Golcülük, hırs, agresiflik, duygularına hakim olamamak ve vicdan. Futbol dünyasının aykırı isimlerinden Mario Balotelli için bunları kullanmak yanlış olmaz. Geçen hafta Vincenzo Montella ile röportaj yapmak için Adana'ya gittim. Antrenman sonrası Balotelli ile sohbet etme şansım oldu.

Kendisine fazla vaktini almayacağımı sadece 3 soru soracağımı söyledim. Marca, L'Equipe, The Sun, Tuttosport gibi dünyanın önemli yayın kuruluşları kendisiyle röportaj yapmak için sırada bekliyormuş. Dolayısıyla röportaj yapmak istemedi ancak 'Sohbet edebiliriz' dedi. Oğuz Atay'ın, ''Beni hemen anlamalısın, çünkü ben kitap değilim, çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılmaya mecburum." sözleri benim için çok değerlidir. Anlaşıldığım yerde kendimi huzurlu hissederim.

Mario Balotelli Adana Demirspor'da anlaşıldığını hissediyor. Belki de kariyerinin en huzurlu günlerini geçiriyor olabilir. Ara transfer döneminde Suudi Arabistan'ın Al Shabab takımından, Adana Demirspor'da aldığı yıllık ücretin 2 katı teklif almış ama gitmemiş. Hayatının bu döneminin nasıl geçtiğini sordum. Artık kendisini daha olgun hissettiğini ve bu yüzden bazen çok sıkıldığını söyledi. Niye hep sen? diye sordum. ''Geçmişte çok hata yaptım, birçok talihsiz olay yaşadım. Medya da üzerime çok geldi. O yüzden medyayı hiç sevmem (gülüyor) ama seni sevdim'' dedi.

Kariyerinin kalan kısmında en büyük hedefi yeniden İtalya milli takımı'nda oynamak ve forma giydiği kulüplerde başrolde oyuncusu olmak. Takım arkadaşı Samet Akaydın o'nun için ''Tam bir deli ama tatlı delilerden'' diyor. Kulüp başkanı Murat Sancak ise ''İçi dışı bir, temiz çocuk. Ben hiçbir sorun yaşamadım'' dedi. Takımda herkesin sevgisini saygısını kazanmış bir isim. Geldiğinde birçok soru işareti vardı ancak ayrıldığında üzülecek çok kişi var.