Adana o eski günleri arıyor
“Kıymet bilmeyen milletlerde kıymet yetişmez ve kıymet yetiştirmeyen milletlerin kıymeti olmaz,” demiş Rahmetli Cemil Meriç.
Yaşım 62. Neredeyse yaşamımın tamamına yakını Adana'da geçti.
Yüzmeyi kanalda öğrendim ,çocukluğumuz TCDD işletmelerinin içindeki, Demirspor tesislerinde, gerek kendi arkadaşlarımızla oynayarak, gerekse de Demirspor futbolcularının antremanlarını hayranlıkla izleyerek geçti.
Adana Sanayi Odasının başında, kentin ağabeyi Sakıp Sabancı vardı.
Demirspor birinci ligde idi, birbirinden değerli futbolcularımız vardı. Adana'yı çok seven milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız, tanınmış yazarlarımız, artistlerimiz, sanayicilerimiz ,tiyatro ve müzik üstadlarımız,
futbolcularımız, dünya şampiyonu güreşçilerimiz ve yüzücülerimiz vardı.
Neredeyse her ailenin bir işi vardı.
Sanayide çalışanların maaşları da çok iyiydi. Mayıs ayında ,Türkiye'nin ilk buğdayları Adana da yetişir, hasad edilirdi. Bu durum herkesi sevindirirdi.Yoksulların payı dağıtılır, bulgur için buğdaylar kaynatılır, unlar çektirilirdi. Sebze ve meyve neredeyse 12 ay boyunca yetiştirilir, pazarlara bereket getirirdi.
Eylül ayı pamuğun hasad edildiği, paranın Adana'ya yağdığı aydı. Düğünler, dernekler kurulur, yoksullar sevindirilirdi.
Bir taraftan da biber temizliği ve salça yapımı başlar, Adana kızıl kırmızıya boyanırdı. Bulgur, un, salça, ekmek, salamura zeytin ve bir çok gıda ürünü ortaklaşa komşularla yapılır, bu ürünler, yardım eden komşularla da incitmeden paylaşılırdı.
Bu sevgi, çalışkanlık, dayanışma ve merhamet ortamında sanatçılar, bilim insanları, sporcular bolca yetişirdi.
Yazlık sinemalar ailelerin buluşma ve eğlence yerleriydi. Hele artistlerin katıldığı gala gecelerinde keyfimize diyecek yoktu!
Artistlerimiz de az değildi hani. Her çıkan yeni filim ilk Adana'da gösterime girerdi.
Adana'da ruh vardı, neşe vardı, tevazu vardı, sanat sevgisi, sanatçı duyarlılığı vardı. Fotoğraf amatörlerimiz çoğu ilin ustalarına parmak ısırtırdı.
Mertlik, kabadayılık, dayanışma bu topraklara has, merhamet ve adalet kurumlarıydı.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra, Adana büyük göç aldı. Gelenlerin büyük kısmı kırsal kesimden gelen, kültürel alt yapıları çok zayıf, yoksul, mesleksiz kişilerdi.Yerel yönetimlerin hazırlıksız oluşları, bu göçmenlerin yönetilemesi ile Adana birbirinden fakir, imarsız adeta üst üste yığılı mahalleler oluştu.
Suç oranları arttı, adliye haberleri ile anılır olduk. Göç bu sefer tersine döndü. Sanayiciler, okumuş aileler terketmeye başladı Adana'yı!
27 haziran 1998 Adana-Ceyhan depremi de kötü yaralar açtı , tarım ve sanayi kenti Adana'da.
Ancak bunlardan daha fazlasını partilerin genel başkanları yaptı.
Öyle çapsız kişileri milletvekili ve belediye baskanı yaptılar ki Adana'lı siyasetten tiksindi. Çoğu Adana'lı olmayan veya Adana ile bağı kopmuş yetersiz kişiler temsil etti/edemedi Adana'yı. Genel başkanın komşusu, yakın görevli veya birilerinin ricalarıyla zirvelere taşınan üst düzey temsillerle Adana'ya resmen kıyıldı.
Karataş'a yapılacak liman, Adana'ya gelecek doğalgaz, ,bir çok stratejik yatırım hep daha güçlü illere kaydırıldı.
Adana'ya kan kaybettirmek hükümetlerin ortak kararı gibiydi.
Oysa Marmara denizi, çepeçevre sanayi tesisleri, tersaneler, iş merkezleriyle dolmuştu. İş kurma maliyetleri buraların kat be kat üzerindeydi. Zira onların güçlü temsilcileri vardı mecliste!
Adana'da artık önemli; bilim, spor, sanat sanayici, ticaret, siyaset erbabı yetişmiyor.
Adana'nın da fazla bir kıymeti kalmamış gibi...
Turkiye'yi doyuran, giydiren, sanayiyi öğreten Adana, maalesef Ankara'dan hâlâ taşra gibi muamele görüyor. İşin garibi, maalesef temsilcilerimiz de bunu kabullenmiş gibi!
Adana; deniziyle, Yumurtalık enerji ihtisas bölgesiyle, OSB'leriyle, nitelikli işgücü ve hammadde kaynaklarıyla, havaalanları,
demiryollarıyla, otoyol bağlantılarıyla, teknoparkıyla, coğrafi üstünlükleriyle... Türkiye için sorumluluk almaya en hazır il. Dünyaca ünlü ekonomi gazetesi Finacial Times Burayı Avrupa'nın yatırım yapılmaya müsait en iyi noktalarından biri olarak belirledi. Avrupalı oradan gördü de (...) Keşke görmesi gerekenler burada görebilseydi.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.