
Adana barajları alarm veriyor! 'Açık sulama kanalları su kıtlığına yol açacak'
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, açık kanallardan yapılan sulamalarda suyun yüzde 60-65'inin kaybolduğunu belirtti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Ziraat Mühendisleri Odası Adana Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, açık kanallardan yapılan sulamalarda suyun yüzde 60-65'inin kaybolduğunu belirterek, “Su kıtlığının yaşandığı bu dönemde, vahşi sulama yöntemi hala kullanılmaya devam ediliyor. Açık sulama kanalları su kıtlığına yol açacak. Suyun büyük bir kısmı, kaçaklar ve drenajlara akıtılması nedeniyle israf oluyor" dedi.
Konuyu değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, “Su kıtlığının yaşandığı bu dönemde, vahşi sulama yöntemi hala kullanılmaya devam ediliyor.
Açık sulama kanalları su kıtlığına yol açacak. Çünkü açık kanallar aracılığıyla gönderilen suyun büyük bir kısmı kaçaklar ve drenajlara akıtılması nedeniyle israf oluyor. Bu kayıplar, sulama kanallarındaki kırıklardan, bağlantı noktalarındaki kaçaklardan, buharlaşmadan ve suyun taşınması sırasında taşıyan kanalların kırık parçalarından kaynaklanıyor.
Tüm bu etkenler, suyun verimli kullanılmasını engelleyerek büyük bir israfa yol açıyor. Biz bölgemizde su hovardasıyız, suyu israf ediyoruz. Tarlalarda sulama suyu olarak kullanılan, yani salma sulama yöntemiyle verilen suyun büyük bir kısmı drenajlara akıtılıyor ve büyük ölçüde boşa harcanıyor. Bu durumun önüne geçilmesi gerekiyor” diye konuştu.
DAMLAMA SULAMA SİSTEMLERİ DESTEKLENMELİ
Mutlaka kapalı basınç sulama sistemine geçilmesi gerektiğini belirten Tayakısı şöyle konuştu:“Bu konuda gerekli baskıları yapıyoruz. DSİ yetkilileri, projeyi tamamladıklarını belirttiler. Ancak bizim talebimiz, projenin sadece tamamlanması değil, eksiksiz bir şekilde hayata geçirilmesidir. Şehir içinde gözlemlediğimiz üzere, sulama işlemi halen açık kanallar üzerinden yapılıyor. Tarla başlarında, tekneler aracılığıyla su tarlalara yönlendiriliyor. Oysa kapalı devre basınçlı sulama sistemi, yer altına döşenecek borularla gerçekleştirilecek ve buharlaşma kayıplarını neredeyse sıfıra indirecek.
Mevcut sistemde, sulama kanalları ve tekneler aracılığıyla yapılan sulamada suyun yüzde 60-65 oranında kaybı söz konusu. Kapalı devre sisteminde ise bu kayıplar yüzde 2 seviyesine kadar düşüyor. Bu sistem sayesinde su boşa akmayacak, çiftçiler ihtiyaçları doğrultusunda tarlalarının başındaki sifon veya vanalardan suyu açarak sulama yapabilecek. Ancak burada çiftçilere büyük sorumluluk düşüyor. Alternatif bir sulama yöntemi bulunmadığından, su israfının en büyük nedeni yine çiftçiler oluyor. Oysa damlama sulama sistemine geçildiğinde su kayıpları çok daha düşük seviyelere inecek. Ancak bu sistem ciddi bir yatırım gerektiriyor ve çiftçiler yeterince kazanç sağlayamadıkları için bu maliyetleri karşılamakta zorlanıyor. Bu noktada devletin, modern sulama teknikleri konusunda çiftçileri sübvanse etmesi büyük önem taşıyor. Damlama sulama sisteminin 1 dekar alan için maliyeti 800 bin TL ile 1 milyon TL arasında değişiyor ve bu rakam çiftçiler için oldukça yüksek.
Eğer yatırım maliyetleri devlet desteğiyle sübvanse edilirse, ilerleyen süreçte çiftçiler bu sistemleri kendi imkanlarıyla sürdürebilir hale gelecektir. Kapalı devre ve damlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasıyla birlikte birim alandaki verim artacak, dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sağlanacak ve çiftçiler de kara geçmiş olacak. Üstelik suyu kontrollü kullanma imkanı doğacak, gübreleme de daha verimli şekilde yapılabilecek. Bu sayede çiftçiler hem sulamadan hem de gübrelemeden tasarruf ederek daha kazançlı çıkacaktır.”
SULAMA SUYU MİKTARI BU YIL YETERLİ OLACAK
Mevcut yıl için suyun yeterli olduğunu fakat ilerleyen yıllardaki durumun belirsiz olduğunu söyleyen Ahencan Tayakısı, “Önümüzdeki yıllar için durum belirsizliğini koruyor. Barajlarda, belirli bir seviyenin altına inildiğinde kullanılamayan bir su rezervi bulunuyor. Eğer pompaj sistemleri 10 metre daha aşağı indirilebilirse, bu suların da sulama için kullanılabileceği öngörülüyor. Ancak yetkililer, bu işlemin gerçekleştirilmesi durumunda içme suyu temininde ciddi sorunlar yaşanabileceği konusunda uyarıda bulundu. Mevcut tabloya bakıldığında, kar yükünün getireceği su ile bu yılki sulama ihtiyacının karşılanabileceği düşünülüyor.
Ancak ilerleyen yıllarda su kaynaklarının sürdürülebilirliği için daha kapsamlı önlemler alınması gerektiği açıkça görülüyor. Küresel ısınmanın etkisiyle önümüzdeki gelecek yıllarda su durumu konusunda kesin bir öngörüde bulunmak mümkün değil. Ancak çocukluğumuzdan beri bildiğimiz bir gerçek var; ormanlar yağışı artırır. Bu nedenle ormanlarımızı korumalı, artırmalı ve yangınlardan uzak tutmalıyız. Doğal dengesi korunan bir çevrede yağışların daha düzenli olacağı unutulmamalıdır. Seyhan Nehri üzerinde kurulu hidroelektrik santrallerinin suyun tutulma oranı açısından büyük bir fayda sağladığı da belirtilmektedir. Bu santraller, suyun depolanmasına katkı sağlayarak sulama ve enerji üretimi açısından önemli bir rol üstlenmektedir. Ancak su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı için uzun vadeli planlamaların hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır" dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.