Barlar Açık, Sucular Kapalı
Elli yaşını geçmemiş olanlar,
dünya kurulduğundan beri suların çeşmelerden aktığını zanneder.
Evimizde, iş yerimizde veya yaşadığımız mekanlarda çeşmeyi açıyoruz ve sıcakta da olsa buz gibi su içiyoruz.
Elli yaşını geçmiş olanlar, dünya kurulduğundan beri suların çeşmelerden aktığını zanneder.
Kazın ayağı öyle değil.
ADANA ÇEŞME İLE YENİ TANIŞTI
1940'lı yıllara gelinceye kadar Adana'da su tesisatı yoktu.
Su, eşek, katır veya atların iki yanına asılı heybelerde bulunan cerrelerle (Siz buna testi veya küp diyebilirsiniz) taşınır ve satılırdı.
Su, kifayetsiz ve ehil olmayan kimseler tarafından olabildiğince sağlıksız taşınıp satıldığından, memlekette, tifo, dizanteri gibi hastalıklar eksik olmadığı gibi, kolera tehdidi her zaman vardı.
İçeceği suya dikkat edenler, kendi aralarında para toplayıp saka çalıştırırlardı. Onlara sakaya verdikleri güğüm ve ya testileri kendilerinden başka kimsenin kullanmasına izin vermezlerdi. özel sakalar, suları daha az mikroplu nehrin üst tarafında getirirlerdi; yine de hastalıktan kurtulamazlardı.
O zaman Kuruköprü'de Bahri Baba Çeşmesi vardı. Ama yetersizdi. İnsanların ağızlarını dayayarak içtikleri çeşmeden, develer, katırlar, köpekler ve atlar da aynı anda içerdi. Çeşme sonradan düzeltildi ama 1952 yılına gelince de yıkıldı. (Atatürk Parkına taşınması 1991 yılında gerçekleşmiştir. Bu da başka bir hikaye)
Kurtuluş Savaşı'ndan önce Abidin paşa Caddesinin girişinde "Dört Kulplu Küp Mevkii" vardı. Burada dört tarafında kulp ve yalak bulunan devasa bir küp vardı, millet sebil olarak buradan su içerdi. Kurtuluş Savaşı zamanlarında yok olduğu söyleniyor.
Su, tesisatsız ve çeşmesiz olarak 2. Dünya Savaşı'na girdik. Sakalar tarafından taşınan su, büfeler, kahvehaneler gibi yerlerde satılıyordu. Gelin görün ki 1937 yılında belediye bir karar alır: "Saat gece 12.00'den sonra tütün ve cigara satışı yasaklanır. Dolayısıyla dükkanların açık kalması da yasaktır."
Sigara için alınan bu yasak kararı bir anda memleketin gece susuz kalmasına neden olur. Çünkü su, sigara satılan yerlerde satılmaktadır. Halkın bir kısmı özellikle yabancılar perişan olur.
Gazete bu perişanlığı şöyle anlatır:
"Şehrimiz, transit geçiş güzergahı üzerindedir. Gece ve gündüz binlerce kişi tren veya otomobille şehrimizden geçmektedir. Bu insanlar şehrimizden geçerken bazı ihtiyaçlarını parayla şehrimizden karşılamak zorundalar.
Büfeler kapandığı için sigara alamıyor.
Ayrıca ve en önemlisi; "Gece yarısından sonra fabrikalara giden ameleler ve bilhassa iklimin sıcaklığı dolayısıyla gece sinemadan çıktıktan sonra biraz dinlenmek gayesiyle evlerine geç dönen halkımızın birinci derecede su ve sigara ihtiyacı göz önünde tutulmalıdır.
Bu nedenle Genel Cadde (Turan Cemal Beriker) üzerindeki sucular arzu edenlere gece 12.00'den sonra da dükkanlarını açık bulundurma izni verilmesi gerekmektedir. "
BARLAR AÇIK SUCU KAPALI
"Barlar gece yarısından sonra açık bulunduğuna göre su ve sigara satan dükkanların açık bulundurulmasında hiç mahzur olmasa gerek anıyoruz..."
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.