Biz Müslüman değil miyiz?
Muhafazakâr birisi olarak inancınızla ilgili bir durumda, “Ben Müslümanım” diye kimliğinizi ortaya koyduğunuzda karşı tarafın itirazı hazırdır. “Ne yani biz Müslüman değil miyiz?” Müslüman olmak için iman etmek şattır fakat yeterli değildir.
Birçok insan, ailesi Müslüman olduğu için geleneksel olarak bunu kabul etmiştir fakat bunun ötesi de yoktur. İslam’ın en temel şartlarını yerine getirmediğinizde sizin Müslümanlığınız sadece lafta kalmaktadır. Namaz kılmayan, oruç tutmayan, zekât vermeyen, hacca gitmeyen bunun yanında İslam’ın yasakladığı her şeyi yapan bir kişinin kendisini sorgulaması kaçınılmazdır. Gerçek anlamda mümin olmak günümüzde gerçekten zordur. Mesela, namaz dinin direği olarak kabul edildiği için oldukça önemlidir. Pazarı, bayramı, tatili olmadan günde beş vakit namaz kılmak nefse ağır gelmektedir. Ve her seferinde abdest almak herkesin yapacağı iş değildir. Bütün bunları yapmadığınızda bu dünyada yaptırımı da olmadığı için sadece günahkâr olursunuz, o da çok mühim değildir diye düşünülmektedir. Bazı insanlar ileriki yaşlarda ya da emekli olduğunda namaz kılmak için kendisini avutmaktadır. Fakat bu durum hiçbir zaman gerçekleşmez. Bazıları da, “Çalışmak da ibadettir!” diyerek vicdanını rahatlatmaya çalışsa da bunların hiç birisi sizi kurtarmayacaktır. Diğer ibadetlerin bir şekilde telafisi olduğu halde namazdan kaçış yoktur. Hastalık ve sakatlık bile engel değildir, ayakta, oturarak, yatarak ya da ima ile mutlaka kılınmalıdır.
Takva insanlar için ise, farzların dışında; kuşluk, işrak, duha, teheccüd, gece gibi sünnet olan nafile namazlar vardır ki bütün bunları yerine getiren Müslümanların da sayısı az değildir. Bir tarafta beş vaktin üstüne beş vakit daha koyarak imanını tahkim edenler diğer tarafta ise malayani işlerle ömrünü heba edenler Allah yardım etsin, sınav oldukça çetin olacaktır.
İnanç konusunda, “Benim kalbim temiz, sen benim kalbime bak, ibadet yapmasam da olur!” gibi akla, mantığa ve izana mugayir düşüncelerle kendini kandıranlar, şaka gibi fakat yaşadığımız gerçeklerdir. Bir kısım insanlar ise, “Allah ile kul arasına girilmez, ibadette kabahatte gizlidir!” gibi bir savunma ile durumu kurtarmaya çalışsalar da günün sonunda hüsrana uğrayacakları gün gibi aşikârdır.
Sonuç olarak; bizim toplumda birçok konuda olduğu gibi din konusunda da herkes bir âlim olarak fetva vermektedir. Bu yüzden de birçok kişi arafta kalmaktadır. Dini, Kur’an ve Hadis gibi referanslardan öğrenmek kafa karışıklığını ortadan kaldıracaktır. Fevri hareket ederek, “Biz Müslüman değil miyiz?” çıkışına tevessül etmeden önce kendimizi çek etmemiz meselenin halli yolunda önemli dönüm noktası olacaktır. Başlangıç için bu da az şey değildir.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.