1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Adanalı gazeteci yazdı: Adana’da yapılan yolsuzluk operasyonunun ayrıntıları -4-
Adanalı gazeteci yazdı: Adana’da yapılan yolsuzluk operasyonunun ayrıntıları -4-

Adanalı gazeteci yazdı: Adana’da yapılan yolsuzluk operasyonunun ayrıntıları -4-

Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel, Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ndeki yolsuzluk dosyasını seri yazı dizisiyle kaleme alıyor.

A+A-

Bir süredir Adana'da gerçekleştirilen yolsuzluk operasyonunun sonucunda ortaya çıkan şebekeyi yazıyorum.

Fakat sorun şu ki şebeke sadece Adana'da faaliyet göstermemiş. Kamu görevlilerinin açıktan rüşvet aldığı, ihaleye fesat karıştırdığı bu olayları yalnızca birkaç kişinin yaptığını düşünmeyin.

Adamlar kamu eliyle devleti soymuşlar.

Hem de sadece Adana'da değil...

Bu sefer ihaleyi yapan idare Mersin Valiliği Yatırım İzleme Ve Koordinasyon Başkanlığı.

İhale Kayıt Numarası: 2020/342422.

İhale tarihi 28 Temmuz 2020

İşin adı: Mersin Akdeniz Zeki Sabah İlkokulu 24 Derslik Bina Yapım İşi.

Yaklaşık maliyeti: 7 milyon 915 bin TL.

İhale Açık İhale Usulü yapılmış. İhale evraklarını 92 kişi indirmiş ancak 55 firma teklif vermiş 41 teklif geçerli sayılmış.

İhaleyi 4 milyon 774 bin TL teklif veren Ali Karanlık kazanmış.

Hemen ardından en iyi teklifi veren kişi Taner Mat.

Yani düzenlenen operasyonlar sonrasında hazırlanan iddianameye göre iki kişi en iyi teklifi vermiş.

Hem de sınır değer olan 4 milyon 772 bin TL'nin hemen biraz üstü rakama. Tesadüf tabii ki..!

Ali Karanlık, aldığı işi 20 Ağustos 2020 tarihimde bitirmiş ve 2021 yılında da hak edişlerini almış.

Diğer yazılarımda bahsettiğim gibi ihaleye giren firmaların bazılarının ihale dokümanı indirdiği tarih ve saat, geçici teminat mektuplarının alındığı banka şubelerinin ve tarihinin aynı olması, numaraların birbirini takip etmesi dikkat çekiyor.

Dahası isteklilerin adresleri, şirketlerin ortaklık yapısı, teklif zarflarını arka arkaya sunmaları, teklif zarflarının boyut ve renklerinin aynı olması, teklif zarfları ve teklif mektuplarının aynı font yazı ve biçimde hazırlanmış olmaları da ihaleye fesat karıştırıldığını ortaya koyuyor.

Zaten aralarında anlaştıkları ve yaklaşık maliyete içerden haberdar oldukları için 4 milyon 772 bin TL'nin hemen biraz üstü rakama alıyorlar. Yani kendileri için en kârlı rakama alıyorlar.

İhaleye giren kişilerin soy isimleri de hep aynı...

Burada uzun uzun şirketlerin adlarını ve adreslerinin aynı olduğunu belirtmiyorum bile.

Mesela bir ihale örneği daha vereyim...

İhaleyi düzenleyen Kurum Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü.

İhale Kayıt No: 2020/216780

İhale konusu: Adana İl Sağlık Müdürlüğü 3 Adet Sağlık Tesisi Yapımı İşi.

İhale Açık İhale Usulü yapılmış. Yaklaşık maliyet toplam 8 milyon 324 bin TL olarak belirlenmiş. 67 adet ihale evrakı alınmış. İhale 3 kısma bölünmüş.

1. Kısım Adana Seyhan Sarıhamzalı 6 Hekimli GSM Yapım İşi. Bu kalemi 1 milyon 371 bin TL teklif ile Baykök İnşaat almış.

2. Kısım Adana Sarıçam Mehmet Akif ERSOY 4 Hekimli GSM+112 ASHİ Yapım İşini 1 milyon 371 bin TL teklif veren Baykök İnşaat.

3. Kısım Adana Sarıçam Çakıpare 6 Hekimli GSM+112 ASHİ Yapım İşini 2 milyon 235 bin TL teklif veren Taner Mat almış.

İhaleye katılan firmalar arasında ekip halinde hareket eden firmalar olduğu yine aynı yöntemi kullandıkları belirlenmiş.

Yine adresleri, şirketlerin ortaklık yapısı, teklif zarflarını arka arkaya sunmaları, teklif zarflarının boyut ve renklerinin aynı olması, teklif zarfları ve teklif mektuplarının aynı font yazı ve biçimde hazırlanmış, farklı farklı şirketlerin tüm ihale giriş evrakları aynı saatlerde hazırlanmış.

İşin özeti siz ihaleye 15 şirket giriyor görüyorsunuz ancak ihalede 3 şirket var, yaklaşık maliyeti, verecekleri teklifleri biliyorlar ve kazanacakları da belli.

Dolayısıyla milyonlarca liralık ihalelerde devlet de milyonlarca liralık zarara uğratılıyor.

Bugün biz neyi konuşuyoruz, domatesin fiyatını akaryakıtın pahalılığını, ekonomik krizi, gıda enflasyonunu değil mi?

Devamı da gelecek. İşsizlik, resesyon, hiperenflasyon, yüksek faiz ödemeleri batan bankalar şirketler bu işin ileri aşamaları.

Ama bu karışık mevzunun, finans profesörlerinin içerisinden çıkamadığı bu derin yoksulluk sarmalının altında yatan en büyük nedenlerden biri de bu devleti içten içe kemiren bunun gibi ihale yolsuzluklarıdır.

Çünkü çalınan para devletin parası. Bu gibi ihalelerden Türkiye'de her yıl on binlerce yapıldığını düşünün. Zararın maddi boyutunu düşünebiliyor musunuz? Kanımızı, geleceğimizi emiyorlar. Devlette yozlaşma büyüdükçe bunlara çanak tutan memur, iktidar, bakan, daire başkanı, genel müdür de artıyor.

İşte tam da bu yüzden ihale yolsuzluklarının önüne geçmek çok önemli...

(Devam edecek.)

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.