Berat Albayrak’ın imajı!
Bizim dikkatimizi çeken şeyi Murat Yetkin YetkinReport’da yazı konusu yapmış. Müjde olarak üç gün öncesinden duyurulan, merak yönü gittikçe tırmandırılan şovun en önemli aktörü kuşkusuz Erdoğan olmakla birlikte damadı Albayrak’tı aynı zamanda. Ahmet İnsel’in daha önce de belirttiğimiz gibi “ Erdoğanizm “ olarak isimlendirdiği ve artık otoriterizm evresinden hızla çıkıp totalitarizme ve faşizme doğru açıldığını iddia ettiği rejimlerde tek adam tüm sistemin üzerine bina edildiği fanidir. Dolayısıyla bu tür rejimlerde bir başka faninin karizmasının parlatılmasına, “ başarısının “ altının çizilmesine, tek adam ile aynı “ başarıya “ ortak edilmesine asla izin verilmez.
Peki Albayrak’ın sondaj gemisinde arzı endam etmesine, Erdoğan kadar konuşmasına ve hatta tahammülsüz Erdoğan’ın onu uzun uzun dinlemesine ne neden olmuştur. Yetkin buna benzer gözlemleri aktarıp dikkatleri buralara çektikten sonra somut hiçbir cevap vermeden yazısını sonlandırıyor. Ancak yazısında Metropolün yakın zamanda yaptığı bir anketten ilginç veriler aktarıyor bizlere.
Bilindiği gibi ekonominin direksiyonunda oturan, Varlık Fonu’nun da ikinci başkanı olan Albayrak pekçok siyasal ve magazinel tartışmanın da merkezinde yer alan birisi. Erdoğan kabinesinin Soylu ve Akar’la birlikte kısmi de olsa özgül ağırlığa sahip üç bakanından biri. Akp’nin artık neredeyse tümüyle kontrol ettiği medyanında en itibar ettiği şahsiyetlerden. İktidarın kalemşörlerinden, denge uzmanlarından Abdülkadir Selvi bir yazısında Süleyman Soylu’nun sel felaketinde gösterdiği performansı övdükten sonra sanki bir mecburiyetmiş gibi Albayrak’la ilgili de ayrı fasıllar açmak zorunda hissediyor kendini. Kardeşi Sabah grubunun hem yöneticisi hem de patronu. Davutoğlu’nu istifaya zorlayan ve Pelikan denilen troll ordusunun da Albayrak’a doğrudan bağlı olduğu söyleniyor.
Yani karşımızda piyasaların olağan işleyişine merkezi müdahalelerin arttığı, döviz işlemleri üzerinden vergilerin alındığı, kurallara uymayan sermayelerin cezalandırıldığı, faizlere ve kurlara ekonominin kurallarına aykırı biçimde müdahalelerin olduğu, Türkiye’nin neredeyse tüm birikiminin aktarıldığı fonun ikinci başkanı da olan bir Maliye ve Hazine bakanı var. Cabası olarak da bu kişi aynı zamanda tek adamın eniştesi.
Fakat iktidarın keyfiyetine göre ekonominin kurallarıyla oynandığı, kurumların içinin boşaltıldığı, hukuki öngörülebilirliğin ortadan kalktığı bir dönemde sermaye ve borsadan kaçışların önüne geçilemiyor, istenilen miktarda sermaye gelmiyor, turist gelsin döviz aksın denilip sürü bağışıklığına geçilmesine rağmen işler istenildiği gibi gitmiyor. Sıcak para girişine, üretmeden tüketmeye, sıcak paranın bankalar aracılığıyla düşük faizle tüketiciye sunulmasına ve bunun konut/otomobil/beyaz eşya satışına ayarlı olduğu bu yapay, sürdürülemez düzen çatırdamaya, teklemeye başlayınca Akp’nin kurduğu seçim ve sandık mekaniği de teklemeye başlıyor. Saçma açıklamaları ve teorileri ile burjuva ekonomisinin en basit kurallarından haberi olmadığı anlaşılan Albayrak bunun sonucunda alayların ve eleştirilerin hedefi haline geliyor.
İmajı zedelenen, itibarı aşınan Albayrak’a bu durumda bir saygınlık operasyonu gerekiyor. Bu operasyonun Erdoğan’ın onayıyla, onun uygun görmesiyle yapıldığı yeterince açık. Gelelim Yetkin’in yazısında aktardığı Metropoll anketinin sonuçlarına. Bu anket verilerine göre beğenilirlik, Erdoğan sonrasında Akp’nin başına Genel Başkanlık sıralamasında Albayrak istenilen kamuoyu desteğini bir türlü alamıyor. Birbirlerine omuz atacak kadar husumetlerini dışavurduğu Soylu Albayrak’ın fersah fersah önünde. Demekki ekonominin vanasını elde tutmak, medya gücüne sahip olmak, kayınpeder tarafından bizzat desteklenmek kamuoyu beğenisi oluşturmak için pek işe yaramıyor. Çünkü Bahçeli ile birlikte Erdoğan’ın hızla açık faşizme doğru sürüklediği ülkede milliyetçiliği kışkırtırsanız, önünüze gelene terörist derseniz, suni bir beka söylemini gün yirmi dört saat pompalarsanız bunu en pespaye ve şirret tarzda yapan bir siyasetçi kamuoyu ölçümlerinde eniştenizin önünde çıkar.
Yetkin Erdoğan’ın önündeki planlardan birinin parti genel başkanlığını bırakmak olduğunu ve bunun Ankara kulislerinde konuşulduğunu söylüyor. Eğer bu iddia doğru ise sonbaharda gelmesi beklenen seçim yasası ve sistem değişikliklerinden birisi bu olacaksa, o zaman Albayrak için güçlü bir imaj operasyonuna gitmekte bir ihtiyaç haline geliyor. İktidarın denge ve denetleme mekanizmalarının yok olduğu, kurumların içinin boşaltıldığı, Akp’nin artık bir siyasal parti olmaktan çıktığı bir yerde ise iktidarı sürdürmek güvenilir olduğu düşünülerek aile içine kadar çekilir ve gelecek hesapları da bunun üzerinden yapılır. Böylesi bir veliaht tayinini Türkiye kaldırmaz diyenlere ise verecek cevabımız olmakla birlikte şunu sorarak bitirelim. Muhalefetin gidişatı engellemek için ciddi risk almaktan kaçındığı bu topraklarda son on sekiz yıl içinde neler olmadı ki!