Bilimin Işığında Darwin'in Yaşamı
"... Çocukluğundan beri ancak tutkulu bir amatöre ya da gerçek bir profesyonele yaraşan derin ilgiyle koleksiyonlar yapıyordu. O aralar özellikle böceklere merak sarmıştı. Bunların değişik türlerini odasında düzenli şekilde yerleştirmişti. Bir gün bir ağaç kabuğu üzerinde, ender rastlanan iki böcek gördü. İkisini de yakaladı; iki elinde iki böcekle dolaşırken, değişik türden üçüncü bir böcek daha gördü. Bunu kaçırmaya dayanamazdı. Sağ elini boşaltmak için böceklerden birini ağzına attıysa da böcek aniden keskin ve yakıcı sıvısını salgılayınca, tükürmek zorunda kaldı. Darwin'i üzen tek şey, iki değerli böcek türünü elinden kaçırmış olmasıydı..."
(Moorehead, A. Darwin ve Beagle Serüveni, 1996, s. 7)
Charles Robert Darwin (1809-1882), doğadaki tüm canlı türlerin, ortak atalardan doğal seçilim yoluyla nesilden nesile evrimleşerek geliştiği tezini savunmuş; bu tezi temel alarak oluşturduğu "Evrim Kuramı", Modern Biyoloji'nin temelini oluşturmuştur.
Londra’nın doğa ile iç içe şirin bir kasabasında doğan ve zamanının büyük kısmını, bulunduğu çevrenin ekosisteminde geçiren Darwin'in, doğa ile yakın ilişkisi, tam da bilimin açıkladığı gibidir. İnsanı ekosistem içinde değerlendiren bilim, onu niteleyen özelliklerin yaklaşık % 30’unun genetik olarak anne ve babadan, geri kalan % 70'inin de içinde yaşadığı ortam ve koşullardan kaynaklandığını söyler.
Darwin'in doktor olan babası, oğlunun da doktor olmasını ister. Darwin ise doğayı daha yakından tanımak, doğaya olan ilgisini geliştirmek isteğindedir. Buna rağmen aile baskısına engel olamaz ve babasını kırmayıp Londra'da doktorluk eğitimine başlar. Zaten tıp alanında da en fazla ilgisini çeken dersler, biyoloji ile ilgili konulardır.
Tıp eğitimine başlamış olsa da gözü gönlü hep doğada olan Darwin'in en büyük mutluluğu, bulduğu her fırsatta kendini doğaya atıp, orada zaman geçirmek ve gözlemlerine devam etmektir. Doğa ile ilgili konularda okumalar yaparak ve bazı uzmanlarla yazışarak, bu alandaki bilgi birikimini geliştirir. Giderek doğaya yönelik ilgisi daha da artar ve vaktinin çoğunu doğada geçirmeye ayırır. Bitkileri, böcekleri, taşları daha yakından gözler ve bunlara ilişkin koleksiyon çalışmalarına ağırlık verir.
Bir süre sonra Darwin, tıp eğitiminden hiç zevk almadığını, boşuna zaman geçirdiğini fark eder ve bu sorunu ailesine açıklar. Asil kesime mensup olan ailesi, onun da asillere yakışır eğitim almasını ister. Böylece, Darwin'in ilgi alanı ve istekleri yine göz ardı edilerek, onun din eğitimi almasına karar verilir.
Darwin din eğitimine başlar; ancak bu eğitim sürecinde de ilgisi, yine botanik dersine ve hocasına yöneliktir. Tüm dikkatiyle botanik hocasını dinlerken, onun açıklamalarıyla kendi düşüncelerini karşılaştırma olanağı bulur. Darwin'in derslerdeki ilgisini ve çabasını fark eden hocası da onunla daha fazla ilgilenmeye başlar. Botanik derslerine yoğunlaşarak sabırla sürdürdüğü din eğitimini tamamlayan Darwin, isteklerinden hayallerinden hiç vazgeçmemiş ve bu süreçten de gönlündeki doğa sevgisini geliştirerek çıkabilmiştir.
