Adana Barosu'ndan askeri harekata 'Son verin' çağrısı
“Tarifi olmadığımız savaş son bulmalı;şehit haberi ve can kaybı istemiyoruz"
27 Şubat 2020 tarihinde İdlib’te yapılan saldırıda bugüne kadar 36 askerimizin yaşamını yitirdiği resmi olarak açıklanmıştır. Daha evvelki askeri operasyonlar da dahil olmak üzere önceki saldırılardaki kayıplarla şehitlerimiz ve can kaybımız çok daha fazladır.
Baro Başkanı Av. Veli Küçük, devletimizi, Cumhurbaşkanını ve karar mekanizmasında olanları savaş karşıtı tutum almaya ve Atatürk’ün yurtta barış, dünyada barış ilkesine uygun davranmaya çağırdı.
Eşit, özgür ve demokratik bir yaşamın ancak ve ancak barış ortamında kurulabileceğini ifade etti.
İdlib’de kirli bir oyunun sergilendiğini ifade eden Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, yaptığı açıklamada görüş ve düşüncelerini paylaştı.
Suriye sonrasındaki hedefin Türkiye olduğunun çok açık, bu durum hiç hafızadan çıkarılmayarak acilen bölgesel sorunu ortadan kaldıracak adımların atılması ve felakete doğru giden sürecin serinkanlılıkla çözülmesi gerektiğini belirten Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, şöyle devam etti;
“1998 yılında Türkiye ile Suriye arasında imzalanan Adana Mutabakatı, o dönemlerde ülkemizi terör unsurlarıyla kanlı bıçaklı hale getiren sorunu en azından Suriye sınırlarımız açısından çözmüştü.
Şimdi yeni sorunlar mevcut; Bölgede bir değil, birçok terör örgütü var; milyonlarca mülteci var; Rusya ve ABD işgalci olarak bölgeye yerleşmiş vaziyette…
Bütün bu sorunları masaya yatıracak Adana Mutabakatı'nın bir şekilde acilen güncellenip, 2011 öncesi olduğu gibi Türkiye ve Suriye ilişkilerinin normalleşmesi gerekmektedir.
Siyasi iktidarın bu adımı atmaması durumunda, bölgede hangi yerel güç kimin kontrolünde belli olmayan şartlarda olası provokatif durumlarım sorumlusu ülkemiz gösterilerek, hiç istememekle beraber daha fazla can kayıpları verme riski bulunmaktadır.
Bölgede barışa, uzlaşmaya ve sağduyuya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız vardır.
“ŞEHİTLİK VE KAYIPLAR NORMALLEŞTİRİLMEMELİ”
Son saldırıda ve önceki saldırılarda kaybettiğimiz gencecik insanlarımız üzerinden şehitlik makamı kullanılarak can kayıpları normalleştirmemelidir.
Gülerek ve gülümseyerek yapılan açıklamalar, “Şehitler Tepesi boş kalmayacak” sözleri ile ocakları sönen ailelerin acıları katmerleşmemelidir.
Bu kadar fazla kayıp varken suudi prenslere dahi uygulanan ulusal yas ilanı, bu memleketin kendi gencecik evlatlarına çok görülmemeli, toplumsal kenetlenme sağlanmalıdır.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.