Geçen seçimlerin akılarda kalan en önemli repliği, “Adam, Kazandı!” idi. Türk siyaset tarihine geçen bu ifade bu sefer, “Adam, yine kazandı!” şeklinde tekerrür etmiştir. Aslında ortada bir sürpriz yoktur. Eser ve hizmet siyaseti yalan dolana galebe çalmıştır vesselam.

            Bu milletin sosyolojisine yabancı olanlarla, yabancı kalanların bu sonucu analiz etmesi mümkün değildir. Niye kaybettik, nerede yanlış yaptık? Sorularını doğru soramadıkları için sağlıklı bir değerlendirme yapmaları da mümkün olmayacaktır. Onlar yine çamur, iftira ve negatif tutumla olayı başka mecralara taşımak isteyecek olsalar da, “Atı alan Üsküdar’ı” geçtiği için geçmiş olsun.

            Kampanya süreci boyunca kalp işaretinden gayrı akılda kalan bir icraatları olmamıştır. Akılları, fikirleri ve de zikirleri algı olduğu için halkı ikna etmiş olmaları mümkün değildi. Daha iktidar olmadan Muharrem İnce’ye yaptıkları mahalle baskısı ve itibar suikastı bunların yönetimi ele geçirdiklerinde neler yapacaklarının ispatı olmuştur. Memleket Partisi’nin oylarının kendilerine gelecek olması ihtimali ile bir an mutlu olsalar da gerçekler tam tersi cereyan ettiği için hüsranları büyük olmuştur. En son Zafer Partisi ile umutlanmış olsalar da kayıpları büyük olmuştur.

            Yaşanan süreç, seçimi bir referanduma dönüştürerek vatandaşı iki kutba ayırmıştır. Bir tarafta istikrar, hizmet ve eser diğer tarafta yalan, dolan ve algı karşı karşıya gelmiştir. Altılı değil, on altılı bileşen olsa bile millet oynanan oyunu görerek tercihini yerli ve milliden yana kullanmıştır. Anadolu irfanı ve sağduyusu gayri millileri bir daha iflah olmayacakları şekilde sandığa gömmüştür. Fakat bunlar bir süre sonra, “Nerede kalmıştık?” diye meydanlara çıkarak yine hiçbir şey olmamış gibi pişkin bir şekilde arzı endam edeceklerdir. Değişen tek şey ise zihniyet değişmeden kişiler değişerek umut dağıtmaya devam etmiş olmalarıdır. Bu sonuçlar başta Kılıçdaroğlu olmak üzere muhalif kanattaki tüm siyasi liderleri bir siyasi mevta olarak tarihin çöplüğüne atmış olmasıdır.

            Yine tarih, girdiği hiçbir seçimi kaybetmeyen lider olarak Erdoğan’ın adını da altın harflerle yazacaktır. Bununla birlikte güçlü liderliğin önünde hiçbir engelin duramayacağını da yine bu süreç göstermiştir. Bugüne kadar büyük altyapı yatırımları büyük oranda tamamlandığı için bundan sonra ekonomi de iyileştirmelerle halkın refah seviyesi yükseltilecektir. Fakat kampanya sırasında muhalefet öyle uçuk kaçık vaatler ortaya koydular ki bunların önünü almak için kesenin ağzı sonuna kadar açıldığı için zor bir süreç hepimizi bekliyor olacaktır.

            Sonuç olarak; bu dönem yepyeni bir kabine ile devlette bir restorasyon süreci gerçekleştirilecektir. Güçlü liderlik, yeni kadrolar ile güçlü Türkiye’nin gerçekleştirilmesi için yeni yüzyıl Türk yüzyılı olacaktır. Dosta güven ve düşmana kaygı veren bu gelişmeler hepimiz için gurur verici olacaktır. Balkanlardan Orta Asya’ya Kafkaslardan Afrika’ya kadar ümmetin umudu olan bu millet inşallah hak ettiği yeri alacaktır. Ebedi sloganımız olan, “Durmak yok, yola devam” diyerek vira bismillah diyoruz.

            Esenlik dileklerimle,

            Erol Aydın