Adana'da 67 yıldır bitmeyen sorun: Kaldırımlar!
Belediyeler kaldırımlara hâkim değildir...Belediye başkanlarının reklamı afişlerle değil, hizmetle yapılır...
Haber sitemizde dün "Tellidere Mahalle Sakinleri İsyanda" başlıklı haber gördüm. Sokaklar yaşanmaz halde olduğundan söz ediliyordu.
Adana halkının, sokaklara ve kaldırımlara hâkim olamayan belediye başkanları seçme konusunda lanetli olduklarını düşünmeye başladım. Çünkü 67 yıl önce de aynı sorunlardan şikâyet vardı.
O günden bu güne, ihtilallar oldu, ordu üç kez yönetime el koydu, Kıbrıs Barış harekâtı gerçekleşti, 12 Eylül ile birlikte liberal (Başıboş) yaşam tarzı ile yönetildik, ardından, her partiden belediye başkanı seçtik, o gün doğanların çoğu rahmetli oldu ama belediyeler kaldırımlara ve ara sokaklara hâkim olamadı.
KALDIRIMLAR BELEDİYENİN KARNESİDİR
"Bir şehir hakkında doğru bir fikre ulaşmak mı istiyorsunuz? O halde kaldırımlarına bakın.
Kaldırımlar size, bir şehrin kimliğini içi dışı ile anlatırlar.
Kaldırım deyip de geçmeyin. Kaldırımın yaya yolu olduğu doğrudur. Amma bizim şehirde olduğu gibi sık sık bisikletlilerin, seyyar satıcıların ve bazen de motorlu vasıtaları gidiş gelişlerine sahne olan bir kaldırım her halde kaldırım olarak adlandırılamaz.
Bir şehrin sakinlerinin medeniyetten ne kadar nasipdar olduklarını tespit etmek için yine kaldırımlara dikkat etmek lazımdır.
Şehir sakinleri doğru dürüst yürüyorlar, nizamlara uyarak kaldırım değiştiriyorlarsa, bilin ki o şehir halkı oldukça medenidir.
Yok, bizim şehirde olduğu gibi kaldırımlar bir hercümerç içinde ise medeniyetten söz etmek mümkün değildir.
(...)
Kaldırım pis ve bakımsız ise arka sokağın, kenar mahallenin yürekler parçalayıcı manzarasını görmek için uzun ve zahmetli bir dolaşmaya ihtiyaç yoktur. Öyle değil de ter temiz, pırıl pırılsa emin olmak lazımdır ki, arka sokaklarda ihmal edilmemiştir..." (*)
YÜRÜMEK MÜMKÜN DEĞİL...
Bu yazı bugün değil, 67 yıl önce İbrahim Sarıibrahimoğlu tarafından yazılmış ve Bugün Gazetesinde yayınlanmıştır.
O günden bu güne ne değişti? Hemen söyleyeyim.
Ne kadar karışık ve şikâyete konu olursa olsun o gün kaldırımlarına hâkim bir belediye vardı.
Bu gün belediyeler kaldırımlara hâkim değildir.
Kaldırımlar gücü olanın işgal ettiği alanlara dönüşmüştür.
Şehrin en merkezi yerlerinde gezerken dikkat edin, asla düz bir kaldırıma rastlayamazsınız. Yüzeyi düz bir alanda bu denli inişli çıkışlı, çukurlu, tümsekli kaldırım nasıl inşa edilir bir türlü anlayamıyorum.
Kaldırımlar yaralı yüz gibi, bir tarafı boydan boya kazılmış, yarılmış, diğer tarafında ise kilit taşları dağınık vaziyette...
Reşat Bey, Kurtuluş Mahallesi ile Gazipaşa, Ziyapaşa Bulvarlarının ara sokaklarında manzara bu olunca varın kenar mahalle kaldırımlarını tahayyül edin.
(Saydığım bu yerlerde ara sokaklarında bırakın kaldırımda dolaşmayı, yollarda bile rahat yürüyebilmek mümkün değildir.)
Belediyelerin reklamı, afişlerle değil, yaptığı hizmetle olur. Hizmet olmadan afişleri gördüğünde, dua edeceğine beddua ediyor.
Bütün başkanların bunu bilecek birikimde olduğunu biliyorum, ama neden hala kendilerini hizmetlerle değil, reklamlarla tanıtıyorlar anlamak güç...
(*) 14 Ocak 1953 Bugün Gazetesi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.