1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Adana'da bayram yeri
Adana'da bayram yeri

Adana'da bayram yeri

Yabeleeeeş, paraya yazık! Bul Karayı al Parayı! Şifadır Şalgaaam!

A+A-

Bayram yerinde, üç kişilik hususi mevkilerde dünya güzellerini,

Şah İsmaili, Zaloğlu ile Arapzengi'nin  cengini, arslan avlarını,

Moskof Muharebelerini, Arzu ile Kanber'in muaşkalarını...

Hem de Türkçe sesli, şarkılı ve sözlü olarak

seyretmek için bir tek nikel kuruş kafi idi...

 

Boş verin günlük ve hayatımızı sömürüm anlamsızlaştıran günlük kaygıları, gelin sizi 90 yıl önce Adana'da bir bayram yerine götüreyim...

Affan dede rahmetli olmuştu, para saymadan kendi çocukluğumu satın aldım...

Hem de bir paraya değil, bir hatıraya...

sm1-001.jpg

HAYDİ BAYRAM YERİNE, HAYDI ASFALT CADDEYE...

Asfalt Cadde üzerinde henüz Gazi Abidesi yapılmamıştı. O alana har bayramda "Bayram yeri" kurulurdu.

Şehirden İstasyona giden büyük asfalt caddenin daha başladığı yerden itibaren, bilhassa allı yeşilli rengarenk yeni elbiselerle süslenmiş binlerce çocuğun neşeli kalabalığı bu geniş ve temiz bulvarın her yanından Yeni İstasyona doğru bir kafile halinde akar.

"Güya bu koca şehrin bağrında barınan on binlerce halkı muayyen bir noktaya çeken yenilmez bir cazibe, elini, kadın, erkek, çocuk, ihtiyar ne buldu ise toplayıp toplamış kendi kucağına çekiyor sanırdınız...

Herkes bayram şerefine bir şeyler buluşturmuş geyinmiş, kuşanmış ve yüzünde gizlenemeyen taşkın bir sevinç ile sokaklara dökülmüştü..."

*

"HAYDİİİİ BAŞLIYOOOOR!"

"Bir yanda eski çinko, ambalaj sandığı kapağı, delik deşik çul, kilim ve çuvallarla çevrelenmiş bir salaş... Burası bayram yerinin meşhur, "Opera Komik"iydi. Kapısının önünde yüzü gözü boyalı, palyaço kılığına girmiş bir çığırtkan...

Avurdunu şişire şişire zurnası ile en kıvrak havaları çalan bir abdal...

İpince bileğinin ucundaki kara kuru avcına yerleştirdiği çomakla, gergin derinin bağrını, gücünün yettiği kadar hızla tokatlayan bir davulcu...

"Buyuruuun efendiler!... Ağalar, hanımlar!

İçeride dehşetli seyirler var: Yedi tane avrat göbek atıyor...  Komik şehirli Felan Bey tarafından envai çeşit oyunlar... Hepsi yüz paraya.... ,

Buyurun.... Başlıyor.... Başlıyor..."

Ardından herkesi birbirini çiğnercesine içeriye hücum ediyor.

*

Dikkat ettim, bu meşhur tiyatronun (!) çevresindeki aralılardan biletsiz ve kaçak olarak kifafi nefsedenler (Nefsi için yeterli görmek), her halde içeriye girenlerden daha çoktu.

Bu vaziyete göre sabahtan akşama kadar belki on beş seans yapan bu aliminüt tiyatronun rejisör, aktör ve artist namına olanca "eşhası"nın ellerine eğer topyekün ellişer kuruş hasılatı safiye (net hasılat) geçti ise 'Allah Bin Bereket versin' demeleri lazımdı.

Bayram yerinde böyle anlı şanlı büyük sa'nat müesseselerinden(?) başka sayısız derecede alışveriş yurtları (?) da mevcuttu...

*

TEK NİKEL KURUŞLA HAYAL ALEMİ

Başka zamanlarda otuz kırk kuruş bilet parası verip film seyretmek için kapalı sinemalara gidenlere ibret olsun; Bayram yerinde, üç kişilik hususi mevkilerde dünya güzellerini, Şah İsmaili, Zaloğlu ile Arapzengi'nin  cengini, arslan avlarını, Moskof Muharebelerini, Arzu ile Kanber'in muaşkalarını... Hem de Türkçe sesli, şarkılı ve sözlü olarak seyretmek için bir tek nikel kuruş kafi idi... 

sm2-001.jpg

KEBAP EKMEK YÜZ PARAYA... DOYMAZSAN PARA VERME...

Hele şu çarşılardaki lokantalarda bir öğle yemeği için yetmiş seksen kuruş bayılanlara ne dersiniz?

Bakınız bayram yerinde adamcağız avaz avaz bağırıyor:

"Kebap ekmek yüz paraya... Doymazsan para almam... Haydi sudan ucuz... Açolanlar buyursun.."

Ve yenisi otuz kuruşluk kırık, dökük hasır iskemlelere kurulup da bu kır lokantasında (?) harıl harıl karın doyuranların haddi hesabı yok. (Not: Bir kişilik kebap parası ile üç hasır iskemle satın alındığına dikkat etmişsinizdir.)

 

TARİHE GEÇEN ÜÇKAĞITÇILAR

Sonra meşhur Suya Batmaz Ali ile Vapurzade Nuri, karşılıklı oturmuşlar, ellerinde birer üçkâğıt habire enayi soymakla meşguller:

"Bul karayı al parayı..."

"Beş kuruşa yirmi beş kuruş... Haydi ağam!"

"Polis gelmeden... Allah ne verdiyse!"

Ve eyrafında küme küme kasketli ve karadonlu (şalvar) köy çocukları mütemadiyenverdikleri zararı çıkarmaya özeniyorlar...

 

KURTTEPEYE TUR...

"Haydi Kurttepe'ye..."

"Gidip gelme adam başı on kuruş..."

Bu ses sürü sürü dizilmiş kamyonların etrafından yükseliyordu.

Kurttepe şehre şöyle böyle yedi kilometre olduğuna nazaran on beş kilometreye yakın bir otomobil yolculuğu on kuruşa...

Bu ne ucuzluk Yarabbi! Mübarek memleket londurayı da geçmiş demek.

sm3-001.jpg

BAYRAM YERİNİN SESLERİ

Bayram yerinde tur atanlar şu sesleri duyabilirler:

"Kele bacım, çiğ köfte yuğuruyorduk taze etten. Tuz getirmeyi unutmuşuk, bir cimcik tuz verir misin?"

*

"Gıygık ta gıygık!"

"Haydi bakalım kocaoğlan! Et bir temenna et hanımlara...

*

"Dırama Köprüsü Hassan dardır geçilmez! Bre Hassan... Kalk bakalım ayağa topla bahşışını...

*

"Hazırlooop cevizli!"

"Kaymaaaak biiiciii!"

"Şifalıdır şalgam... Bardağı bir kuruş!"

*

Dolaplar, atlıkarıncalar, telli kızaklar salıncaklar... Morlu, sarılı, mavili, yeşilli renkte tişört ve entarili kız çocuklarıyla lebalep dolup boşalıyor..."

 

(*) Bu yazı 1 Şubat 1933 tarihli Türk Sözü Gazetesi'nde, M.N Rumuzu ile yayınlanmıştır.

1 - Fotoğraf Sabri Gül, Adana'nın Eski Fotoğrafları Grubu

2 - Zeki Erenkul Arşivinden (Adana'nın Eski Fotoğrafları Grubu)

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum