Ali Demirçalı ve Cumhurbaşkanının Fotoğrafı
Domuz masum, domuzluk iğrençtir.
“Yüreğir Belediye binasının bahçesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın fotoğraflarının bulunduğu bir poşet görüldü. Bahçeye atılan poşet kısa sürede gündem oldu”.
Kucuksaat.com’da okuduğum haber bu…
Sonra kıyamet koptu. Kopmalıydı. Sonuçta Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanının fotoğrafının yeri bir çöp poşeti değildir.
Bunu sadece ben mi biliyorum. Hayır, aklını kaybetmemiş herkes bilir.
Hele bu kişi parlamentoda dört yıl, halkın temsilcisi olarak görev yapmışsa… (Her ne kadar Adana’dan seçilmiş olsa da parlamentoda 81 ilin temsilcisidir)
SAFLIKTIR…
Bu olay üzerine AK Parti Adana İl Başkanlığı, Yüreğir Belediyesine doluşup, olayı protesto etmişlerdir.
Eğer söylemiş olsalardı, bu protestocu grubun içine belki Ali Demirçalı’da dahil olurdu.
Ve kimsenin şüphesi olmasın bu olayın ortaya çıkarılmasında en büyük çabayı gösterecektir.
Parlamentoda halkın temsilcisi olarak bulunmuş bir şahsın, Cumhurbaşkanının fotoğrafını alıp çöpe atacağını düşünmek, çok ama çok basit bir şeydir.
Hatta bundan sonra Yüreğir gibi Adana’nın en yoğun nüfusa sahip ilçelerinden birinde belediye başkanlığı yapan kişinin bu basitliği yapacağını düşünmek vallahi de saflık, billahi de saflıktır.
YARGI, YARGININ İŞİDİR
AK Parti İl Başkanı Sayın Ozan Gülaçtı: “Bugün burada maalesef Cumhuriyet Halk Partili Yüreğir Belediyesi yönetiminin içinde biriktirdiği kini, hadsizliği ve ahlaksızlığı gizleyemediği önemli bir mesele için toplanmış bulunuyoruz” dedi.
Bir yargı makamı gibi, daha sonra yargıya taşıyacağı bir olayın kararını peşinen vermiş oldu.
Bu kanaatimce uygun düşmemiştir.
Aynı konuşma içerisinde Sayın Gülaçtı’ya can-u gönülden katıldığım bölüm şudur:
“Kim bu hadsizliği yapmışsa, kim bu rezalete göz yummuşsa, adalet önünde en ağır şekilde hesap vermesinin takipçisi olacağız.”
İşte fotoğrafı yükseğe asmak budur. Lütfen ama lütfen sözünüzde durun.
Cumhurbaşkanını fotoğrafını çöp poşetinden çıkarıp, yükseğe asmanın yolu, adaletin doğru işlemesine katkıda bulunmaktır. Bu olayın faillerinin adaletli bir şekilde bulunmasını sağlamak Cumhurbaşkanının fotoğrafını hak ettiği yükseğe asmak anlamındadır..
Sadece cam ve çerçeveyi değil Cumhurbaşkanının kurumsal şahsiyetini yükseğe asmanın tek yolu budur. Adaletli olmak… Her konuda…
Lütfen bunu yapanı bulun…
Nitekim, zannedersem Sayın Ali Demirçalı sizden önce savcılığa baş vurdu.
O fotoğrafı yükseğe – hak ettiği yere – aksamın yolu, el birliği ile bunu yapanı açığa çıkarmaktır.
BİR TESPİT VE BİR ÖNERİ
Ben bu alçaklığı yapanı tahmin ediyorum ve ihbar ediyorum.
Devrim arabaları Türkiye’yi ekonomi alanında teslim alan Marshall Planı’na karşı yakılmış bir çoban ateşi idi. Bir el bu ateşin sönmesine neden oldu.
KÖFTECİ YUSUF VE DOMUZLUK
Devam ediyoruz, Köfteci Yusuf, Türkiye’nin gıda sektörünü teslim almaya çalışan yabancı şirketlere karşı duran gururumuz ve milli servetimizdir.
O aynı alçak anlayışın piyonu olan el, bu köfteleri domuz eti ile ilişkilendirdi. Oysa uzmanlar böyle bir şeyin mümkün olmadığını söylüyorlar. Domuz kendi halinde bir canlıdır, iğrenç olan domuzluktur.
O aynı el domuzluk yapmış ve milli sermayeyi lekeleme çalışmalarına girmiştir.
O el kimse, Mart / 2024 yerel seçimlerinde yaklaşık 30 yıl sonra iktidarı AK Parti’den CHP’ye geçen Yüreğir Belediyesi de Başkan Ali Demirçalı’ya iftira atan da o eldir.
FOTOĞRAFI YÜKSEĞE ASMAK
Sayın İl Başkanım, bu fotoğraf olayında bir “Domuzluk” var…
Milli sermayemiz Köfteci Yusuf’a bu oyunu oynayan anlayış, Ali Demirçalı’ya bu iftirayı atmaya çalışmaktadır.
Belediye önünde – Başkanı ve CHP’yi itham ederek – protesto yaptınız… Fotoğrafı kollarınızla yükseğe kaldırdınız… Sizce görev bitti mi?
Cumhurbaşkanının fotoğrafını yukarı taşımak Şakirpaşa Havaalanını taşımamaktı…
O fotoğrafı hakkettiği yüksekliğe taşımak, Adana’da başta tekel olmak üzere binlerce kişiye istihdam sağlayan fabrikaları açık tutmaktı…
O fotoğrafı el üstünde tutmak, Adana’yı yaşanabilir bir kent haline getirmek için ele ele vermekti…
Ve bir cumhurbaşkanın fotoğrafının asıldığı halkın gönlünden daha yüksek bir makam yoktur.
Lütfen Ali Demirçalı ile el ele vererek bu domuzluğu yapanı bulun…
O zaman göreviniz bitmiş olur.
Sayın Gülaçtı’ya zorunlu bir not: Sayın Ali Demirçalı’yı tanımam. Hayatımda bir kez olsun yan yana bile gelmedim. Basından ve Adana’ya ilgimden dolayı biliyorum. Bilginize…
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.