1831 yılına gelindiğinde, İngiltere Deniz Kuvvetleri’ne mensup bir araştırma gemisinin, okyanuslarda yapılacak bilimsel amaçlı gezi için hazırlandığı haberi duyulur. Darwin’in de bu geziye katılmasını isteyen botanik hocasının çabalarıyla, kaptan Robert FitzRoy ile temas kurulur ve bilimsel yetkililer tarafından kabul edilmesi sağlanır.
Darwin’in bu seyahate kabul edilmesinde, başından itibaren öğrencisini sabırla izleyerek, ilgilendiği konuları ve başarılarını değerlendiren; onu farklı alanlarda destekleyen biyoloji öğretmeninin önemli payı olduğu anlaşılmaktadır. Şimdi sıra, ailesinin ikna edilmesine gelmiştir. O güne kadar, onun ilgilendiği konuları önemsemeyen ve çalışmalarını desteklemeyen ailesini, güçlükle de olsa ikna etmeyi başarır. Artık, yaklaşık beş yıl sürecek bilimsel araştırma yolculuğuna katılması için engel kalmamıştır ve hemen hazırlıklara başlar.
Darwin, gelişmelerden büyük memnuniyet duymaktadır. Bu gezi sayesinde, eğitim yıllarında edindiği bilgi ve düşünceleri, farklı coğrafyalarda farklı uzmanlarla değerlendirme imkânı bulacağı için çok mutlu ve heyecanlıdır. O, yarım kalan tıp eğitiminin ardından, rahip olmak üzere başladığı din eğitimini tamamlamış; ancak düşüncelerinden, hayallerinden, ideallerinden hiçbir zaman vazgeçmemiş ve sonunda, bu doğa yolculuğuna çıkma cesaretini ve becerisini gösterebilmiştir. Bu zorlu süreçte, kendi isteklerini ve çevre koşullarını yeterince iyi değerlendirmiş; doğru zamanda doğru kararlar vererek, gerekli çabayı gösterebilmiş ve bir bilim insanına yakışan davranışlarla amacına ulaşmıştır.
Yirmiiki yaşındaki genç doğabilimci Darwin’in de içinde bulunduğu “Majestelerin Gemisi Beagle”, 1831 yılının 27 Aralık günü denize açılır. Bu seyahat, iki önemli bilimsel amaca yönelik planlanmıştır. Birincisi, aynı gemiyle önceki seyahatte hazırlanmasına başlanan, Güney Amerika kıyıları haritasının tamamlanması. İkincisi de dünyayı dolaşarak, boylamların daha kesin değerlerle saptanması.
Gemi yolculuğu, ilk günlerde oldukça zor geçer. Bir süre hiçbir şey yapamadan yatmak zorunda kalan Darwin, daha sonra kendini toparlar ve işe koyulur. Geminin uğradığı her kara parçasında, karaya çıkıp araştırma yapar; doğadan örnekler toplar ve bu örnekleri muhafaza eder, imkân bulduğunda da Londra’ya gönderir. Bu arada gemideki ressamlar da yolculuk boyunca, uğranılan yerlerin ve yörede bulunan bitkilerin, hayvanların çizimlerini yaparak doğal zenginlikleri kaydeder. Bilim dünyasına kazandırılan bu önemli belgeler, sonraki yıllarda gerek Darwin tarafından, gerekse diğer bilim insanları tarafından, araştırmalarda kullanılarak değerlendirilmiştir.
Darwin’in geleceğe dönük ideallerinin ve bilim dünyasına kattığı değerlerin gerçekleşmesindeki en büyük payı, bu gemi seyahatinde aramak yanlış olmaz. Gemide bol bol okumanın yanısıra, doğayı izleyip gözlem yapma ve uzmanlarla sorular-tartışmalar eşliğinde bilgilenme olanağı bulmuş; kimi zaman da deneylerle görüşlerini kanıtlama gereği duymuştur. Tüm bunlar, onun bilimsel niteliğine ve görüşlerine önemli katkılar sağlamıştır.
