"Güzel, yalnız ve kadersiz Adana" makalemi okuyan eski belediye başkanlarından arayanlar oldu. Hiç mi hizmetimiz olmadı diye sitem ettiler. Belli ki yazıyı tam okumadan savunmaya geçmişler. Hiç birsey yapılmadı demedim, diğer illerde görebildiğimiz bir çok mükemmel, heyecan verici "çılgın proje" göremedik dedim.

Çatalan su projesi, Seyhan Gölü üzerine yapılan köprüler, kısmen kuzey Adana yerleşimi, Özal, Evren, Kabasakal  bulvarları...
Yüregir'de yapılan parklar, kültür merkezleri, yollar...
Seyhan'da -eğer bitirilebilseydi -KENT MEYDANI-
Bunlar benim her zaman takdirle andığım eserler.
Ancak yeterli mi ? 
Mesele bu işte.

"Güzel, yalnız ve kadersiz Adana " makaleme yüzlerce   Adanalı yorum göndermiş. Bu yorumların bir kısmını ismi bende mahfuz olarak paylaşmak isterim :

1-Çok doğru söylemişsiniz Vedat Bey. İnsanı önemsemeyen, şehri önemser mi? 
Yazarına, şairine, sanatçısına sahip çıkmayan, aramayan, sormayan, vefa göstermeyen, ufku dar, vizyonu olmayan, malına mal, parasına para katmaktan başka bir derdi olmayanlar, mutlu, huzurlu ve yaşanabilir bir kent yaratmanın derdine düşer mi? 
Şahsen yirmi yıl gazetecilik yapıp, sokaklarında ayak izlerimi bıraktığım Adana'da bunların hiçbirini göremedim. Göreceğimi de sanmıyorum. O yüzden de "eyvallah" diyenler kervanına katıldım.

2-Allah'ına kurban Vedat bey harika özetlemişsin.
1978 yılında Konya'da öğrenci olduğum dönemde dahi Adana dan fersah fersah ilerdeydi.
Son otuz yılda Adana ya kimse bir şey yapmadı. 
Trafik sorunu her geçen gün daha da işin içinden çıkılmaz hale geliyor.
Bazen bana diyorlar sen Büyükşehir belediyesinde çalışıyorsun niye eleştiriyor ya da yorum yazıyorsun.
Yorum ve eleştiriyi dahi kabul etmeyen siyasi anlayışların bu ülkeye bir şey vermesi mümkün değil. 
Bu saatten sonra Adana dan bir şey olmaz .

3-Tespitlerinize katılmamak mümkün değil. Ne yazık ki, bu güzel coğrafya; makûs kaderini değiştirecek bir yönetim anlayışına kavuşamadı. Zaman zaman kısmi olarak güzel projeler hayata geçirilsede ya devamı gelmedi ya da proje tamamlanamadı.

4-Ben Adanada'dan Denizli'ye 18 yıl önce taşındım taşındığım zaman ortalama bir Anadolu şehri idi,şimdi planlı programlı yapılan bir büyük şehir eski yerleşim yerleri düzenlendi.Daha bakımlı daha temiz ama eski özelliğini koruyor.
Gittiğimde 5 kattan yüksek bina yok denecek kadar az idi. Şimdi geniş bulvarlarının olduğu alanlarda siteler, alabildiğine yeşil alanlar, parklar var.
Aytaç Durak ile kaydedilen yıllara üzülüyorum.

5-Geçen günlerde Şanlıurfa'ya kısa bir gezi yaptım.
15 yıl önceki Şanlıurfa ile şimdiki arasında dağlar kadar fark vardı.
Adamlar öyle yollar açmış ki şaşırıp kalıyorsun. 
Alt geçit üst geçit çevre yolu derken trafik baya bir rahatlamış 
Ama gel gör ki Adana yerinde sayıp duruyor.
Çarşı ile kuzeyi bağlayan A.Türkeş bulvarı bile bir çok yerde tek şerit ilerliyor.
Adananın gelişmiş ilçesi Çukurova'nın bile yolları köstebek yuvası gibi.

Gelen yorumlar çok fazla. Bu Adanalının  bu konuda gerçekten muzdarip olduğunu gösteriyor.

Aslında büyük sorun sistem odaklı ve
Ankara'dan kaynaklanıyor. Adana'ya taşra kenti olarak bakış ,yerel ve TBMM adaylarının bile Ankara'daki mahfillerde belirlenmesi çok acı. Itiraz kültürünün zaten hiç olmaması da bu süreci tetikliyor. Dolayısıyla; yıllardır konuşulan sahil yolu, güney kuşak bulvarı,
üniversiteye giden metro, kentin güneyini 
kuzeyine bağlayan ana arter olacak bulvar, Seyhan Nehrinin ve gölünün halkın kullanımına fantastik projelerle açılması ve benzeri projeler hayal olarak kalıyor. Adana-Mersin arası sahil yolu ,yeni havalimanı ile Karataş arası bağlantı yolu, yeni kurulmaya başlanan SERA ve SU URÜNLERİ OSB'lerinin  ihracatı için büyük önem taşır. Keşke  önceden yapılabilse.  

Öne çıkmış önemli bir başarısı olmayan üniversitemizde, kampüslerde inşaatlar hiç durmadan devam ediyor. Biten binaların yüzeylerine mermer bloklar kaplanıyor. Türkiye'nin hiç ihtiyacı kalmamışken ; Eczacılık ,hukuk ,ilâhiyat ...fakülteleri açılıyor, büyütülüyor.
Bizim siyasi temsilcilerimiz, vekillerimiz hangi önemli işlerle uğraşıyor merak ediyoruz.