Dünyanın en eski tren istasyonlarından biri olan, günümüzde ‘eski istasyon’ olarak bilinen tarihi dokusuyla zamana meydan okuyan bina, yıllardır özel bir işletmenin kullanımına tahsis edilmiş durumda.

19’uncu yüzyılın sonlarına doğru dönemin Adana Valisi Şakir Paşa’nın talimatıyla inşa edilen tarihi istasyon binası, konum itibariyle o dönemlerde Adana için büyük bir öneme sahipti.

Anadolu’nun İstanbul’u olan Adana’da, istasyon çevresinde dönemin kent ekonomisini ayağa kaldırmış birçok büyük fabrika bulunmaktaydı. Milli Mensucat, Güney Sanayi, Toros Nebati Yağları ve Tekel Fabrikaları bunlardan birkaçıydı. Yine o bölgede bulunan Marsa Yağ Fabrikası halen faal olarak üretime devam etmektedir. Adana’nın istihdam rekorları kırdığı, güney doğu anadolu ve doğu anadoludan yoğun göç aldığı dönemlerde çalışan bu fabrikalarda üretilen ürünler, Adana tren istasyonu üzerinden Mersin Limanı’na kolaylıkla nakil edilmekteydi.

Tren hattının geçtiği bu yılların başında bölge o kadar önem kazanmıştı ki, caddenin adına ‘Yeni Demiryolu Caddesi’ ismi vermişti. Caddeden geçen demiryolu hattı güzergâhında, günümüzde ‘Kuru Köprü’ olarak bilinen ‘Kuru Ali Köprüsü’ bulunurken devamında ise Yeni Cami bulunmaktaydı. O dönem ‘Yeni Demiryolu Caddesi’, tren hattı güzergâhının değişmesi ve yeni istasyon binasının yapılmasıyla birlikte zamanla Kurtuluş Caddesi ‘Eski İstasyon Caddesi’ ismini aldı.

Döşeme Mahallesi, Kurtuluş Caddesi 70 Pafta / 4224 Ada / 5-6-7. Parseller üzerinde bulunan istasyon binası uzun yıllardır özel bir işletme tarafından rehabilitasyon merkezi olarak kullanılıyor.

2007 yılında çekilen fotoğraflarda da istasyon binasının rehabilitasyon merkezi olarak kullanıldığı görülüyor.

Teras katının sinema olarak da kullanıldığı istasyon binası Adana tarihinin yaşayan en büyük tanıklarından.

Kucuksaat.com olarak, zamana meydan okuyan, Adana için bu kadar önemli, tarihe tanıklık eden bu yapının Devlet Demir Yolları tarafından Adana İstasyon Müzesi’ne çevrilmesi, müze içerisinde tarihi bilgi, belge ve fotoğrafların sergilenmesi Adana’nın kültür varlıklarına kazandırılması adına yetkili birimlerin gerekli duyarlılığı göstermesini bekliyoruz.