Darwin’in maceralı yolculuğu, adeta bir araştırma sürecinde yapılması gerekenlerin kodlarını açıklayan teorinin, yeniden kanıtlanması gibidir; sevmek, istemek, zaman ayırmak, sabırlılık, tarafsızlık, tüm verileri görüp incelemek, deneylerle doğrulamak, uzmanlarla paylaşıp değerlendirmek...
Darwin bu tarihi seyahatten, bilgi ve deneyim açısından önemli bir donanım edinerek döner. Ancak, onun bu gezideki en önemli kazanımı, dünyaya bakış açısının değişmiş olmasıdır. Yakın çevresine söylediği gibi, kutsal kitap İncil’i ve Tanrı’nın varlığını kanıtlamak üzere çıktığı geziden, bilimin ışığıyla aydınlanmış olarak dönmüştür. Gezi boyunca edindiği bilimsel kazanımlar ışığında, bilim süzgecinden geçmeyen hiçbir şeyin gerçek olarak kabul edilemeyeceği savını pekiştirmiştir.
Darwin’e göre, doğada her şey değişkendir; bu değişkenlik, içinde bulunulan coğrafyanın iklimi, toprağı, suyu gibi etkenlere bağlı olarak belirlenir. Bu nedenle de dünyanın her yeri aynı değildir ve jeolojik yapı, topraklar, iklimler farklıdır; bitkiler, hayvanlar, insanlar farklıdır. Bunların hepsi değişime-dönüşüme açıktır; bu değişim-dönüşüm sayesinde canlı yaşam oluşur ve çeşitlilik ortaya çıkar.
Tüm yaşamı boyunca doğayı anlamaya çalışmış olan Darwin, bilimsel yöntemlerle kanıtlanan görüşlerini, her ne pahasına olursa olsun savunmuş ve bilim dünyasına temel oluşturacak bilgiler bırakmıştır. 1831-1836 yıllarında gerçekleştirdiği tarihi gezisinden yaklaşık yirmisekiz yıl sonra, 1859'da ortaya attığı «Evrim Kuramı» ile Modern Biyoloji biliminin temelini oluşturmuştur. Yaratılış efsanelerine karşı, bilimsel gözlemlere dayanarak, doğal seçilim ile türlerin çeşitliliğini esas alan evrim kuramını geliştirmiştir. Bu konulara ilişkin hazırladığı çeşitli eserleri arasında en önemlisi, “Biyoçeşitliliğin Değişerek Türeme Yoluyla Evrimi” temasının işlendiği, “Türlerin Kökeni” adlı eseridir.
Darwin’in yaşam öyküsü, bilim insanı olmanın, bilimsel araştırma yapmanın, doğruları savunup kabul ettirmenin, çok zor ama çok önemli olduğunun kanıtı gibidir. Bu süreçte başarılı olan insanlar ve toplumlar da evrim kuramının gereği olarak, “seçilenler” ve “çeşitlenenler” arasında yer alacaktır.
Atabay Düzenli
Prof. Dr; Doğa ve Yaşam Bilimci
Kaynaklar Darwin, Charles Türlerin Kökeni, Onur Yayınları, 2013. Darwin, Charles İnsanın Türeyişi, Onur Yayınları, 2016. Darwin, Charles Otobiyografi, Pinhan Yayıncılık, 2017. Desmond, Adrian ve James Moore, Charles Darwin, İş Bankası Yayınları, 2011. Gould, Stephen J. Darwin ve Sonrası, TÜBİTAK Yayınları, 1996. Moorehead, Alan Darwin ve Beagle Serüveni, TÜBİTAK - Yapı Kredi Yayınları, 1996. Stefoff, Rebecca Charles Darwin Evrim Devrimi, TÜBİTAK Yayınları, 2004.