık kangren hale gelmiş bir sorundur. Siyasi sorunları cin fikirlikle, kurnazlıkla aşılamaz. Bu şekilde aşmayı düşünürseniz yapıyı sıkıntıya sokarsınız. Problemi tüzüksel yöntemlerle, inzibati önlemlerle çözmenin hiçbir getirisi olmadığı gibi kimseye de bir faydası yoktur. Seyhan İlçe Başkanı'nın Sözütek'i ihraç amaçlı olarak İl Disiplin Kuruluna sevk etme çabası meselelere siyasi yaklaşamadığını, çözümden kaçındığını, koltuğun kapsayıcılığından uzaklaştığını gösterir. Aldığı grup kararının dahi şaibeli olduğu, grup çoğunluğunun olmadığı toplantı ile böyle bir karar aldığı konuşulurken üstelik. Grup Başkanı sıfatı ile İlçe Başkanının yapması gereken iş; grup bütünlüğünü sağladıktan sonra şeffaf biçimde idare ile oturup sorunları parti bütünlüğü içerisinde çözmek olmalıdır. Siyasi sorumluluğu grup ile idare arasındaki uyumu sağlayıp hizmetlerin Seyhan halkına ulaşmasına emek vermek ve neticesinde partinin oylarını arttırmaktır.
Yerel siyasetin öznesi de nesnesi de halktır. Çok ağır bir ekonomik buhran ortamında halka karşı kimsenin bencilce, faydacı biçimde yaklaşmaya hakkı yoktur. Belediyeler Başkanların ve avenelerinin halka tepeden baktıkları, eşi dostu gönendirdikleri saltanat makamları değildir. Partiye verdiğiniz emek ne olursa olsun siyaset bu emeğin tahsil edildiği yer olamaz. Halka kibirle bakılamaz, insanların açlığı ve yoksulluğu ile alay edilemez. Örgütlerde eş dostun iş güç sahibi olması için kullanılamaz. Örgütler siyasi iktidara ulaşmak ve topluma hizmet etmek için vardır. Kişisel siyasi kariyerlerinizin basamağı değildir. Meclis üyeleri de doğrudan seçilen siyasiler oldukları için sorumlulukları öncelikle halka karşıdır.
Seyhan'daki sorun Zeydan Karalar döneminden Akif Akay dönemine geçişin iyi yönetilememesinden kaynaklanmaktadır. Elbette birtakım arızaların çıkması normaldi. Ama maalesef bu sıkıntılar bir türlü giderilememiş, genel merkez bu soruna neşter atamamış, taraflar zaman içinde birbirlerine diş bilemeye devam etmiş ve husumetin çapı giderek büyümüştür. Adamcılık, kişicilik, ' kim seni işe aldı ' türü davranışlar ortamı zehirlemiş ve parti aidiyetinin önüne geçmiştir. Partiye aidiyet, liyakat ve hizmet parametreleri yerini sübjektif ölçülere bırakmıştır. Belediyeleri örgütü yönetme mantığı ile düzenleyip arka bahçeye çevirirseniz veya ' hele bir atanayım da sonra nasıl olsa kervan yolda düzelir ' mantığıyla davranırsanız işler bugünkü gibi sarpa saran bir yere gelir, mızrak da kolay çuvala sığmaz.
İşte bu yapısal problemler nedeniyle Belediyeler CHP açısından her zaman aşilin topuğu olmuştur. Mitolojide aşilin topuğu nasıl onun en zayıf yeriyse iyi yönetilemeyen Belediyelerde iktidar hedefi olan bir siyasi parti için öyledir. Olağan koşullarda genel iktidar hazırlıkların yapıldığı, yönetme kültürünün edinildiği , kadroların hazırlandığı, halkın memnuniyetinin sağlandığı yerler olması gereken Belediyeler maalesef acı deneyler sonucunda halktan uzaklaşılan, bir kısım insanların siyasetinin finanse edildiği, kendi zenginlerinin yaratıldığı bunların faturasınınsa parti emekçileri tarafından ödendiği yerlere dönüşmüştür zaman içerisinde. Bugünde böyle bir risk kapının eşiğinde durmaktadır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.